Sen de Ben Kadar Yarım Kal
  1. Anasayfa
  2. Anı

Sen de Ben Kadar Yarım Kal

0

Sen de Ben Kadar Yarım Kal

Hayatın en normal şeyiymiş gibi acını çekerdim. Ama şimdi nasıl olduğunu bile hatırlayamıyorum. Bazı duyguların eksikliğinin farkına bile varamıyorum artık.

Senden sonra bırakmışım…

Duvarlarla hıçkıra hıçkıra ağlamayı, gözyaşlarımı kâğıda akıtmayı seni terk ettiğimden beri bırakmışım. Kâğıt kalemle mesafe girmiş arama. Aşkın olmayınca, dönmeyince başım sevdadan yazmayı da iteklemişim elimin tersiyle. Oysa ne büyük günah… Vebali senin boynuna…

Başladığım her öykü yarım yamalak kalmış. Her kâğıda birkaç cümle serpiştirmiş devamını karalamışım. Artık fark ettiğimi itiraf etmem gerek, bunu kabullenmem lazım:

“Sen gidince ben darmadağınık, yarım kalmışım.”

Dedim ya, birleştiremediğim kopuk cümlelerimden anlıyorum bunu. İnatla devam edip benim tarzım bu desem, inkâr etsem de hayattan soyutlanışımı, sen gittin gideli kalbim kurumuş benim. Aşkı unutmuşum ya da aşkı unutmak değil de aşk nasıl yaşatırdı, onu unutmuşum. Çoğu derdi senden üstün tutmaya çalışırken en derinime gizlemişim senin yaralarını. Ben sensiz çok eksilmişim…

Adını haykırmak istiyorum tam da şu an. İfşa etmek istiyorum tüm geçmişimizi. Ben seni çok sevdim ve asıl seni sevdim demek istiyorum. Sonra da sözde gururum için inkâr edip:

“Sen sakın ha üstüne alınma, bunlar sana değil” diyerek yüzüstü bırakmak istiyorum seni. Gerçi yüzüstü bırakılamazsın benim tarafımdan. Sonuçta insan sevdiği tarafından dımdızlak bırakılırsa kalakalır. Yoksa ben de kimim ki senin için…

Hah bu arada bir şarkıda adı çıktı seninkinin, özür dilerim ama adı batasıca girdi aramıza. Aramıza girdi demek de doğru olmaz sevgili okuyucular. Sadece başkasını sevişini izlettirdi bana…

Bir gün, onun için en emek verdiğim gün, âşık olmuş. Bana bakışından bildim. Aşkımdan kopmadığı gibi kıyametin, kalbimin acısı cehennemim oldu ne hikmetse. Cayır cayır yandım da geçirdim tırpanları bedenime. Bir silgi dilendim, varlığını dünyadan silebilmek için.

“Sen bıraktın ya, ben biraz şey oldum. Bulamadım kendimi, alamadım senden.”

Ertesi günlerde duvarlarımı maviye boyasam dedim, erkek odası gibi olmuş diyenlere itiraz da ederdim. Şu kutuyu sana verdiğim ufacık odada yatağımın yerini değiştirecektim, kendime daha çok yer açacaktım. Çünkü nefes almalıydım.

Sonra dilendiğim her silgiyle silmeye çalışırdım izlerini. Kim bilir kaç silgiye mal olurdun bana.

Daha dolapları boşaltacaktım, eşyalarını atacaktım. Lanet kafamın içinden kazıyacaktım seni.

İşim çoktu. Tabii yetişmedi hiç biri, kolaya kaçmak istedim. Belki dedim şehri terk etsem. Sevdiğim, sığındığım çoğu mekândan geride kalsam. Olacak iş değil, kasımı da terk etmeliydim.

Denedim, oldu sandım. Olsaydı seni yazmazdım.

Seninle geride kalan bir fotoğrafım bile yok. Biliyorum benim yüzümden. Onca mektup yok, kokun yok, sesin yok ve hepsi benim nefretim yüzünden. Ama anlayın beni, dolabınızda sigara olduğunu bile bile o lanetten kurtulmayı becerebilir misiniz?

Çok pahalıymışsın oğlum sen, varım yoğum neyse onunla almışım seni. Sigaradan illet bir şey olmuşsun bende. Ha kıymetini bilememişim orası ayrı tabii. Gerçi sigara zararlıydı değil mi, nesinin kıymetini bilmeliydiysem…

Hayatın en normal şeyiymiş gibi acını çekerdim. Ama şimdi nasıl olduğunu bile hatırlayamıyorum. Bazı duyguların eksikliğinin farkına bile varamıyorum artık.

“Sanki hiç olmaması gerekmiş gibi. Sevmek ucuzmuş, dümdüz bir yolda bile bulunurmuş.

Acın oldukça sıradanmış. Senden büyük acılar da varmış.” Biliyorum bu yaşanan her şeye haksızlık.

Sen de hiç bilmedin ki, ne çok yürüdüm o yollarda. Hiç duymadığın laflar ettim. Uğramadığın kapılar ardında arandım. Hiç bilmedin ne dualar ettim. Senin için ne çok uğraştım, görmek istemedin. Ama zaafım olduğunu bildin. Bunu kullanmayı da pek sevdin. Varsın olsun, canın sağ olsun. Senden gelene hep razı oldum.

Uzun lafın kısası seni bir yerlerde hep seveceğimi söylerdim ya hani, emin ol sözümü tutuyorum. Seni sen yokken bile sevmeye devam ediyorum.

Hayatımda kime yer verirsem vereyim, sana bir nefes kadar yakın kalacağım. Seni kendimden asla ayırmayacağım.

Yazarın (Feza) diğer yazılarını da okuyabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz. Sen de Ben Kadar Yarım Kal

Sen de Ben Kadar Yarım Kal

İlginizi Çekebilir
Muzaffer İzgü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir