Bir telefon açsa oturulur, konuşulur, Telefonu ben açamam, hayır hayır, gururla alakası yok bunun, Kibirle alakası yok. Kibir nedir bilirim çünkü kendini bilmez değilim, Bir zamanlar aşk nedir bilebilirim zannediyordum,…
Son Yazılar
Akrilik Kraliçe Nicelerin aştığı ve deldiği dağlarla ne yapacağını bilmiyorsun demişlerdi ona, Oysa ki dağları ve tepeleri onu besleyen nehirlerle, Işığıyla ve atmosferiyle, Ruhuyla ve kendi ruhundan bir parçayla, Bir…
Aklımda Dizili Boncuklar “Nefes alamıyorum, alamıyorum. İçim çığlık çığlığa ben sus pus oturuyorum. Karanlık bir odaya hapsolmuş ruhum, ben bunca gün ışığı ortasındayım. Nefes alamıyorum, alamıyorum. İçimde bir şey var…
Farklı Bir Yol “Daha neler göreceğiz acaba?” diye sora sora yürümeye devam etti evinin yolunda. Her zaman aynı güzergâhtan giderdi, kaç ay oldu sorsanız o da bilemez. Fakat bu sefer…
Yangın, Yangın öyküsü Umursamıyor muyum sanıyorsunuz oradan bakınca? İnanın bana ağlamamak için çok fazla sıkıyorum kendimi. Birazdan gözlerim isyan edecek kenarında biriken yaşları akıtmadığım için... Çünkü çok yakıyor, çok acıtıyorlar.…
Anlamak Anlamak; kendi içinde bile “anlam” barındırırken, bu anlamı sorgulatan ve anlamaya çalıştıran bir kavramın kelime tasviri. Bu soyutluğun somutlaştırılmış hali. Anlamak varoluş ile ilişkilendirilmiş ve felsefenin temelini oluşturmuştu. Anlamak…
Düş Armağanı “Bir gece ve ne hikmetse aynı gece adam ve kadın birbirlerinin rüyalarına geldiler.” Onca gürültünün, hengâmenin arasında; gündemin çalkalandığı, ülkenin ayaklandığı zamanlarda tek bir arzusu vardı. Uzun zaman…
Camgöbeği Patlaması Camgöbeği: Mavi ve yeşilin karışımının oluşturduğu eşsiz, özel renk. "Modern insan" tuşlarına bastığı dünyada kayboluyor. Benim ise en büyük şansım camgöbeğinin içinde kaybolmaktır. Öyle ya camgöbeği maviyi ve…
Sen de Ben Kadar Yarım Kal Hayatın en normal şeyiymiş gibi acını çekerdim. Ama şimdi nasıl olduğunu bile hatırlayamıyorum. Bazı duyguların eksikliğinin farkına bile varamıyorum artık. Senden sonra bırakmışım... Duvarlarla…
Yadigâr Bir kitap seçtim kitaplığımdan, açtım bir sayfayı ve karşılaştım o cümleyle: “Yol bitmez. İnsan ölür, o yolun bir yerinde kalır.” diyordu Oruç Aruoba. İnsan ölür ölmesine de mutlaka kalır…
Toy Buraya ilk adım atışım değil. Öncesinde büyük umutlarla bir istekle gelmiştim. Hâlâ istiyor olsam belki bulunmaz bir fırsat olabilirdi. Ama kendimden emin değildim. Ne istediğimden, burada olmak isteyip istemediğimden…
Yer, Gök, Zaman Memleketine giderken insan, zaman çabuk geçsin mi geçmesin mi karar veremiyor. Nasıl olsun ki, çabuk geçse bir an önce o kokusunda eridiği topraklarla kavuşacak, çabucak dönüş günü…