İpini koparan bir çığlık
  1. Anasayfa
  2. Deneme

İpini koparan bir çığlık

0

İpini koparan bir çığlık

“Dünyanın gölgesinin karşısında yalnızım” diyen bir adamın sesinde, kendi yankısını bulmuş ve bir anda kendini köhne bir limanın içinde buluvermişti.

“Yazmak ışıklı ve gürültülü bir yol. Yakıcı – şiddetli bir çığlık…” diye not aldı elinde tuttuğu kâğıda. Denizin parlak ışıkları gözlerini alıyordu. Ayakları onu tuhaf bir şekilde bu limana getirmiş ve o banka oturtmuştu. Issızdı. Aklı, fikri, bedeni, ruhu her şey ıssızdı.

Yazmadan önce hep böyle olurum…

“Asıl gürültü şu an içinde bulunduğum şiddetli sessizliktir” dedi. Beni çılgına çeviriyor. Öyle bir şey ki bu limana nasıl geldiğim konusunda en ufak bir fikre bile sahip değilim. Hiçbir kelimesizim. Hiçbir düşüncesizim… Elinde tutmuş olduğu kâğıda, aldığı notu tekrarlıyordu.

– Deliren bir zaman gibi… Durdurulamayan bir çığlık gibiyim… Kafamın içine ışık sızıyor bir yerlerden ve ben akmakta olan bu ışığın kaynağına ulaşmakta çok zorlanıyorum.

Ağlamak üzereydi. Uzun, çok uzun zamandır bastırmıştı bu duygusunu… Belki de bu terk edilmiş, köhne limana bu yüzden gelmişti. Çığlığının ipini koparmak için buradaydı belki de. Başını elleriyle avuçlayıp bacaklarının arasına aldı ve bağırmaya başladı. Gerçekten yalnızdı!

– Yalnızlığın derinliğindeki gölgeyi hep yanımda taşımak zorundayım. Ondan kurtulmanın bir yolu yok. Çok denedim kaçıp kurtulmayı ama içinde olduğum, içinde yaşadığım, içinde var olduğumu sandığım kalabalık bana bu duyguyu daha çok hatırlatıyor. Sen yalnız bir kişisin! Sen yalnızsın! Evet, ben yalnız bir kişiyim! Bu yüzden ailesinden ayrılmış ve işine yakın bir ev tutmuştu kendine. Hayat bir bedel ödemekti. Hak etsen de etmesen de…

“Hayat; sosyal bir trajedidir” dedi.” Bu benim kişisel tanımlamam ve ben bu trajedinin içinde var olma çabası içindeyim. Bu çabamı tetikleyen tek şeyse yazmaktır. Onunla dönüşüp var oluyorum çünkü.

Kendini dinleyip yaşadıklarını sorguladıkça tuhaf bir şekilde geldiği bu limanda aradığı şeyin ne olduğunu anladı. Aklında yanıp tutuşan ve çıkmaya çalışırken boğuşan o çığlığı fazla tutamadı içinde. Kâğıda bulaşan leke çıkmazdı bunu biliyordu. Yazmaktan kendini alamayacağını da… “İpini koparan bir çığlık” oldu aklındaki hikâyenin adı. Kanımdaki hayatları var etmeliyim diyerek oturduğu banktan yavaş hareketlerle kalkarak rıhtımda yürümeye başladı. İçinde, kendiliğinden oluşan bu şeyin derinliğini anlatmak için düşünmeye ihtiyacı vardı ve “Yürümek, düşünmek için en iyi zamandır” dedi… Şimdi bu zamanın içinde dolaşmalıyım ve içsel ağrılarımı anlatacak doğru cümleler kurmalıyım. Düşünmeyi ve düşlemeyi sürdürürken;

– Kendimi içinde tutmaya çalıştığım bir yer var ve diğer yandan yaşamakla sorumlu olduğum bir hayat duruyor önümde. Bu iki bağlılığımın da hakkını vermeliyim. Yürürken durakladı bir ara ve kafasını göğe kaldırıp;

– İşte benim yıldızım orda duruyor ve bana bakıyor ışıl ışıl…

Kendini yeniden, başka bir gözle yaratmanın tadını yaşıyordu o an. İçindeki avlunun aydınlandığını ve kuşların geri geldiğini gördü. Bulutlar çekilmişti düşlerinin üstünden. Yalnız kalmanın bu hafif anında tutunmaya çalıştığı o düşü hatırlattı kendine. “Düşlemek hayatta kalmanı sağlar” dedi ve gülümseyerek devam etti kendiyle yaptığı söyleşiye.

-Düşlemek yaşamın ihtiyaç duyduğu en önemli besin kaynağıdır. Onu şekillendirebilirim. Ona başka renkler katabilirim, onu hayatın içine çağırıp yaşayabilirim. Bunu yapabilirim. Yaşamın içinde tek bir yol olmadığını biliyorum. Bu denli farkındayım ve vazgeçmiyorum tutunmaktan.

Öyleyse varım!

İnsan kendi kendinde de mutlu olabilirdi. Yalnızken özgür ve canlı bir havaya girebiliyordu, bunu keşfetmişti. Onda bu duyguyu yaratan ve yaşamsallaştıran en önemli şeyse yazmaktı…

Kendine gülümseyerek devam etti rıhtımdaki yolculuğuna… Olmaz akıntılarla çarpışan aklını taşıdığı bu yerde, yaratmış olduğu ışıkla karşılaştı ve berrak suların sesini duydu. Donmuş bir karanlıktan dışarı sızıp güneşe yaklaştı;

“Hayat dalgalanıyor / bir geleceğin içinde…” diyerek hep zor bulduğu o tepeye doğru koşmaya başladı…

Yazarın (luvima) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

İpini koparan bir çığlık

İlginizi Çekebilir
Baba Figürü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir