Her Şeye Rağmen…
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Her Şeye Rağmen…

0

Her Şeye RağmenDeneme: Her Şeye Rağmen

İnce bir fısıltı duyumsadım; içim titrerdi sesini işittiğimde. Ve severdim, çok severdim seni.. Seslerin anımsattığı hikayelerim vardı. Ve kederin yumuşattığı yumruklarım.. Hüzünlü dizelerde kalmış bir bekçiydim. Neyi beklediğimi, neyi zapt ettiğimi hiç bilmedim. Yaşadım, her birini tek tek yaşadım. Ve düştüm, her çukurda daha da sert düştüm. Kanayan dizlerim, dirseklerim değildi sadece; dizelerimden kan damlar benim..

Bir karış yukarıdaydı kaldırım yerden. Kaşları da keskin hatlara sahipti ve yüzü gergindi. O an yüzüme sağlam bir yumruk çıkarsa, kaldırımın o bir karışlık yüksekliğine yığılabilirdim. Her türlü kaba kuvvete başvurabilirdi; ama sadece gözlerini gözlerime dikti ve baktı. İçindeki kini yüreğimin her köşesinde hissettim. Hücrelerim bu tanıklığın hemen ardından birer ikişer öldü. Yaşlandım oracıkta. Oracıkta 40 yıl geçti. Oracıkta öldüm belki de.. Hiç bahsetmedim kimseye bu husustan. Hiçbir kelime tam olarak karşılayamayacaktı çünkü. Bozgun desem değil, yenilgi hiç değil! Bu bir dağın yağmalanmasıyla eş değerdi. Bir dağın ölmesi gibi bir şeydi bu.. Garip; ama kusurlu. Hatta epey hüzünlü.. Herkes de bu hüzne sığınıyor zaten. Bana kalırsa edebiyat hüzünden türetilmiştir. Gerçi bana kimsenin de bir şeyi bıraktığı da yok. Herkes her şeyi zapt etme telaşında. Bense, kendi kalemi düşman işgaline açık hale getirdim. Hatta tüm surları yıktırdım. Hiç zorlanmadılar devralmak için.

Devir hırs küpü bireylerin devriydi. Her yerinden bencillik akanların istilasına uğramıştı dünya. Ve birkaç iyi adam kalabilmiştik sadece. Birkaç iyi kadınla birlikte.. Gücümüz hep tükeniyordu, gücümüz yoktu. Direnmek şöyle dursun, nefes aldığımıza şaşıyorduk. Kirli suların arasında yolumuzu bulmak amacıyla savaşıyorduk durmadan. İnsanlara yitirdiklerini hatırlatmaktı tek amacımız. Ve belki de yanlış olan bizlerdik. Yüzüme sağlam bir yumruk çıkarmış olsa sol kroşesiyle, belki de o bir karışlık kaldırıma başımı vuracak ve aklımı başıma alacaktım. Ama olmadı işte. Aklım başımda değildi ve ben bir özgürlük savaşçısına dönüşmüştüm. Yalnızlığıma küfrederken, insanların yeniden bir bütün olması için debelenip durdum. Çok yoruldum.

Yaşadıklarım, yaşattıklarım her biri bütünlük arz ediyor. Her biri bana ait ve benimle ilerlemekte. Yanlış yollara sapmaktan hiç korkmadım. Saptım da elbet, en karanlık ve virajlı yollara. Kayboldum, kaybettim yol arkadaşlarımı. Nihayetinde her şeyin bir şekilde sonu oluyor. Her yol bir dinlenme tesisinden geçiyor. Yolların büyüsüne büyük saygı duyuyorum elbette; ama bir durakta yoldan vazgeçme zorunluluğu var. Bunu kabul etmek gerekli. Zira bir ömür gitmek, ağır ilerleyen bir intihar metodudur bana kalırsa.. Vazgeçmek de bir erdemdir. Ama hiçbir şeyi erdemli olduğu için de yapmaya kalkmamalıdır insanoğlu. Gerçekten yapmak istiyorsa yapmalıdır. Ve nihayetinde yaptığının hangi kategoriye girdiğine karar vermelidir. İyi ya da kötü bu seçimlerin ardından gelecektir. Ve içindeki öz çoğunlukla çok kolay değişmeyecektir. Bu senin nasıl bir insan olduğunu gösterir. Hammaddeni iyi kullanabilirsen, iyi ürün elde edebilirsin. Ancak kötü kullanılan bir hammadde, çekilmez bir hayatın başlangıcı demektir. Hammadden aklına hükmeden beynindir. İyi işlemeyi gerektirir…

Eksik bir sol kroşenin, kederli bir hayata sürüklediğini gördükçe içim yanar benim. Bir musibet bin nasihatten de iyidir. Ama insanoğlu o kadar akıllıdır ki, yine de musibetlerin ardı arkası kesilmez. Hayat kısa kesitlerde, büyük acılar biriktirir her birey için ayrı ayrı. Kimisi bir kerede yükler bedenine bu dozu. Kimisi de azgın bir bağımlı gibi belli süreçlerde yüklenir. Ama herkes alacağını alır şu hayattan. Herkes kendi acısına şaşırır ve her şeye rağmen yaşam sürer; bir eksik ya da bir fazla..

04.45 05.09.2014

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Deneme Sürümü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir