1. Anasayfa
  2. Deneme
Trendlerdeki Yazı

Eros İle Anlaşma

"Devam et kendim, biz de bu dünyanın bir derdiyiz..."


0

Eros İle Anlaşma

Hayatımın son birkaç senesini düşünerek yürüyorum sahil boyunda, sevdiğim hava durumuyla birlikte. Sevdiğim hava durumu bile kasvetli olduğuna göre hayatımdan ne beklemeliydim ki zaten… Neden normal biri olamadım şu yaşıma kadar? En çok bu sorunun cevabının gelmesini bekliyorum bir yerlerden… Evet, bekliyorum çünkü aramaktan vazgeçtim. Vazgeçme sebebim de ararken aldığım hiçbir cevap beni memnun etmedi. Şimdiye kadar başkalarının benim hakkımda ne düşündüğü ya da benim için çizilen sınırlar pek umurumda değildi açıkçası. Fakat dünya üzerinde nefes alıp vermeye başladığım zaman çoğaldıkça “Ben kimim?” sorusunun cevabını duymak ister oldum başka insanlardan.

Bir dış sesin insanlara sürekli olarak beni;

“Kafası kargaşa içinde olan insan, sürekli melankoli halinde değildi aslında hatta her zaman da sevmez o severim dediği kasvetli havaları. Sadece mutsuz ruh halinin onu koskoca bir gökyüzü olarak sarıp sarmalaması yüzünden ve o havalarda gezdiği sokaklarda pek insan olmadığından dolayı sevdiğini söylüyor. Çünkü o yalnız, hem de çok yalnız.” diye anlattığını düşünüyorum. O son vurgulu cümle, o çok acı değil mi?

Hatta şöyle devam ediyor da olabilir;

“Söz konusu bu insan, kendini sorgulamaya başlıyor, ayna karşısında güzelliğini ölçmeye, şimdiye kadar verdiği yaşam mücadelesini beğenmemeye, başarılarını bir hiç gibi görmeye, sevdiğini sandığı o zehrin etkisi ile ve yüklediği anlamsız anlamlar yüzünden kendi değerini yok etmeye başlıyor. Hâlbuki zehir kanına karışmadan önce çok güçlüydü, çok güzeldi, çok mutluydu…

İnsanımıza göre zehir, aşktan başka bir şey değildir. İnsan vücuduna salınan en tehlikeli zehir başka bir insana olan aşktır. Aşk ona göre içimizde yaşayan istenmeyenleri açığa çıkarır. Mutlu olduğumuzu sandığımız bir kaç zamandan sonra başa çıkacak gücümüz yoksa eğer bitmek bilmeyen karanlığa doğru sürüklenmemize sebep olacak bir etkiden başka bir şey değildir aşk. Âşık olduğu bireyin kafasından geçeni, konuşurken sarf ettiği kelimeleri, ne anlatmak istediğini, ne hissettiğini çözerken asla iyi tarafından bakamıyor. Âşık olduğu kişiye neden âşık olduğunu hiçbir zaman anlayamıyor. Asla gerçekten sevip sevmediğini de bilmemekle birlikte -hatta aslında ondan haz edip etmediğini bile- ama bir şekilde geri döndüğünü ve bu dönüşlerin onun aksine aşktan değil, boşluktan olduğunu düşünüyor.

Ve onun gözünde aşk her zaman sonu acı dolu biten bir hikâye olarak geçiyor.”

İşte meşhur aşk serüvenimin bitişinden geçen birkaç sene sonrası ve ben sahil kenarında yürüyorum, aklım da onunla birlikte. Düşüncelerle boğuşurken aniden düşüncelerime ve bu yürüyüşüme sebep olanı görüyorum karşımda. Görür görmez aklıma hayal olduğu geldi ve akıl sağlımdan şüphe etmeme sebep oldu açıkçası… Fakat orada işte, tam karşımda görüyordum düşüncelerimi kanlı canlı. Ne tesadüf ki tek başına yürüyordu o da.

<<Tanrım! Böyle mi oynuyorsun benimle?>>

Tek başına olduğu için seviniyorken aynı zamanda ya bu yalnızlık anlık ise? Birini bekliyor ya da birinin yanından ayrılmışsa ve o biri ya benim yerimi alan biriyse? Bu düşünceler şu an bana en çok acı veren hatta düşünürken bile nefesimi kesen bir şey. Fakat ben bunları düşünerek yürümeye devam ettiğim için kaçmama fırsat kalmamış ve yakalanmıştım onun gözlerine… Sıradan basit bir diyaloğun arkasında öyle çok duygu öyle çok kelime saklı ki buna rağmen bu diyaloğa son vermek acı çektirdi kalbime.

Aşk ne büyük ahmaklık, aşk ne büyük saçmalık… Aslında sorun aşk değil, sorun bu ahmakça olan egomuz ve onun savaşı. Bu savaşın aşkı yenmesi. Aşkın egodan güçlü olamama hali…

Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın milyarlarca derdi varken benim burada aşk felsefesi yapıyor olmama ne demem gerekir acaba? Bir şey söylememeliyim sanırım çünkü o milyarlarca insandan birisi de benim ve o milyarlarca dert arasındaki bir dert de benim. Şu an aşk acısı çekerek, kendimle ilgili sorunlarımla yüzleşemem. Devam et kendim, biz de bu dünyanın bir derdiyiz… Ayrılık, hüzün, özlem, boş bakışlar, gözyaşları ile uyanılan sabahlar ve ruhumu intihara sürükledikten sonra onu vazgeçirme ritüelime geçiş yapmış bulunmaktayım.

Muhtemelen çözüm yolu için, eskiden yaptığım ve hâlâ aklıma ilk gelen eylem olan başka bir şehre gitmek, bol bol alışveriş yapmak ya da kalabalığa karışmam gerekiyor ama hayır! Ben inatla yürümeye devam edeceğim ve bu süreçte hem kendimi hem de ruhumu koruyacağım. Fakat sevgili Eros beni duyuyorsan eğer seninle bir anlaşma yapmak istediğimi söylemeliyim.

Lütfen bir süre etrafımda dolaşma ve lütfen o “ok” bana gelmesin. Teşekkürler.

Yazarın (Venüsyalı Biri) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. 

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

Eros İle Anlaşma

Bence sadece yaşamalıyız ama nasıl? Yaşamaktan başka gaye değil de nasıl yaşamak lazım diye çok sorum var ölmeden bir kaçına cevap bulmak dileğiyle günleri geçiriyorum.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir