Yadigâr
  1. Anasayfa
  2. Anı

Yadigâr

Yazan: Nazende

0

Yadigâr

Bir kitap seçtim kitaplığımdan, açtım bir sayfayı ve karşılaştım o cümleyle: “Yol bitmez. İnsan ölür, o yolun bir yerinde kalır.” diyordu Oruç Aruoba. İnsan ölür ölmesine de mutlaka kalır bir şekilde, hayatının bir yerinde usulca. Geride bıraktığı bir şey; bir not, bir mont, bir kalem ya da son giydiği gömleği… Günler geçer, haftalar, aylar, sonra yıllar geçer ama o kokusu sanki hep o gömlekte kalmıştır ondan hediye gibi sana. Ondan kalanlar birer yadigârdır aslında; çünkü yadigâr, bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan bir nesne ya da bir kimsedir.

Geçen yıl kasım ayıydı, öğleden önce sanki biraz güneşliyken hava, öğleden sonra kapkara bulutlar şehri sarmıştı. Neyin habercisiydi ki bu kara bulutlar? Bir vedanın, dönüşü olmayan bir gidişin habercisi miydi yoksa? Çalan telefonlar, titreyen dizler, gözde donup kalan gözyaşları, yüreği sıkıştıran o kalabalık… Kasım çok kalabalık bir aydı herkesin yalnız olduğu. Orada sürekli bağıran, sağa sola sıçrayan ve en son annemi görüp sarılan bir yadigâr vardı: Toprak. Aslında onu anlatmak çok zor geliyor, adını anınca bile boğazımda düğüm oluyor o sıçrayışları. Hani birine baktıkça ya da bir yere baktıkça bir şey canlanır ya gözünde insanın, ben de o ânını unutamıyorum bir türlü. Unutmak da istemiyorum aslında, bize hep onu hatırlattığı ve onu bizimle yaşattığı için teşekkür bile ediyorum bazen. İlk geldiği zamanlarda hırçın, saldırgan, asık suratlı ve bazı gecelerde ağlayan bir yadigârdı. Bakışları onu soruyor, belki de onu getirmediğimiz için bize kızar gibi bakıyordu. Adını söyleyince kafayı kaldırıp sanki gelmiş gibi sağa sola bakınıyordu, böyle koca bir yıl geçirdik onunla. Ziyaretine gittik çiçeklerle, birlikte denize girdikleri yerlerden, yürüdükleri sokaklardan geçtik.

Ona ilk defa 29 Ocak Çarşamba günü bir akşamüstü sarıldım. Hayatımda ilk defa bir köpeğe sarılmanın endişesi bir yana, hissettiğim duygunun tarifini yapamıyordum bile. Dokunmayı geçtim yanımdan bir köpek geçerken anında tansiyonum yükselir olduğum yerde uyuşur kalırdım, ondan önce tabi. Ona doğum günümde sarılmam, ondan bana en güzel hediyeydi. En son birlikte kutladığımız o doğum günümden sonra bir daha gerçekten iyi ki doğdum diyemem sanıyordum, Toprak gözlerime bakana kadar… Onun yadigârı, emaneti, canı… Annem Toprak’ı severken, “Canımın Canı” der, canım dediği; kardeşi…

“Ölüm ya da ayrılık
Fark eder mi söyle sensiz”

Diğer yazılara da göz atabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

– Yadigâr

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir