1. Anasayfa
  2. Öykü

Minibüsün Kederi


0

Minibüsün Kederi

Öykü: Minibüsün Kederi

Kafasının üzerine taktığı gözlüğün camındaki kir, güneş ışınlarının farklı açılarıyla anlamlara bürünüyordu. Özenle seçilmiş kıyafetinin ütüsü adeta kusursuzdu. Elinde tuttuğu çantanın üzerinde bulunan parlak taşlara uzun süre bakan birinin geçici körlük geçirmemesi için bir neden olamazdı. Kısa aralıklarla o çantanın içinden çıkardığı cep telefonundaki ses, muhtemelen buluşma yerine çoktan gelmişti bile. Telefonun her çalışı sabırsızlığını daha da arttırıyordu. Bense minibüsün içinde sokağın yitik hikâyelerine dalarken göz ucuyla belli belirsiz yol arkadaşlarımı seyrediyordum.

En arka koltuktakiler kalabalık bir aileden oluşuyorlardı. İki küçük çocuk da kucakta yolculuk ediyordu. Çocukların teni, güneşin ışınları tarafından çoktan koyu bir hale bürünmüştü. Bu da fakir bir mahallede büyüdüklerinin bir göstergesiydi. Çünkü şimdilerde orta halli ya da zengin muhitlerin çocukları, genellikle günün büyük bir çoğunluğunu evlerinde internetin ulaştığı oyuncaklarıyla uyutuluyor, benim çocukluğumun özgür günlerinden pek uzakta büyüyorlardı.

Bir yerden bir yerlere giden insanların tek ortak noktası olan bu minibüs, yetersiz kalan klimasıyla yol alırken kimsenin aklına geçtiğimiz sokaklar ya da yaşadığımız farklı hayatlar gelmiyordu. Bir yerden bir yere gitmek dışında, kimse yan koltuğundakinin yaşadığı bu karmaşık yaşamı bilmiyor, bilmekten öte hissetmeyi bile istemiyordu. Oysa beş saniye sonra bu minibüs, kırmızı ışıkta geçen bir kural tanımazın çarpmasıyla devrilebilir ve daha da kötüsü devrilen minibüste bir yangın çıkabilirdi. O an yaralananlar, birbirinin üzerine savrulanlar, kan deryası, kaos ve gözyaşları bir kadere ortaklık ettiğimiz gerçeğini bize hissettirebilirdi.

Birbirinin suratına dahi bakmaya tenezzül etmeyen bu küçük kalabalık, o kargaşa anında birbirinden medet umacak hale gelebilirdi. Belki de gözlük camındaki kirden iğrenebileceğin bir insanın yardımıyla o kıyametten kurtulabilir ya da seni hiç umursamayan bir başka yolcuyu kurtarabilirdin. Ama normal zamanlarda insan; potansiyeli görmek, onu düşünmek gibi bir meşguliyete girişmez. Çünkü ayrıntılara ve olasılıklara takılı kalmak, bir yönüyle mutsuzlukla yüzleşmeye neden olur!

Umursamadığımız hayatlardan sorumlu olduğumuz gerçeğini bir kenara bırakalı epey mutlu resimler çizdik yeryüzünde. Sokaklardaki acımasız yüzlerden sakınarak kusursuz evler inşa ettik. Çitler, duvarlar ve güvenlik kameralarıyla sorunsuz bölgeler, yapay döllenmeyle türeyen alışveriş merkezleri, genetik mucizelerle uysal süs hayvanları ve internetin çağında dokunulmaz kusursuzluklarda dostluklar edindik. Çok mükemmel hayatlarımızı çarşaf çarşaf pazarlayıp bol küsuratlı meblağlar elde etmeyi denedik, deniyoruz. Satın alınan takipçiler sayesinde elde ettiğimiz sosyal konumlarımızla daha huzurlu girdik kaz tüyü ortopedik yataklarımıza. Her yeni gün, yeni fikirlerle tatmin olacağımıza inanırken durmak bilmeyen moda çağında savrulduk.

Tüm bunlar yaşanırken bir şeylerden uzaklaştık. O kadar uzaklaştık ki artık bir şeye uzak olduğumuzu bilsek de, o şeyin ne olduğu konusunda bir fikir üretemiyoruz. Karışan kavramların arasında kendi benliğimizi ve ruhumuzu hangi köşeye fırlatıp attığımızı göremiyoruz. Geçip giden günlerin geri gelmeyecek olmasının kederini taşımaya gücümüz yok. Güçsüzüz ve daha da güçsüzleşiyoruz. Kaybedilen his, uzaklaşılan tavır ve yitirilen masumiyet bir gece kâbus olup dirilince rüyalarımızda, hemen ertesi gün arttırıyoruz antidepresanların dozunu. Yapay bir hayatı kabullenen her bünye gibi renksizleşiyor dünya…

Oysa o minibüs yol alırken görebilseydik dışarıdaki hayatı, o hayatın içinde savrulup yaşam mücadelesi veren yüreklerin güçlü telaşını, hissetmeye çalışsaydık yanımızda oturanın derdini ve muhtaç olana, darda olana, derdi olana koşabilseydik koşulsuzca; gülen yüzlerin sebebi olabilirdik.

Bir minibüs yolculuğu kederlendirmiyorsa sizi, başka hiçbir felaket sızlatamaz yüreklerinizi. Bir minibüs yolculuğunun kederi, bir toplumun kaderini değiştirir. O kederi görmeye çabalamakla başlayacak her şey…

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. (Minibüsün Kederi)
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Öykü: Hoş Görebilmek

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir