Garip Şiir
Süleyman Efendi için
Teknelere sığmazdı İlyas
Ağ yamayan elleri denizle bütünleşmiş
Yağmurluğu boynundan beline kadar
Boyu ortaca ama heybeti pek yerli
Vira diye bağırdığında martılar uçuşurdu
Bismillah dediğinde dalgalar susardı
Bıyığının sarısı tütününden
Ayağının aksaması bir orfoz avından
Ah be İlyas
Gidecek zaman mıydı şimdi kasabadan
Bir güz çiçeği gibi soldu ardından
Koca gözleri ve pembe dudaklarıyla
Dalgalı saçları ve çilli alnı, burnu, yanaklarıyla
Senin deniz kızın o güzelim Kamuran
Çamurlu çizmelerini piyangocuya verdiler
Evdeki duvar saatini kahvehaneye astılar
Evinin tuzlu kapısını tabutçuya sattılar
Geriye kalan yatak döşek ne varsa Hurdacı Necmi’ye…
Öldün İlyas, ölürken ardında koca bir hatıra bırakarak
Sevdiğin, evin, teknen ve kasabanın hüznü ile
Birçok şeyi tabutundan içeri almayarak
Öldün İlyas, gözlerimi yaşla dolu bırakarak
Yazarın (İdris Serhat) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
– Garip Şiir
l k m n b v c z a s l k j h g f d e r t y u ı o p ğ ü i ş ç ö m n b v c d g t r e ı u y ı p ğ ü i ş l k j l j h n