1. Anasayfa
  2. Deneme
Trendlerdeki Yazı

1

"Burada etik değerler yok, afili sözler yok, dünyaya verilecek kıymetli mesajlar yok. Burada bir süredir sadece ben varım. Belki de olması gereken daima buydu."


1

1, Bir, bir tek, Yazının başlığı 1 çünkü başlık hiç de umurumda değil. Aslına bakarsanız yazı da değil, sadece konuşmak istiyorum.

Yazının başlığı 1 çünkü başlık hiç de umurumda değil. Aslına bakarsanız yazı da değil, sadece konuşmak istiyorum.

Her şeyin bir sonu var, bu son zamanlarda çok tadımı kaçırıyor. Bu yazıyı 19 Eylül 2021 tarihinde yazıyorum, aslına bakarsanız güzel bir gündü. Gerçekten, sevdiklerimle bir aradaydım, güldüm, eğlendim, konuştum, dinledim, espri yaptım, birçok “güzel” şeyin içerisindeydim ve bir kısmının da eyleyicisiydim. Ama hepimiz o özel “güzelliği” aramıyor muyuz? Bizi alın, cennete koyun yahut fani dünyanın tüm imkanlarını verin. Teşekkürler ama istediğimiz bu değil. İstediğimiz şeyin ne olduğunu biz biliyoruz, güzelliğimiz biliyor. Dünya bunu anlamıyor, insanlar bunu anlamıyor. Yahut şımarıkça buluyor. Tuhaf. Güzel bir gün geçirdim ve bu güzel günün de sonuna geldim, şimdi yine kendimle baş başa, kafamın içerisindeki düşüncelerle beraberim. Ve bu gece de, her zamanki gibi “güzelliğimi” özlüyorum ve kendimi kendime dahi ifade edemiyorum. Bir yandan kendime bunun şımarıkça olduğunu söylüyorum, öte yandan kendime itiraz ediyorum: “Ruhunu, dolayısıyla kendini kandıramazsın, şımarıkça dahi olsa itiraf etmek zorundasın.”

Ne olursa olsun güzelliğini aramaya devam edeceksin,
Acı ama sonunda güzelliğinle geçen günlerin sona erdiğini kabul etmek zorunda kalacaksın.

Evcil hayvanlar ölür,
Anneniz son nefesini, babanız son nasihatini verir,
Bazen bir kaza olur, dostlarınızı, kardeşlerinizi toprağa verirsiniz.
Bazen de sadece yollarınız ayrılır,
Güzelliğinize veda edersiniz,
Dostlarınızla aranıza mesafeler girer,
Her şey sona erer.
Ama umudunuzu kaybetmeyin,
Güzelliğe kondurduğunuz son öpücük ne kadar gerçekse ve acıysa,
Kötü günlerin sonuncusu da bir gerçek ve gelecek.

Şu ana kadar nasıl bir yazı yazdığımı bilmiyorum, eskiden olsa uzun uzadıya okur, çeki düzen verir, nasıl gözüktüğüne bakardım. Fotoğrafları veya resimleri dahi çoğu zaman özenle hazırlardım. Çünkü mükemmel olmalıydı, mükemmel olmalıydım. Güzelliğimi kaybederken farkına vardım ki, mükemmel değilim ve asla olamayacağım. Yine de elimden gelen her şeyi yaptım. Şüphesiz ki bu noktada “neden şeytanlarımla savaşırken yalnız bırakıldım” sorusunu sormayacağım, çünkü bu sorunun cevabı yok. Üstelik bu soruyu sorduğunuz anda, karşınızdaki insana belki de yüklenmeyi aklının ucundan dahi geçirmeyeceği bir etik sorumluluk yüklemiş oluyorsunuz.

Tek başına geldim,
Yalnız kaldım,
Güzelliğimi buldum ve bir şekilde,
Kaybettim.

Yalnızlık nasıl da güzel bitmişti,
Yalnızlığın bitişine lanet etmediysem,
Neden güzelliğin gidişine lanet edeyim ki?

Evet, yazının sonuna geliyoruz. Güzel bir yazı olduğunu düşünmüyorum. Güzel yazmak zorunda da hissetmiyorum. Şahsen bu güzel platforma bana kendimi ifade etme imkanı verdiği için minnettarım, benden tek beklentisi de bu olmalı insanların. Kendimi ifade edebilmek istiyorum. Sorarsanız, anlatırım. Anlatırsanız, dinlerim. Etrafım sahte arkadaşlarla dolu olduğundan, kendimi ifade edebilmek için bir süredir yazılarımı kullanıyorum. Burada etik değerler yok, afili sözler yok, dünyaya verilecek kıymetli mesajlar yok. Burada bir süredir sadece ben varım. Belki de olması gereken daima buydu. Bakın o kadar nasıl gözüktüğü umurumda değil ki, konudan bağımsız şu italik yazılı kısmı yazıyı bitirdikten sonra ekliyorum:

Güçlü ve mükemmel gözükenlerin dünyasında yaşıyoruz, 
Güçlü değiller, mükemmel değiller, 
Ama iyi oynuyorlar. 
Oyuncuların dünyasında kendin olamazsın, 
Ruhunu açarsan kaybedersin. 
Zihnini ve ruhunu açamazsın, 
Karanlık tarafını gösterirsen kaçırırsın.

Dükkanı kapatma vakti.
Daima iyi olacağım. Ayakta kalacağım.
Çoktan kendimi hayal kırıklığına uğratmışken,
Sevdiklerime de aynı hayal kırıklığını yaşatamam.

Her şeyin en iyisini hak ettiğinizi söyleyenler,
Çoğu zaman bu konuda size asla yardımcı olmazlar.
Onlar aldırma Hayyam.

Bitsem dahi,
Dibe battığımda ayaklarımı vurup çıkacağım.
Güzelliğimi kaybedersem,
Tek başına yürürüm,
Tek başına geldim.
Son dans için daima bir son şarkım var.
Daima.

Yazarın (antropolog) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (1)

  1. Çok içten samimi ve benim de duygularımı paylaşan bir yazı olmuş; teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir