İlk Defa Mutluluğu Tanımlıyorum
  1. Anasayfa
  2. Anı

İlk Defa Mutluluğu Tanımlıyorum

0

İlk Defa Mutluluğu Tanımlıyorum

Birazdan valizimi toplayıp en mutlu olduğum yolculuğa çıkacağım. Normalde otogarları, ayrılıkları ve vedaları sevmem. Ama bu farklı… Bu sefer bir otogar sayesinde buluşacağım sevdiklerimle. 1 yıl boyunca özlemle andığım ve bu hayatta en iyi hissettiğim yere varmış olacağım.

Valizimi hazırlarken yaşadığım duyguları kelimeleştiremem belki de ama yazmaya çalışacağım…

O valize tüm sevdiğim kıyafetlerimi koymak isterim her seferinde ama muhakkak sığmayıp geride kalanlar olur. Sonra kitaplarımdan koyarım, bazen makyaj malzemelerimi de ister canım. Sonra baya ağır olur. Ankara’nın AŞTİ’sine doğru yola çıkarım. Hiç düşündünüz mü AŞTİ’ de yaşanan efsaneleri? Her seferinde düşünür, kurarım kendi kendime. Otobüse bindiğimde bir yolculuğa çıkacağım kesinleşir. Biraz ferah olmakla beraber 50 kişinin parfüm ve ter kokusu karışır otobüsün içine… Biletler de kontrol edildikten sonra altı saatlik bir yola çıkmışızdır. O altı saat cam kenarında yol seyredilir veyahut hayal kurulur ve düşünülür de diyebiliriz.

Kimi zaman bebek beşiğinde sallanır gibi hissederim kendimi. Ayaklarımı toplar uyuyakalırım. Derken son 1 saatine girdiğimizde kalbimin atışı hızlanır, nefes aldığımı fark ederim. Tanıdık yerler görmeye başlamışımdır. Haber veririm ilk sarılmak istediklerime. Birazdan ineceğimi fark ettikçe heyecanlanırım. Toprağını öpmek, kokusunu doldurmak isterim göğüs kafesime bu şehrin. Biter bu yolculuk. Şimdi hayalini kurduğum mutluluk bekler beni…

Arkadaşlarım gelir hemen valizimi alıp kenara koyarlar, kavuşuruz tek tek. Çocukluktan gelme arkadaşlarım onlar benim, ilk göz ağrılarım. En çıkarsız, en yegâne dostlarım. Buradan da seslenmek isterim iyi ki oldunuz!

Yol yorgunluğu denilen şey olmaz bende, bu mutluluğa kavuştuğumda. Sonra kimisine sürpriz olur gelişim, pek bir duygulanırız. İlk tanıştığımız okula gideriz, bazen anıları açarız soframızda. Herkes şaşırır bu sevgi bağlarına. Ertesi güne sözleşiriz buluşmak için, evime kadar eşlik ederler.

Şimdi sırada bendeki emeği en çok olan, koşulsuz seven, beni gördüğünde gözlerindeki ışığı açan bir çiftin evine kurulurum. Kapıdan girişimle ağlar o iyilik meleği kadın. Onlarla da kavuşurum tek tek. Sonra burnumdan hiç gitmeyen ve yıllarca da hiç değişmeyen o kokuyu hissederim. Evin içine sarılıdır zaten. Huzuru bulmuşumdur. Tam şu an huzurla kol kolayızdır.

Bu evin mutfağını ayrı, salonunu ayrı, antresini ayrı severim. Valizimi bir odaya boşaltıp üstümdekileri de anneannemin şalvarlarıyla değiştirince işte tam bir Burdur havasına girmişimdir. Birazdan o sevdiğim mutfakta anneannemin en güzel yemekleri pişer. Mutfaktan balkona açılan kapı beni ilkokul anılarıma götürür. Bir yandan yemek kokuları, bir yandan balkon sefası sanki tonlarca altından daha değerlidir benim için. Hayallerimin önü arkası kesilmez. Sonra salona doğru bir sofra hazırlanır. Yer sofrasını en çok burada severim. Salonun televizyona yakın tarafına doğru otururuz. Dedem, anneannem ve ben…

Başlarım Ankara’daki cefaları anlatmaya. Asla tadımız kaçmaz, saatlerce beni dinlerler. Sofra kaldırılır, çay faslına geçilir. Kimi zaman ağlar ve ağlatırım. Dedem hayat tecrübelerini anlatır türküler eşliğinde. Anneannem bir bardak çayı elinde saatlerce tutar. Gece olur ama ikisi de bırakıp gitmez beni… Ben gitmesinler diye değil onlara içimi dökeyim de rahatlayayım diye uğraşırlar. İlk gün falan da demezler, ilk gün terapi ederler ki diğer günler hep gülelim. Öyle de olur zaten çoğu zaman. Bir gecede iyileşir ve kapanır tüm yaralar. Sonra eskilerden bahsederiz. Beni nasıl büyüttüklerini, nasıl bir bebek olduğumu anlatırlar. Arada salonun öbür ucundaki pencereye doğru ilerler dedem, uzaklara bakarak konuşur. Gözleri yaşarır da belli etmez. Böyle güzel severler beni, en çok burada hissederim sevildiğimi…

Sonra günler geçmeye devam eder. Arkadaşlarımla buluşurum her gün, geç saatlere kadar birlikteyizdir bazen. Birbirimizin evinde kaldığımız geceler olur, kimi geceler sırf yan yana geldik diye ağlarız, aslında bildiğimiz dertleri bu geceyle de paylaşırız. Tüm seneyi ayrıntılarıyla konuşur, tekrar tekrar geliriz üstesinden. Kimi zaman günlerce evden çıkmam. O zaman da kapımda bulurum hediyelerini. Sonra bazen de inşaat çatılarında sabahlar, güneşin doğuşuna şahitlik ederiz. Dağa çıkar, göle ineriz. Mangal yapar, yerde yeriz. Bu bahsettiklerim Furkanlar, Hacerler, Muratlar, Senalar, Ahmetler, İremler hepsini tek tek severim.

Yerimin yurdumun burası olduğunu, burada mutlu olduğumu bilirim. Ben hep Burdur’da yaşamak isterim…

Yazarın (Feza) diğer yazılarını da okuyabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

İlk Defa Mutluluğu Tanımlıyorum

İlginizi Çekebilir
Anı: Bana Dair

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir