Ölüm Uykusu
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Ölüm Uykusu

Yazan: Özlem D. P.

0

Ölüm Uykusu

Şu yaklaşan kim? Aylin mi? Peki ya değilse? Yani o değil de ben onu, o sanıyorsam? Kim mi? Aylin yani… O mu değil mi? Şimdi ben bir otobüs garında mıyım? Saat üçü çeyrek geçiyor. Şimdi üçü yirmi… Birazdan üç buçuk olacak. Peki, ben üçü çeyrek geçiyorken saat kolumda mıydı? Kolumdaysa baktım mı saate? Herkes bir yere gidiyor. Ne çok insan var. Şu yaşlı teyze o da Bilecik’e mi gidiyor? Ya şu elleriyle dökülmüş dişlerini kapatan amca, o da mı Bilecik’e gidiyor? Peki ben, ben nereye gidiyorum? Otobüs, Bilecik yazan yazıhanenin önünde… Ya ben yanlış bindiysem de Bilecik diye Balıkesir’e gidersem? Kimseyi tanımıyorum ki orada.

Aylin, nerede kaldın? Su mu alacaktı ki o? Aylin de gelmiş miydi benimle? Ya gelmemiş ve su almıyorsa? Ben sadece burada oturmuş Bilecik’e tek başıma gidiyorsam? Ben şimdi burada, yazıhanenin önünde miyim yani? İçimde kocaman bir boşluk, yüksekten atılan kocaman da bir taş var sanki. Biri bana, benim burada olduğumu, Aylin’in su almaya gittiğini ve birlikte Bilecik’e gidip iki gün kalıp döneceğimizi söylesin. Yalvarırım…

Elim terlemiş. Peçete çantamda olmalı. Islanmış. Öylece elimde. Sildim mi silmedim mi elimi? Yoksa su mu döküldü? Su nerede? Aylin almaya gitti. Peki, niye gelmedi, benimle gelecek miydi Aylin? Dudaklarım kıpır kıpır. Dualar… Önce yedi kez Ayet-el Kürsi. Yedi oldu mu? Sayılar önemli… Parmaklarımı saydım. Peki bu parmağı iki kez saymış olabilir miyim? Vesvese bu. Evham. Sonra Fatiha. O üç kez. Ama ben yedi okuyacağım. Yedi oldu mu? Olsun Allah’ım. Bu sefer İhlas… Onu üç kez okuyacağım. Dedem ölünce okumuştum. Babaannem Yasin okumuştu, sesli. Ben de İhlas. Çocuktum. “Duan kabul olur oku…” dediler. Bağırarak okudum. O yaz mahalledeki Hacı Teyze’den öğrenmiştim. Şimdi büyükbabam öldü mü? 20 yıl olmuş olmalı. Peki ya babaannem, o yaşıyor mu? Sanki ben onu rüyamda görmüştüm. Ölmüştür o zaman. Ben yaşayanları hiç görmem…

Aylin gel artık. Yani benimle geldiysen gel ve suyu getir. Pencereye yaslıyorum başımı. Otobüsün gideceği yok. Sanki çok iyi bildiğim bir yerde hiç kimseyi tanımadan öylece oturmuş, sıkışmış gibiyim. Kalbimde bir acı. Karnımda bir taş. Omuzlarım yerlerde. Bana ne oluyor? Aklım mı beni bıraktı, ben mi aklımı terk ettim? Her şey biraz yabancı, herkes biraz tanıdık. Parmaklarım titriyor. Çantamda bir kitap… Alıp içimi dağıtmak istiyorum. Beynimdeki sorular, şüpheler gitmiyor. İşte o an, ölüvermek ne de güzel…

Aylin elinde bir şişe su. Ben onun boynunda gözyaşları içinde. Elim avcunda, ılık. Ona sarılıp ağladım mı ben? Seni öyle çok anlıyorum ki, diyor. Öyle çok… Yol boyunca uyumuşum. Öyle tebessüm etmişim. O da gülmüş. Bana rüyamda söyledi. Elini tuttum buz gibiydi. Şimdi ben onsuz ne yaparım? Aylin, su getirsem uyanır mısın? Beni rüyalarımdan uyandırır mısın?

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Ölüm Uykusu

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir