Alnilam
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Alnilam

0

Alnilam

Bir sokak ötesinde konuşulanlar kulağımı tırmalıyor. Nefret hissi dolduruyor bütün gözeneklerimi. Yoğun bir tartışma ve kaos sesi, ardından yükselen bir patlama. Bam! Göz kapaklarım aynı salise içinde açıldı. Bütün tüylerim ürperdi. Sıcaktan oluşan nemli his yerini soğuk su damlalarına bıraktı. Ardından gelen bağrışma sesleri merak duygusuna sebep oldu. Yataktan kalkmalı mı yoksa burada böylece durup hiçbir şeyden haberim olmamış gibi mi yapmalıyım? Hangisi daha güvenli emin olamıyorum. Tedirginlik seviyem yükselen bağrışma sesleriyle artıyor. Bir kadın çığlık atıyor. Bir kaç kişi daha derken sesler yok sayamayacağım bir hal aldı. Yavaşça doğruldum. Göz bebeklerimin büyüdüğünü hissedebiliyorum. Gözlerim sonuna kadar açık. Perdeye bakıyorum. Arkasında olan her şey beni tedirgin ediyor. Tam kalkarken birden gelen silah sesleri… Tırrr! Bir çırpıda yatağın altına sığındım. Korku seviyem bilinmezliğin getirdiği hislerle artıyor. Korktuğum ne diye birden düşünmeye başladım.

Nedir şuan beni bu denli ürküten? Kaçtığım veya yanına gittiğim hissin sebebi ne? Bedenimi kaybetmek mi? Yaşamımın sonlanması mı? Hayatımı düşünmeye başladım. Yerde yatmış yatağın altında odanın kapısının altından sızan ışığa bakarak yaşamım gözümün önünden geçiyor. Ben hiç âşık olmadım biliyor musunuz? Ben hiç ölmedim de… Hiç yaşamadım. Var olmadım. Şimdi korktuğum şey zaten olmayan bir benin ne olacağı meçhul sonu veya başlangıcı mı? Hepsi ne kadar saçma. Göz bebeklerim neden büyüdü bu kadar? Hayır yatağın altından çıkıp sakince yürümeliyim. Sonra birden gözümün önüne mavi gözleri geldi onun. Beline kadar uzanan saçları… İsmini bir yıldızdan almıştı. Parlayan gözleri aklıma geliyor. Neden şuan geliyorsun aklıma? Elleri kusursuz güzellikte ve narinlikteydi. Parmakları sanki bir şey tutarken tüy gibi hareket ediyordu. Bir melodi çalar gibiydi her an. Bir cadde de görmüştüm seni ilk defa. Ardından bir ses adını söyledi “Alnilam!” ismini ilk orada duydum. Sonrasında bir isim bana ilk defa bu kadar tanıdık geldi. Alnilam anlamı İnci Şeridi’ydi. Benim inci şeridim.

Seni ilk defa kollarıma aldığımda, peşini bırakmayıp evini öğrendiğimden sonraki hafta hani… Ne çabuk kanmıştın bana. Çok iyi niyetli bir o kadar da dünyadan bir haberdin sevgilim. Hiç büyümemiştin. Seni kollarıma aldığımda tir tir titriyordun. Solgun tenin üzerinde küçük öpücükler gezinirken kıpkırmızı olmuş yüzün, arasından iyice kapadığın gözlerini yavaşça araladın ve mavi bir ışık aktı dünyaya. “Seni seviyorum Alnilam,” dedim. Yalan söyledim sevgilim. Hepsi koca bir yalandı. Ama sen o kadar heyecanlı gözlerle bana bakıyordun ki… Ne olur kızma. Sadece sen mutlu ol istedim. Seninle evleneceğimi söylerken de hepsi yalandı. Seninle asla evlenmeyecektim. Çünkü sen öylece dokunmayı arzulayıp dokununca hevesimin kaçtığı bir oyuncak bebek gibiydin. Beline gelen saçlarını gördüğümde 1 hafta sonra kollarımda olmayacak biri gibi gelmiştin. Sokaklarda kaybolup ömür boyu seni arayıp bulmamalıydım. O zaman sevgilim inan bana tüm benliğimle âşık olurdum sana. Ve bir gün seni bulursam seninle evlenirdim. Alnilam, bütün benliğinle bana ait oldun. Ve bu beni çok sıktı. İş için şehir değiştirmek zorunda kalmadım. Sebebi sendin. Senden kaçtım. Yalnız ve bir çare… Bana birçok mektup gönderdin. Yanıma aldıracağım günü bekledin. Biliyorum. Sana bekle dedim. Alnilam, güzel gözlü küçüğüm o da yalandı.

Hayatım boyunca hep aradım seni. Bana ait olacak bir kadını. Hayatımı ziyan ettim. Ve şimdi soluk soluğa yatağın altında neyi beklemekteyim? Bomboş geçmiş bir ömür akıp gidiyor gözümden. Bir kaç iyi dostla geçen güzel zaman… Sahi neredeler şimdi? Sevmedikleri birileriyle evlenip bir kaç da çocuk yapıp öylece yaşadılar. Yaşadılar…

Senden kaçarken Alnilam gittiğim şehirde bir pavyonda buldum kendimi. Sonra bir kadın geldi etine dolgun. Onunla sabaha kadar seviştim. Öylesine. Keyif dahi almadım. Aklıma sen geldin. Senin sesin geldi kulağıma. Mırıl mırıl çıkardığın sesler. Sahi sende ne vardı böyle? Şuan şu saniye neden aklımdasın? Günlerce ağladığını biliyorum. Yalnız kaldığını. İstediğin gibi bir eş adayını bulman da zor artık. Seni öylece bırakmışken ve bundan hiç vicdan azabı duymazken aklıma gülüşün geliyor. İnci şeridim benim.

Sanırım bir kere de olsa seni sevdim çocuk. Seni sevdim ki kaçmam o sebepten olmalıydı. Dışarıdan geldiğimde evde hayal ediyorum şuan seni. Yazın üstünde çiçekli elbisenle bacaklarına dolanan mavi küçük gözlerle. Gülüşerek kaçışın bir cıvıltı sesi. Kızımız olur değil mi sevgilim? Pat! Evin kapısı birden kırıldı. Ne olduğunu anlamadan gerçeğe döndüm. Gözüme gelen her şey bir anda yok oldu, sen yok oldun. Sesler, kapılar. Gözlerimi kapattım. Ateş sesleri duydum. Rüyaysa bu uyanmak istiyordum hemen. Ve korktuğum başıma geldi. Odamın kapısını bir ayak tekmeledi ve açıldı. İçeri çizmesini gördüğüm iki adam girdi etrafa ateş etmeye başladılar. Ve sonra… Gülüşün geldi aklıma. Koca bir hayatı hep bambaşka tenlerde geçirdim. Kanım akıyordu elimi yavaşça karnıma götürdüm. Canım acımıyor. Ama yok oluyorum. Alnilam… Yalnızım ve unutma hepsi yalan.

Yazarın (sinelif) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

21.08.1996 yılında Ankara'da doğdum. İlköğretim, ortaöğretim, lise derken Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde Antropoloji bölümünü bitirdim. Yazmak hayatımda küçük yaşlarımdan beri vardı. Ve bu benim bir nevi arınma biçimim. Bir yazıda buluşmak ne hoş ne değerli, sevgiler... Sine Elif

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Bir Çift Ela Göz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir