Çocuğunuzu Teknolojiden Uzak Tutmayın!
Yakın zamanda gündemimizi oldukça meşgul eden, ebeveynleri endişelendiren “momo”, sanal dünyada çocukları tehdit eden ne ilk ne de son durumdu. Bu nedenle uzun vadede onları bu tür tehlikelerden koruyabilmek adına koyduğumuz kuralları içselleştirmeleri önceliğimiz olmalı.
Teknoloji çağında çocukları teknolojiden mahrum bırakmak her ne kadar onları korumak için iyi bir çözüm yöntemi gibi gözükse de uzun vadede kişisel ve sosyal gelişimi açısından zarar verebilir. Asıl olan mahrum bırakmak değil doğru kullanımını öğretmek olmalı. Bir otoritenin (Anne – Baba) baskısıyla tablet, telefon, televizyon ve benzerlerinden uzak duran çocuk, otorite olmadığı zamanlarda bunları kontrolsüz bir şekilde kullanabilir. Çocuklarımızın kuralları içselleştirmelerini istiyorsak onlara doğru rehberlik yapmalıyız.
Peki nasıl?
- Kazanmalarını istediğimiz her davranışta olduğu gibi işe örnek olarak başlamalısınız. Sürekli elinde akıllı telefonu olan, saatlerce televizyon, bilgisayar başında vakit geçiren bir ebeveynin çocuğuna getirdiği kısıtlamalar pek de dikkate alınmayacaktır.
- Teknolojik aletlerle geçireceği süre önceden belirlenmeli ve bu konuda bir anlaşmaya varılmalıdır. (Bu süre okul öncesi çocuklarda bir saatten, ilkokul çocuklarında iki saatten fazla olmamalıdır.)
- Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi sanal dünyada da kötü insanların olabileceği çocuğa gelişimsel dönemine uygun bir dil kullanarak açıklanmalı ve karşılaştığı her olumsuz durumu mutlaka anne babasına anlatması gerektiği öğretilmeli.
- Çocuğunuz kullandığı bütün elektronik cihazlarda ebeveyn koruma sisteminin açık hale getirebilirsiniz.
- Youtube ve benzeri video paylaşım sitelerinde bir sonraki videoyu otomatik oynat seçeneğini kapatabilirsiniz.
- Bilgisayarı evin ortak kullanım alanına ve ekranı takip edebileceğiniz şekilde kurabilirsiniz. Tablet ve telefon kullanımı da yine evin ortak alanlarında ve sizin kontrol edebileceğiniz mesafelerde kullanımına izin verebilirsiniz.
Unutmamamız gereken bir diğer nokta günümüzde sosyal medyanın bir çok insan için bir rant kapısı ve para kazanma yolu olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Momo ve benzeri sanal gerçeklikler yaratılarak, bunun pazarlamasını en hassas noktamız olan çocuklar üzerinden yapıyorlar. İnsanların panik ve korku halindeyken mantıklı düşünme becerisi zayıfladığı için ortaya atılan durumun gerçekliğini, çıkış noktasını araştırmak yerine kendilerini ve çocuklarını nasıl koruyabileceklerine odaklanırlar. Bu da şu an sosyal medyada momo ile ilişkili binlerce momo videolarına, görsellerine tıklayarak olur. Bugün 10 milyon izlenmenin karşılığı 10 milyon dolar! Uyarı anlamında ortaya atılan “momo şu videonun ortasında gözüküyormuş” “bu görsellere tıklamayın” gibi ifadeler daha fazla merak uyandırarak tıklanma sayısını arttırdığı bir gerçek.
Çocuklarınızla daha sık konuşarak, davranışlarını yakından gözlemleyerek internetin yararlarını ve zararlarını beraber keşfederek, endişelerinizi çocuklarınıza açıkça ifade ederek ve gerektiğinde bir uzman desteği alarak onları koruma şansınızı arttırmış olursunuz.
Diğer psikoloji yazılarına da göz atabilirsiniz.
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
