Buralardayım Dünya
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Buralardayım Dünya

Yazan: Günçe Gündoğdu

0

Buralardayım Dünya

Yaşamak, bazen gece tiktaklarında, Pazar günlerinin sevimsizliğinde, Montaigne’ in ”Ne biliyorum ki?” sözünü anımsatan gökler nezdinde, bazense kendimizi sıkıştırdığımız satır araları ve film karelerinde.. Herhangi bir yerde ve herhangi bir dille anlaşıp, senin gibi olan ve olmayan her şeyle birlikte yürümek, bir başkasının bizi dinlediği ve anladığı kadar olmanın kabul edilemez kuşkusuna rağmen üstelik. Sanki ruhumuzdaki kaya parçasını atacakmışçasına bir şeyler anlatıyor olmanın rahatlığıyla atlıyoruz bir günden diğerine.

”Sessizlik birilerinin Tanrısıdır mutlaka.” demişti bir kadın. Sessizlik benim Tanrımdı sanırım. Ve yıldızların: Yıldızlar ve gökler susuyor, bir nevi strateji bu; büyüyü bozmama arzusu gibi. Çünkü biz tutkunlar ve gezginler o gizemin kenarından bir ısırık almak istiyoruz hep. Araçlar geliştiriyoruz, mercekler, uydular, projeler..50’li yıllardan beri. Küstahça ve bilgin tavırlarımızla göğü görmezden geliyoruz bazen. Denize ve göğe nazır teraslar, büyük bir merak girdabı ve bir çıkış kapısı bence.
Meltemleri mütemadiyen sessizlik isteyen yaz gecelerinde, kaba gürültüye tıkaçlar yaratırmış gibi zemini ılık, boyası sarı bir apartmanın terasında keşfetmiştim ben de çıkış kapılarımı. O sırada ”kendime dair konuşmak tabiatımdan bile daha bencil olur” dediklerini duydum içimden, yıldızlara ne anlattım ya da ne sustum bilmiyorum.
İşte o yazlara ihtiyacımız olan bir zaman dilimindeyiz. Bir balıkçı teknesinde rüzgarın saçlarımızı dağıtmasına izin verdiğimiz gecelerde, yıldızlara Dünyadan bahsetmeliyiz. Kötü dilli radyolardan, son dakika haberlerinin katlanılmaz kirinden, kağıt ve bez parçalarıyla yaşama mecburiyetimizden, sessizliği bozanın aslında yaşantıların çığlığı olduğundan..

Ve düşsel coğrafyalarımızda; biz tutkunlar ve gezginler, gün ışığına perde çeken duvarlardan, bir politikacının pis ağzından, savaş alaborası ve bö seslerinden kaçıp uzak bir yolculuğa çıkıyoruz kuyruklu yıldızdan bir ses geldiği zaman.

Gerçekçi ve aynı zamanda yalancı duruşları da uzay imha etmeli bence. Sürreal bahçelerden kafamızı kaldırıp, inatla aslolana bakmamızı söyleyen yüzleri ve kötümser radyoları Dünyada bıraktık, Zarathustra’dan Einstein’a, Hawking’den Nietzsche’ye, Buddha’dan Bohr’a bütün kudretli dilleri unutanlardan bir ses yükseldi: ”Hancı bize 8 kişilik rom!”
Buralardayım Dünya

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Buralardayım Dünya

İlginizi Çekebilir
An

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir