Belki de
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Belki de

0

Yanında beklediğim pencerenin camından süzülen damlalar, bir şekilde alt kısımda buluşup yeni bir yol çizme telaşına girişiyorlar. Zaman mefhumu o dakikalarda önemini yitiriyor. Çünkü akış, yeni bir yol buluyor seyrimizde. Tam bu gereksiz mucizelik yaşanırken, pencerenin köşesinden camın çatladığını fark ediyorum. Elimi uzatıyorum, çatlağın o pürüzlü yapısını hissetmeyi arzuluyorum. Dokunmadan nedense çekiyorum elimi gerisingeriye. Aslında açılabilecek ufak bir yaraya tahammül edemeyecek bir halde oluşum geliyor aklıma. Camdaki buğunun dışarıyı görmemi engelleyişini garip bir şekilde seviyorum. Dışarıdaki gerçekliğe belki de ancak böyle katlanabiliyorum… Sonra nasıl olduysa gözden kaçırdığım, pencerenin sağ köşesinde duran küçük saksının farkına varıyorum. İçindeki çiçek hangi sorumsuz dönemime denk geldiyse, kuruyup gitmiş. Bana bir şeyler hatırlatıyor. Ama hatırlamak belki de en kederlisi. İnsan hatırlayınca bir şekilde, cümlelerinin uzunluğu gözlerinin daldığı o girdapla eşdeğerde oluyor.

Serçe parmağımla anlamsız çizgiler çiziyorum camın üzerine… Aynı zamanda planlar yapıyorum. Kurusu yas tutan çiçeğin toprağına yeni bir çiçek dikme fikri etrafında dönüyor planlarım. Kim bilir hangi sorumsuzluklara kurban gidecek? Ama umursamıyorum. Umursamamak lazım geliyor bazı zamanlarda. Bu zamana kadar umursadım da ne oldu gibi cevaplarını bildiğim sorular savruluyor buğulu cama doğru. Pencerenin ihtiyar tahtalarından sızan soğuğu hissediyorum. Ne garip, bir zamanlar kökleriyle toprağa tutunan bir ağaç, şimdi az bir ustalıkla pencere olarak yaşamına devam ediyor. Acaba gerçekten hâlâ yaşıyor mu, yoksa pencerem bir ağacın iskeletinden mi oluşuyor?

Ve her şeyin ötesinde, yeri göğü inleten bir gök gürültüsüyle şölen başlıyor. Yağmur tüm uyumsuzlukların kıyameti gibi bir şey… Artık camın buğusunu, köşesindeki çatlağa aldırış etmeden tüm sakinliğimle siliyorum. Çünkü artık katlanabileceğim bir an var camın ötesinde. Beklediğim, özlediğim yağmur damlaları; toprağa nüfus ediyor ve toprak tüm evrene huzurun kokusunu yayıyor. O ana kadar camı açma fikrini hiç düşünmemiş olsam da, ellerimi ağacın iskeletine götürüp nazikçe açıyorum. Saksıyı da belki bir şey olur diye dışarıdaki çıkıntıya koyuyorum. Artık saksı da yağmur sularından faydalanıyor. Belki de gerçekten bir şey olur…

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir