Yağmur: Yüreğinin Aynası
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Yağmur: Yüreğinin Aynası

Yazan: Nehir GÜRBÜZ

0

Yağmur: Yüreğinin Aynası

Yağmur usul usul yağıyordu. Pencerenin önünde anlamsız gözlerle dışarıdaki koşturmacayı seyretmeye başladım. Buruk bir gülümseme yerleşti yüzüme. “Herkes ait olduğu yere gidiyor.” dedim sanki biriyle konuşuyormuşçasına. Bana göre insanın yüreğindeki sır yağmurlu havalarda ortaya çıkardı. Yağmurun yarattığı toprağın kokusu, her bir damlanın tenine değişi, insanın sevdiğinin yanında olma arzusunu ortaya çıkarırdı. Yani kendine bile söylemekten sakındığı gerçeği…

Buruk gülümsemem bir sırıtışa dönüştü. Tüm aşıkların da yağmurlu havada en sonunda patlayıp kalplerinde ne varsa söylemelerinin de nedeni bu değil miydi zaten? Yağmur insanı güçsüzleştiriyordu. Tüm gücüyle saklamaya çalıştıklarını ortaya çıkarıyordu. “Yağmur ruhuna ilk dokunduğu anda kalbine doğan kişiye aitsin.” diyerek fısıldadım. Gözlerim tekrar aşağı kaydı. Neden yağmur bu derece korkutuyordu ki insanları? Bıraksalar yağmur iyileştirirdi tüm acılarını, tüm kalp kırıklıklarını…

Bir an gözlerim bir genç kızda takılı kaldı. Yanında şemsiyesi yoktu. Bordo atkısı, siyah paltosu ve elinde kitabı ile yavaş adımlarla banka doğru yürüdü. Sırılsıklam olmuştu ama umursuyor gibi durmuyordu. Daha da dikkatle incelemeye başladım kızı pencereden. Şemsiyesini niye almamıştı? Niye insan seline kapılıp gitmemişti bu kız yağmurun yağışıyla?

Genç kız hiç düşünmeden oturdu banka, daha da ıslanırım diye korkmadan… Yüzünü gökyüzüne doğru kaldırdı ve gülümsedi. Ellerinin arasında duran kitabını daha da sıkı tuttu elleri. O anda anladım gerçeği… Şemsiyesini bilerek yanına almamıştı. “Tutuşu…” diye fısıldadım. “Aslında bu soğuk havada tutmak istediğin o kitap değil, değil mi?” Gülümsedim. Kızın tutmak istediği sevdiğinin elleriydi belli ki, her nefes alışında daha sıkı tutuyordu kitabını. Ama birden, yağmur damlaları kızın gözyaşlarına karışmaya başladı. Nasıl da vazgeçmişti içinde tuttuğu sırlardan bir anda. “İşte yağmur yine yapacağını yapıyor… Yine güçsüz kılıyor insanı, yine yıkıyor oluşturduğu tüm duvarları…” dedim.

Kız gözünde yaşlarla hâlâ gökyüzüne bakarken, yanına gelen genç adamı fark etmedi. Genç adam kızı kolundan tutup ayağa kaldırdı, hayatı buna bağlıymışçasına sıkı tutuyordu kızın kollarını. Fark etmemiştim ama ikisinin de gözleri yaşlarla parlıyordu. İkili birbirlerine bakmaya devam etti öylece. Yanlarından insanlar geçti, yağmur damlaları hem yeryüzüne hem de yüreklerine doğru akıyordu. Gözleriyle konuşabiliyorlardı sanki, evren onlar için durmuştu. Sonra oğlan birden ağlayarak anlatmaya başladı her şeyi, kapılıp gitmişti ruhundan çıkan her bir sözcüğe. Kız onun söylediklerine daha çok ağlayarak cevap veriyordu. Kendine çekip sarıldı genç adam ona, bir daha hiç bırakmayacakmışçasına… “Söyledi…”

“Hilal…”

Adımı duymamla gözlerimi ona çevirdim, benim ait olduğum yere. “Yine neler geçiyor aklından?” diye sordu bana. Gülümsedim. “Yağmur,” diyerek fısıldadım. “Yüreğinin aynası, ruhunun yansıması işte…”

Öykü: Yağmur Yüreğinin Aynası

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Yağmur: Yüreğinin Aynası

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir