Oyunbozan Hayaller
Uzun yıllar boyunca tırnaklarımla kazıyarak mümkün kılmaya çalıştığım hayallerim oldu benim. İmkânsızları istemezdim hiç, kavuşulabilecek boyutlardaki hayaller her zaman daha değerli oldu benim için. Tabii imkânsızlara da kapıldım zaman zaman… Ama kendime geldiğim anda; bahçesine giren kedileri terlikle kovalayan komşu teyze gibi kovaladım onları.
Hayaller bizim gerçeklikleri acımasızca sorgulamamıza neden oluyor çoğu zaman. Hatta bazen tatminsizlikler de yaratıyor. Söz gelimi kariyerinde çok başarılı olan bir erkeğin hayalini kuran kadın, kocasını bu hayaline uyduramayınca uyumsuz, tatminsiz ve huzursuz bir hale gelip hayatı hem kendine hem de eşine zehir edebiliyor. Bu açıdan bakarsak hayaller tehlikeli tetikleyiciler haline gelebiliyor. Kimi zaman ise zor durumda olan insana günü geçirecek dayanma gücünü veriyor hayal kurmak. Zor durumunun geçeceğine inandıran hayallerine sıkı sıkı tutunan insan, zor bir dönemi bu hayaller sayesinde atlatıp refaha ulaşabiliyor.
“Mahkûmlar büyük hayalcilerdir, büyük rüya sahipleridir.” demiş Dostoyevski. İnsanlar ne kadar kısıtlanırlarsa hayal dünyasına kaçtıkları zamanlar o kadar fazla olur. Mahkûmlar, evden çıkışları kısıtlı olan kadınlar, günün çoğunu bir fabrikada geçiren işçiler… Zamanını, enerjisini, hayatını başkası için harcamak zorunda olan insanlara dikkat edin. Uzun uzun boşluğa daldıkları zamanları göreceksiniz. Kendilerinden çalınan özgürlük ve mutluluğu hayal dünyasında aramaktadırlar. Ve günün birinde en büyük isyanlar bu kısıtlanmış insanlar tarafından çıkarılır. Hayal dünyası düşündükçe gerçeklere yaklaşır, onlara tutunur ve sonunda hayal sahiplerine kendilerini gerçekleştirmeleri için baskı kurmaya başlar. “Beni gerçekleştir bu mümkün, bunu yapabilirsin!” diyen hayallere karşı koymak çok zordur. İsyanın kokusunu yayarlar size usul usul. Karşı koymak neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden bireysel isyanların haberlerini okuruz çoğu zaman. Başarılı olduklarında pek bilinmezler ama başarısız isyanın haberi hemen servis edilir, insanlar mahkûmiyetlerinden kaçmaya çalışmasınlar diye…
Tehlikeli hale gelen bir durumdur hayal dünyasına yerleşip dünyayla bağını koparmak. Bir dizi ruhsal hastalığı kendine çağırabilir. Çağımızda gelişen teknolojinin hayallere etkisi biraz sert oldu. Materyalizme yenik düştü çoğu hayal. Dünyayı yürüyerek gezme hayali; dünyanın en ünlü otellerinde kalınarak yapılacak bir dünya türüne dönüştü söz gelimi. Hayal dünyasının bile bir kontrol mekanizmasına ihtiyacı var gibi görünüyor. Ancak o rüyaların içine dalıp kontrollü olmak çok zor. Gerçekliğiniz ne kadar kötü olursa olsun hayallerinizin içindeyken katlanılabilir geliyor. Gerçeklere nanik yapıp hayallerin içinde kayboluyoruz. O kadar pembe, o kadar sıcak, o kadar coşkulu ki gerçek olması ihtimali bile insana sonsuz bir mutluluk veriyor. Her şeye rağmen çoğu kimse bu pembe, yumuş yumuş dünyadan kaçmayı düşünmedi, düşünmeyecek…
Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Oyunbozan Hayaller
Yüreğime işledi yazı