Kendim’e
  1. Anasayfa
  2. Mektup

Kendim’e

Yazan: Feyza KURT

0

Kendim’e

Nasıl söze başlanır bilmiyorum ama biliyorum ki çok yıllar geçti aradan çok sular aktı, çok can yandı… Etraf değişti, insanlar değişti. Bilinmez mi nedeni? Bilinir de söyleyen yok. Çok değişim var, sen hep iyiye yor… Bildiğim bir şey daha var ki bilmiyorsun kimim, neyim, neredenim… Ben Feyza. Bu benim sana mektubum. Evet, evet bildin mi? Ben o Feyza’yım. Ben senin yeni halinim. Ben senin yıllar sonraki halinim… Sen tabii bilmezsin bunlar nedir, nasıl oluyor? Bekle anlatayım her şeyi…

Devir değişti Eski’m, teknoloji ilerledi. Bunların hepsi teknoloji sayesinde oluyor. Sen yine de söyleme kimseye, anlatma “Bak başıma neler geldi…” diye. Kalsın aramızda. Çünkü seninle çok gizli şeyler konuşacağım. Şaşıracaksın. “Böyle mi olacak? Ciddi misin?” diyeceksin. Deme! Çünkü olacak.

Hatırla benimle eskiyi. Daha doğrusu bak camdan dışarı. Nasıl? Tertemiz ciğerlerini bayram sevinci ile dolduran bir hava… O hava esiyor mu yüzüne buseler kondurarak?

 –“Esiyor.”

Dalgalanıyor mu saçların yavaş yavaş? Kapat gözlerini ve dinle! Geliyor mu oynarken kavga eden kuşların sesi? Dalların üzerindeki saklambaçlarında mızıkçı biri var. Görebiliyor musun?

 –“Görüyorum.”

Şimdi hem derin bir nefes al hem de kuşları dinle ve ikisini sentezle… Bekle, bekle! Güneş nerede? Yine uyuyakaldı da gelemiyor şu güzelim nisan sabahı eğlencesine de sadece bulutlarla eğleniyor değil mi? Boş ver sen onu! Şükret onu bir gün görebileceğini bildiğine. Şaşırma lütfen. Kızma üstelik hemen.

Yıl 2519! Ben artık güneşi göremiyorum. Ben artık kuşları da dinleyemiyorum. Korkma hemen, korkma! Bir iş gelmedi başıma. Kimse göremiyor, kimse duyamıyor. “Ama neden?” sorusu beyninde imparatorluk kurmadan önce anlatayım:

Demiştim hani hatırlıyor musun teknoloji ilerledi diye? İşte ileri düzey teknoloji gelişimlerinden sonra insanların oturduğu binalar yüz veya iris tanıma sistemli dairelerden oluşuyor; ki inşa edilen binaların en alt düzey kat sınırlaması otuz. Yani bu demek oluyor ki en az otuz katlı yüksek teknolojili evlere sahibiz her birimiz. İşte tam bu yüzden ben artık güneşi göremiyorum. Bakkaldan ekmek almaya giderken dans edemiyoruz biz artık onunla. Hoş, ben artık ekmek almak için bakkala gitmiyorum ya…

Başka bir neden küresel ısınma… Hani o yere attığın abur cubur paketleri, arkadaşlarının üzerlerine boca ettikleri deodorantlar, okulumuz yanıyor zannedip bol bol sıktığın yangın söndürücü yüzünden biz insanlık olarak bugün bu haldeyiz. E tabi sera gazları ve diğer kimyasallar da çabası. Yapma! Anlamıyor musun anlattıklarımdan? Artık hangi mevsimi yaşadığımız, ne yediğimiz belli değil Eski’m. Neredeyse her hafta bir kutup ayısının öldüğünü, başka bir gölün kuruduğunu düşünsene!

Tabii ki güzel şeyler de oldu. Almak için kendini yiyip bitirdiğin o fotoğraf makinesini aldın. Ama bu demek değil ki para biriktirmeye devam etme! Anlattığım konularda ve kişisel şeylerde fazla derine inemem, üzgünüm. Geleceği de geçmişi de değiştirmekten korkuyorum çünkü.

Şimdi yazmayı bırakmalıyım çünkü yetkililer birazdan burada olurlar. Sana tek söylemek istediğim insanları kendilerini yakmamaları için uyarman ve bütün hayatını dolu dolu, gülümseyerek geçirmen. Çünkü iyi ya da kötü hayatında olup biten her şey senin elinde ve sana verilmiş bu kısacık hayatı olabildiğince iyi yaşamalısın…

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz. Kendim’e

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Kendim’e

İlginizi Çekebilir
Güvercinini bekleyen

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir