Çocukluğuma Kaçış
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Çocukluğuma Kaçış

Yazan: Özlem D. P.

0

Çocukluğuma Kaçış

Ne zaman ruhumu sıksa bir şey, kaçıp bir şeylere, aslında daha çok eski günlere sığınmak istiyorum. Çocukluğum beni çağırıyor, fısıldıyor kulağıma. İşte o zamanlar, o en mutlu günlerden birini seçip karşısına oturuyorum. “Süper Baba” beni kendine kitleyenlerden biridir mesela. Onu hatırladığımda hep bir sızı burnumda, gözümde hazır kıta bir inci, zehrini alsın diye hayatın ya da büyümüşlüğün…

Fiko sanki benim babam. Annem yine aynı ama… Annesi değişmiyor insanın niyeyse. Her şey yerine konabiliyor da onlar değil. Gülüyorum ona, bulaşıkları yıkamasına, çocuklarına tatlı sert çıkışmasına. Birden hüzün bastırıyor, yetişkinliğin ardına sığınıp dökemediğim gözyaşlarımı birkaç sahnenin yardımıyla kucağıma bırakıyorum. Annemin bazen ağlamaktan kızarmış yüzü geliyor aklıma. Sonra evden yükselen iri bir sesin “Ne var bunda ağlanacak!” diye haykırışı acıtıyor kulağımı. Duygularımı saklamam gerektiğini çok erken öğrenmişim, yazık bana diyorum. Başım ağrıyana kadar ağlama seansım olacak ama mutluyum.

Beş yıl önce küçücük bir ülkeden kocaman bir ülkeye geldiğimde bir boğulma hissetmiştim. Ben küçücük bir zerreydim ve yutacaklardı beni. Hiçbir şey olmak, kalabalıkta onlardan biri olmak zordur. Fark edilmemek yok eder insanı. Sesini duyuramamak. Varsın aslında. Canlı, kanlısın. Ama milyonlardan bir tanesisin ve hiçsin herkese göre. Herkes birbirine hiç aslında… İşte tam o zamanlarda da Şeker Kız Candy’yi izlerdim. Ağaca tırmanmasını, başını belaya sokmasını ve bir çaresini bulup sıyrılmasına bayılırdım. Ama yine ağlardım. Onun o dolu koca gözlerini görünce yine sakladıklarım çıkar yanağımdan kalbime uzun bir yol çizerdi.

İnsan acı çekince en mutlu olduğu yere dönmek istiyor. Çocukluğuna… Kötü bir çocukluk geçirse de hani o küçük bile olsa bir an var ya. Oyuna daldığı bir an. Çizgi film izlerken yediği reçelli ekmeğin tadı gibi… Sanki yaralarımı hiçbir yetişkin değil de onlar çözecek gibi hissediyorum. Öyle kırılgan, öyle naif ki ruhum o zamanlarda. Kimsenin bana dokunmayıp beni benim çocukluğumla baş başa bırakacakları o yarım saate ne kadar muhtacım. Aslında şimdi hiç çıkmayı istemediğim o çocukluğuma ihanetim aklıma geliyor. Büyümek için dualar ettiğim, on sekiz yaşım için günler saydığım hallerim. Hatta on yedi yaşın hiç gelemeyeceği ve benim “Daha on yedi” şarkısını söyleyemeyeceğim korkusu yerleşirdi henüz büyümemiş kalbime.

Oysa büyüdük ve reçelli ekmeklerimiz şeker deposu diye alındı ellerimizden. Ekran yasağı koyduk evlerimize. Doğruluğunu tartışmıyorum ama benim sığınacak böyle hayallerim var şükür. Ama annem neye sığınıyor acaba, kalbi sıkıştığında? Mesela beni çok özlediğinde ne yapıyor? Söylemez de bana hiç. Ağlar sadece. Burnu kızarır, çenesi titrer ve akar da akar gözyaşları. Sonrası da baş ağrısı… Ben de ondan el almışım. Tam aynı sıralama. Fotoğraflara mı bakar? Kızlar giysin diye bıraktığım birkaç kıyafet var. Mesela onlara dokunur mu? Bebeklikten bir şey kalmamıştır ama belki bebeklik fotoğraflarını karıştırır. Aşureyi çok sık yapar mı mesela? Çok sevdiğim için… Ya da yiyemeyeceği bildiğinden aşureyi eve sokmaz mı? Hiç bilmiyorum ne yapar? Ama kendine göre bir ritüeli vardır.

Peki ya kızım neye sığınacak acaba? Belki videolarını izleyecek. Onun için yazdıklarımı okuyacak. Gezdiğimiz yerlerin fotoğraflarına bakıp hafızasını zorlayacak belki. Peter Rabbit filmine gider, vizyona girdikçe kim bilir? Çocukken gidip bayıldığı, kitaplarını okumaktan kendini alamadığı anlara takılacak ruhu. Belki çok başka bir şey geliştirecek, yazacak, yapacak, besteleyecek belki bir şeyler. En sevdiğimiz şarkıyı, en sevdiğimiz çizgi filmi izleyecek o da benim gibi. Belki iki kaşıktan fazlasına izin vermediğimiz dondurmanın, dibine daldıracak koca kaşığını. Ağzında demir kaşıkla, rengârenk kaşıklarıyla bize yemek yedirdiği zamanlara gömülecek kim bilir?

Ama sanırım ben bir süreliğine aradığım huzuru Süper Baba’da bulup, iyileşip geri geleceğim. Bir başka acıya çarpana dek. Sığınacak şeylerin olması ne güzel. Acıların olması ne acı. Acıdan sonra, sarmalayacakların varlığı ne güzel. Şükür…

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz. Çocukluğuma Kaçış öyküsü

Çocukluğuma Kaçış

İlginizi Çekebilir
Asiye Teyze

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir