Feminizm Tarihine Kısa Bir Bakış
0

Feminizm Tarihine Kısa Bir Bakış

Temelinde cinsiyet eşitliği barındıran feminizm; sosyal, kamusal, ekonomik yanlarıyla birlikte siyasi bir hareket olarak kabul edilir. Kadınların hak ve eşitlik mücadelesi orta çağdan itibaren başlasa da bu alanda asıl çalışmalar 18. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkmış ve 1792 yılında yayımlanan Mary Wollstonecraft’ın “A Vindication of the Rights of Women” isimli eseriyle de ilk kez akademide yer bulmuştur. Kadınların yaşadığı sorunlar ve ayrımcılıklar tarihsel süreçte pek çok kez değişime uğramış ve bu değişimler de feminist hareketlerin şekil değiştirmesine, feminizmin kendi içerisinde farklı farklı politikalara bölünmesine neden olmuştur.

Günümüze dek 3 dalgadan geçen feminizmin ilk dalgaları 19.yüzyıl sonlarında birçok Avrupa ülkesinin yanı sıra Amerika ve Avustralya’da başlayarak; oy kullanma hakkını elde etmek, yasal ve sivil haklara kavuşmak ve eğitim alma olanaklarının tanınması gibi konuları içermiştir. 19. yüzyılın sonlarına kadar da birçok ülkeyi etki altına almıştır. Bu süreçte üniversitelerde kadın öğrenciler artmış, 1893 yılında ilk kez Yeni Zelanda’da kadınlara seçme hakkı tanınmıştır. Ardından 1917 yılında Almanya ve Sovyetler Birliği’nde sosyalist devrimin sonucunda verilirken, Amerika ve Büyük Britanya’da kadınların savaş dönemine katkıları sonucu hediye olarak verilmiştir. Bu sırayı Türkiye 1934 yılıyla takip ederken; Fransa, İtalya gibi Avrupa ülkeleri 2. Dünya Savaşı’nın bitimine kadar beklemiştir.

Ardından 60lı yıllarda başlayıp 1980’e kadar devam eden ikinci dalga feminizm; kanun ve kültürdeki cinsiyet eşitsizliğini hedef almıştır. Her ne kadar kadın ve erkek kanunlar önünde eşit sayılsa da günlük yaşam pratiğinde durum çok daha farklıydı. Ev içi emek, cinsellik ve doğum kontrol yöntemleri gibi noktalar ikinci dalga feminizmin başlıca konuları olmuştur. Her kesimden kadının bir araya gelmesi mücadeleyi güçlendirse de feminizmin bu süreçte kendi içerisinde politik olarak ayrılmasına da yol açmıştır. Simone de Beauvoir ‘İkinci Cins’ kitabıyla bu dönemde büyük bir etki bırakmıştır.

1980 sonrası ise Rebecca Walker tarafından ortaya atılan üçüncü dalga feminizm; temelinde ataerkiyle savaşı sürdürse de kadınların bireysel sorunlarına odaklanmıştır. Farklı ırk, etnik, kültür ve kimlikleri bir araya getirerek kadınların sorunlarını bu olgular üzerinden anlatmışlardır. İkinci dalga feminizm ile bu noktada büyük bir ayrım yaşamışlardır. Kadın sorunlarıyla birlikte, siyasetin her alanında var olmuş; çevre, ekonomi, adalet, hayvan hakları gibi konuları da politikalarına eklemişlerdir.

KAYNAKÇA

  • Taş, G. (2016). Feminizm üzerine genel bir değerlendirme: Kavramsal analizi, tarihsel süreçleri ve dönüşümleri. Akademik Hassasiyetler, 3(5).

Feminizm Tarihine Kısa Bir Bakış

Yazarın (Zeynep Çelebi) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

Feminizm Tarihine Kısa Bir Bakış

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir