Toprağın Altı
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Toprağın Altı

Yazan: Feyza KURT

0

Toprağın Altı

“Anaaa, yetişin, Anaaa! Emine Abla’yı vurmuşlar, Anaa, yetişin!”

“Kız pis ağızlı kör olasıca ne demeye bağırıp duruyorsun te öteden beri! Aa, kız n’oldu gene eşek ölüsü mü gördün rengin atmış?”

“Ana, Rasim Abi Emine Abla’yı vurmuş.”

Anamın yüzü benimkinden de çok attı. Her zaman al olan yanakları göz bebeğinin çevresinin rengini aldı bir anda. İnce dudaklarının kanı çekildi, titremeye başladı, iyice ağzının içine çekildi. Kirpikleri dudaklarının titremesine eşlik ederken beni ev yolunun ortasında bırakıp gitti. O sırada yavaş yavaş bir koşuşturma başlıyordu.

“Ayşe? Ne oldu kızım? Nedir bu telaş?”

“Emine Abla’yı vurmuşlar. Sakat Emine’yi… Tövbe… Anam ne zaman öyle desem elinde ne varsa hiç düşünmeden bana fırlatır ama öyle diyorlar arkadaşlarım. Eli biraz yamuk diye galiba. Anama bunu sorunca da beni taa öbür köye yayan göndermişti öyle demek de kötü. Niye vurmuşlar ki Emine Abla’yı? Rasim abi seviyordu onu. İnsan sevdiğini toprağın altına koysun ister mi? Biz bir kere babaannemi koymuştuk oraya geri gelmedi. Gelmiyorlarmış.”

“Rasim Abi kim? Emine Abla da şu ilerideki evde tek başına yaşayan…”

“Yoo, tek başına değil ki bahçede bi’ sürü köpek vaar ama evet orda yaşıyor. Rasim Abi de köyün kahvesinin sahibi olan hep kocaman şapka takan bir de hep mavi tespihle gezen abi var ya o işte, öğretmenim. Az önce Sevda Yenge söyledi Rasim Abi oyuna gelmiş. Ali gidip “Abi yenge evleniyormuş” diye kendi kıt aklıyla şaka yapınca Rasim Abi de “Sen sakatlığını bahane edip bana varmadıydın şimdi n’oldu?” demiş vurmuş. Ama niye vurmuş ki? İnsan hiç sevdiğinin canını acıtır mı? Dizide adam kıza senin canın artık benim de canım diyordu. İnsan kendi canını da yakmaz ki. Hem biliyor musunuz biz bir kere dayımı da toprağın altına koymuştuk sonra eve gelmiştik ama ben hiç dayım gitsin istemedim dayımın yüzü buruşmamıştı çünkü ama…”

“Kızım bir konudan öbür konuya atlamadan güzelce anlatsana sen bana şu işin aslını astarını.”

“Rasim Abi Emine Abla’yı vurmuş.”

“Fesuphanallah! Yahu onu anladım. Allah rahmet eylesin. Emine Hanım neden sakat, niçin evlenmemiş, Rasim’e ne olmuş?”

“Sakat demeyin öğretmenim, çok günah. Emine Abla eli öyle olsun istememiş ki çocukken olmuş. Nasıl olmuş bilmiyorum ben anam sen daha yoktun o zaman demişti bana. Emine Abla çok güzelmiş biliyor musunuz? Hatta bir tane doktor istemiş ama evlenmem demiş. Annem de bir gün gitmiş sormuş. Emine Abla “Ben kimseyle evlenemem. Ya bir gün benim sakatlığımı yüzüme vurursa o zaman ben ne yaparım” demiş. Bir daha da kimseye bakmamış bile. Anam Sevda Yenge’ye anlatırken duymuştum ama anam da sakat dedi.”

“Rasim Emine Hanım’la evlenmek mi istiyormuş?”

“Evet, hatta yüzük bile almış. Annem Sevda Yenge’ye kocaman almış demişti ama Emine Abla evlenmemiş ki yine de. Rasim Abi, ya sen ya hiç demiş o da evlenmemiş ama Kıt Ali’nin şakası yüzünden yıllardır beklediği kişi evleniyor sanıp silahıyla kalbine sıkmış. Emine Abla bize şekerli ekmek verirdi öğretmenim. Keşke toprağın altına gitmeseydi. Gelmeyecek bir daha değil mi?”

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz. 

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Öykü: Gizli Devrim

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir