1. Anasayfa
  2. Deneme
Trendlerdeki Yazı

Filbahriler Akçabardaklar: Ağlamayı Unutanlar

"Biri defne, biri yasemin… Her ikisinin de hem mitolojide hem de şarkılarda çokça yeri var. Bir zaman lale, sümbül ve gül ile dünyayı unutanın yolu ancak çiçeklerle hatırlanabilir."


2

Filbahriler Akçabardaklar, filbahri, akçabardak, çiçekler, çiçekler hakkında bilgi, nasıl beslenir, hayatın içinden, Filbahriler Akçabardaklar

Bugün çiçeklere yazılmış beyitleri, şarkıları geçiriyorum aklımdan. İsmi de bir çiçek olan, şahane bir ses sanatçısının yine bir çiçek isimliye yazılmış şarkısını dinlerken: “ΤΟ ΓΙΑΣΕΜΙ

Biri defne, biri yasemin… Her ikisinin de hem mitolojide hem de şarkılarda çokça yeri var. Bir zaman lale, sümbül ve gül ile dünyayı unutanın yolu ancak çiçeklerle hatırlanabilir. Yine de bazen adını andığınızda sizi simsiyah bir güle çeviren, kokuyu size haram kılanlar da var elbet. Her ne zaman adını ansanız, sanki bir zehirli sarmaşık dallanır budaklanır kelimelerinizden. Zehrini saçar etrafa. Önce kalbiniz, sonra baktığınız, gördüğünüz, anladığınız, anlattığınız her şeye sirayet eder. Susmak, tek yapılabilen şey olur. O zehri kendi içinizde eritmeyi istersiniz. Bilinmesin diye. Belki o zaman tesiri de olmaz. Çiçeklere sığınırsınız da onlar da sizi yaban ellere atmıştır. Karanlığınızın soğuğunda, ellerinizin titrekliğine çare aradığınız beyitler.

***

İlay’ın karanlığından kendi aydınlığımı çıkarmam mümkün mü? Değil elbet. Olmadığı için yazıyorum. Yazmak, çaresizlerin işidir derdi bir hocam. Bâkî de yazmış vakti zamanında, “Gül hasretinle yollara tutsun kulağını/Nergis gibi kıyâmete dek çeksin intizâr“. Sadece bu beyiti okuyup geçenler için hiçbir anlamı yok bu yazılanın elbet. Dedim ya, çaresizliğinin en dibinde mucizeyi yaratmak insanın işi. Gül, şekil itibariyle kulağa benziyor, yola tutsun kendini de beklesin istiyor. Uzaktan gelişini ancak gül duyabilir. Ahh… Nergis… Ya nergis? O da göze benziyor ya görünüşünde, onun payına da gözlemek düşüyor, kıyâmete değin.

Çiçeklerle henüz sırrına eremediğim bir bağım var. İlki filbahri. Vazgeçemediğim. Nisan-mayıs aylarında hocamın odasından gelen kokuya hayrandık. Önce bize “İsimle Ateş Arasında” kitabını okutup bizi buhurda eritmişti, sonra da o kokunun kaynağını söylemişti. Filbahri kokusuymuş meğer. Bahçesinde açan filbahrileri getirirdi odasına her yılın nisan-mayıs aylarında. O koku eşliğinde yaptığımız kitap tahlillerini hiç unutmam. “Gençler, herkes kendine çay ocağından çayını alsın, geçin bakalım.” derdi. Kimseden bir şey istemez, kendi işini kendi görürdü. Çayını da kendi alırdı haliyle. Biz, hocamız olduğu için ısrar etsek de asla kabul etmezdi. Sonra başlardık… Önce fiziki tahliller, karakter irdelemeleri; sonra bu karakterlerin ruh tahlilleri. Sonra olay örgüsü, kıssadan hisseler derken ders nasıl biterdi, biz neredeydik; zaman ve mekân mefhumu uçup giderdi. Bize kalan, kelimelerin büyüsü, beynimizi kemiren sorular, düşünceler ve tüm bunları taa içimize işlediği bir çift mavi karanfil olurdu; elbet ki hepsi bir filbahri kokusu eşliğinde.

Akçabardak çiçeği ise diğer bir parçam. Bana İlay’ı tanıtan. İlay… Ahh İlay… Sesini fazla yükseltmeden, tane tane ve heyecandan tıkanarak okuduğu “Söyle, nereye dikilmek istersen seni oraya dikeyim!” mısrasını yüreğine işleyen, gönlünü ay-yıldızın sevdasına harman eden canım İlay. Dedesi öldüğünde, çok sevdiği toprağın altına onu koyduktan sonra ne sesi çıkıyor ne soluğu. İnsan ağlamayı unutur mu? O unutuyor işte. Mezarının başından ayrılamıyor, “Bir sesini duysaydım, iyi gelecek… Onun sesini ancak ben duyabilirim.” Bekliyor öylece mezarın başında, bir sese muhtaç. Akçabardak’a benzetiyorlar onu, beyaz, ince, zayıf, çelimsiz diye. Oysa akçabardakların o kar, kış, kıyamete direnen, başı dik, alnı açık o bembeyaz kar örtüsünden korkusuzca sıyrılıp, baharın müjdecisi, doğaya ilk adımı attıran olduğunu bilmiyorlar bunu söylerken. Çok sonra öğreniyor elbet bunu söyleyen, ama o vakit de iş işten geçmiş oluyor.

***

Bir çiçekle başladık madem, çiçeklere nazire eden bir nihavendle bitirelim. İnci Çayırlı’ya da selam ederek…

 

Yazarın (filhakikas) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (2)

  1. elinize sağlık.. Okuduğum çiçek adları ile sanki bir bahçe yada ormanda dolanıyor hissiyatı uyandırdı içimde:)

  2. Ne mutlu😌 Böyle hissetmenize çok sevindim. İçinzdeki çiçek bahçelerine bereket olsun. Asıl sizin yüreğinize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir