1. Anasayfa
  2. Öykü

En Zoru Gidebilmektir

Yazan: Selin Azra Biçen


0

Öykü: En Zoru Gidebilmektir

En Zoru Gidebilmektir

Pencereye baktı. Gün doğmak üzereydi, gitmesi gerekti. Kahvesini hızlıca yudumlarken bunu yaptığına hayret ediyordu ama yapıyordu işte. Tüm her şeyi geride bırakıp gidiyordu, herkesi, en çok da kendini terk ediyordu. Ama bunu yapması lazımdı, bir yerde sürekli durmak her an aynı şarkıyı dinlemek gibiydi. Daha görmesi gereken o kadar yer, tatması gereken o kadar duygu, tanıması gereken o kadar insan ve en önemlisi olması gereken o kadar kendi varken neden hayatın ona dayattığı monotonlukla hayatına devam etsindi ki? Belki bu düşünce ilerde onun en büyük pişmanlığı olacaktı fakat yine de denemeye değerdi. Gitmeseydi ne olacaktı? Burada bir iş bulup aynı yer, tanıdık yüzler ve bilindik olaylarla mı yaşamını sürdürecekti? Düşüncesi bile yüzünü buruşturmasına sebep oldu. İnsanların bunu yapabildiğine inanamıyordu. Yalnızca bir şansları olduğunu unutmuşlar mıydı? Neden ellerindeki tek şansı bu kadar kötü kullanıyorlardı? İhtimaller sonsuzken neden onlara sınır çiziyorlardı? Bavul bile almadan çıktı evden.

Ağır adımlarla yürüyordu tüm sokakları. Onu kendi yapan anılarını, ardı arkası kesilmeyen cümlelerini geçiyordu. Her adımda bir parça eksiliyordu kendinden, yükü daha da azalıyordu. Bir anda durdu. Etrafına baktı. Son bir selam gibiydi dudaklarında oluşan buruk tebessüm. Devam etti yürümeye. Şimdi ailesini ve arkadaşlarını geride bırakmıştı, ilerde 8 yaşındaki halini gördü. Eski evlerinin bahçesinde arkadaşlarıyla oyun oynuyordu. Sokağın sonundaki lisesine baktı. Kalbin en güzel işlevini burada, bu bahçede öğrenmişti. Bu koridorlarda ağlamış, aynı koridorlarda kahkahalar atmıştı. Şu kafede en güzel doğum gününü geçirmemiş miydi? Gözlerini sildi yavaşça. Anılarının sindiği her şeye dikkatle bakıyordu. Hatırlamak, dedi kendi kendine. En büyük ceza…

Adımlarını hızlandırdı. Yepyeni bir hayata atılmak için emin adımlarla ilerliyordu şimdi. Yoldan bir taksi çevirdi, oturdu. Gideceği yeri söyledikten sonra arkasına yaslandı.

Hayal bulutlarını, çalan telefonun sesi dağıttı. Masadaki telefonu alıp cevapladı. İşten arıyorlardı, geç kalmıştı yine. Kahveyi kafasına dikti, çantasını aldı ve evden çıktı. Günün akışına girmeden önce aklında tek bir cümle yankılanıyordu: En zoru gidebilmekti.

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Deneme: Parçaların Duruşu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir