Ayrık Otları, Umut Çiçekleri 3
0

Ayrık Otları, Umut Çiçekleri 3

  • Nermin Yıldırım’ın Ev romanında geçen “İnsana öyle garip bir güven verirdi ki, onun yanındayken dünyada kötü hiçbir şey olamazmış gibi gelirdi” cümlesiyle başlayan bir yazı kaleme alın.

“Aşk da kızamık gibi geçirilmesi gereken bir hastalıktır.” (Tolstoy’un Anna Karenina adlı romanından…)

“Her şey abartı, yalnızca özlem gerçek, o abartılamaz…” (Franz Kafka)

 

Sofya, 12 Ekim 1917

Sevgili Maria,

İnsana öyle garip bir güven verirdin ki, senin yanındayken dünyada kötü hiçbir şey olamazmış gibi gelirdi bana. Şimdi odamı aydınlatan ay ışığının altında, senden uzakta yalnız başımayım. Bu küçücük odada aklımın sınırlarını zorluyorum. Yolunu kaybetmiş bir meczup gibiyim. Bazen, gecenin bazı saatlerinde yatağımdan kalkıp saçlarının efsunlu kokusunu duyabilmek uğruna şöminedeki külleri kokluyorum…

“Aşk da kızamık gibi geçirilmesi gereken bir hastalıktır,” diye yazmışsın mektubunda. Doğru olan bu değil Maria, doğru olan şu ki: “Hiçbir hastalık acısız geçirilmez.” Ve yarım kalan her hikâye insanın ruhunda geri dönüşü olmayan izler bırakır.

Ne olur acılarımı dindirmeme yardım et Maria! Zihnimdeki düşünceler ne zaman bir yolunu bulup dilimden dökülse anlamlarını yitiriyor. Ben konuşmak istemiyorum Maria, anlamak da istemiyorum; ruhumu, zihnimi, benliğimi kemiren duyguların tutsaklığından kurtulmak istiyorum.

1891 yılının ocak ayıydı. Pazar sabahı erkenden kalkıp Varna Gölü’ne gitmiştim.  Vahşi hayvanların kol gezdiği araziler karla kaplanmış, güneş tüm ihtişamıyla tepelerin ardında belirmeye başlamıştı. Rüzgâr uğultular çıkararak ağaç dallarını okşuyor, servi ağaçlarına konan kargaların tiz sesleri etrafta yankılanıyor, balıkçıl kuşlar göl üzerinde uçuşuyor, bir yaban domuzu yiyecek bulma telaşıyla dalgakıranların üzerinde dolaşıyordu… Çam ağaçları arasından yükselen silah sesiyle birlikte servi ağaçlarındaki kargalar acı çığlıklar atarak uçuşmaya başladı. Yaban domuzu ise sırtına isabet eden kurşunun etkisiyle tiz bir ses çıkararak dalgakıranların üzerine yığıldı. Bir müddet sonra yaşlı bir adam kar yığınları arasında gölge gibi belirdi. Kan gölü içinde yatan domuza doğru adımlarını sıklaştırdı. Domuza yaklaştığında dizlerini büküp topukları üzerine oturdu. Tüfeğinin ucundan çıkardığı gümüş süngüyle domuzun sol arka bacağını dürttü. Hayvanda hiçbir can belirtisi yoktu.

O gün ilk defa bir canlının ölümüne tanık olmuştum. Hiçbir canlı, hiçbir aşk böyle ölmeyi hak etmiyor Maria…

Sizin Stepan İlyiç

 

Yazarın (Mustafa Aslan) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Ayrık Otları Umut Çiçekleri 3

1990 Manisa doğumlu. Adnan Menderes Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Yiyecek İçecek İşletmeciliği Bölümü lisans mezunu.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir