Yol Hikayesi
0

Yol Hikayesi

  • Bugün her şeyi bir kenara bırakıp yola çıktım. Bazen vazgeçmek, vazgeçip yeni bir yola koyulmak gerekir.

Bugün her şeyi bir kenara bırakıp yola çıktım. Bazen vazgeçmek, vazgeçip yeni bir yola koyulmak gerekir. İç huzur bir yana dursun, anlık mutlulukların peşinde olmalı insan. Mutsuz, umutsuz olduğu her anda yakaladığı anlık mutluluklara tutunuverir böylece. Para, yat, kat, bina.. neyse. Mutluluğa yatırım yapmalı mutlaka. Güzel hikâyeler bırakmalı insan ardında. Bu düşüncelerle olup taştım yıllardır. Her seferinde haykırdım “Ben dünyayı gezeceğim.” diye. Olmadı tabii, koşullar el vermedi. Hiç tam dikiş tutturamadım bu hayatta, onu biliyorum bak. Ne aşkta ne işte, tamam bu sefer oldu diyemedim hiç. En sonunda, annemin tabiriyle kırdım kafayı, pılımı pırtımı toplayıp çıkıverdim yola. Nereye gittiğimi, ne yapacağımı bilmeden kaldırdım elimi, başladım otostop çekmeye.

Geçen ilk on iki araba durmadı önümde, saydım evet. Bolca küfür savurdum içimden. Sonra kırmızı klasik bir araba durdu, bindim. Pek anlamam araba modellerinden ama çok tatlı bir arabaydı. Yaşlı bir amca sürüyordu, merhaba kızım dedi, ben Ali. İstanbul’a gidiyormuş, normalde de İngiltere’de yaşıyormuş. Yol boyu sohbet ettik. Çocuklarını görmek için gelmiş buraya, âşıkmış taşına toprağına bu memleketin ama artık yaşaması zor diyor. Bu güneş, bu hava İngiltere’de olsa orası da çok güzel olurdu diye de ekliyor. Saatlerce konuştuk Ali Amcayla sanki akranmışçasına.

İzmir’e varınca indim. Hiç değişme dedi, hep böyle kal… Şaşırdım önce, biraz da düşündüm üzerine bu lafın. İnsan ne yaşarsa değişir bu hayatta? Birini kaybedince, sağlığı bozulunca ya da birilerinden kazık yediğinde… Ne kadar değişmeli, karakterini ne kadar törpülemeli? Bütün bunları düşünürken meyhaneden bozma salaş bir mekân ilişiverdi gözüme. Girdim içeri bir küçük söyledim. Bir büyük de içerdim aslında da zamlar, ekonomik sıkıntılar büküyor tabii insanın belini. İçtiğimiz rakıya kadar politikaya batmışız… Elden ne gelir?

Hem söyleyip hem içtim o gece. Kendi kendime konuştum. Çok özlemişim kendimi. Bu yaşıma geldim hâlâ kendimi keşfedebildiğime inanmıyorum. Yaş aldıkça değişiyor insan, yeni huylar ediniyor, eskileri bir kenara bırakıyor yahut halının altına süpürüyor öylece. Bu yolculuğa da o yüzden çıktım işte. Halının altında neler var, başka ne işler açacağım başıma kim bilir…

Yazarın (Zeynep Çelebi) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. (Yol Hikayesi)

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz. (Yol Hikayesi)

————————————Editör Notları——————————————–

Öncelikle bu kısa hikâye için çok teşekkür ederim. Sitede yaptığın haberler, söyleşiler ve farklı türlerdeki çalışmalarınla bize bir renk kattığını belirtmek isterim. Bunun yanında yazı egzersizlerine de dâhil olmanı da takdir ediyorum. Bu egzersizler kurgusal anlamda sana büyük yarar sağlayacaktır. Önümüzdeki aylarda da çalışmalarda yer alman dileğiyle…

Metinde yer alan birkaç yanlış kullanıma değinmek isterim:

“Mutsuz, umutsuz olduğu her anda yakaladığı anlık mutluluklara tutunuverir böylece. Para, yat, kat, bina.. neyse.” cümle grubunda “Para, yat, kat, bina.. neyse” kalıbı doğru bir kalıp değil. Burada anlık mutluluğu açmışsın anladığım kadarıyla. Ancak biraz havada kalıyor. Ayrıca yazım ve noktalama açısından da doğru bir kullanım değil; bu: “Para, yat, kat, bina…” şeklinde olabilir. Ben bu cümle gurubunu “Mutsuz, umutsuz olduğu her anda yakaladığı para, yat, kat gibi anlık mutluluklara tutunuverir böylece.” şeklinde birleştirirdim.

“Bu düşüncelerle olup taştım yıllardır.” cümlesi muhtemelen “dolup taştım” şeklinde olacaktı. Gözden kaçırdığını düşünüyorum.

“Hiç tam dikiş tutturamadım bu hayatta, onu biliyorum bak.” Burada “tam” kelimesi bence gereksiz.

“Geçen ilk on iki araba durmadı önümde, saydım evet.” Bu cümledeyse okumayı zorlaştıran ve ilk anda anlam karmaşasına neden olan bir yapı var. Bence bu cümle “Yoldan geçen ilk on iki araba…” şeklinde başlamalıydı.

“Girdim içeri bir küçük söyledim.” Bu cümledeyse, günlük hayatta daha çok “küçük” değil “otuz beşlik” şeklinde kullanılır.

“Bi büyük de içerdim aslında da …” cümlesinde ise genellikle günlük kullanımda “Bi büyük” desek de, yazıda bunu “Bir büyük” şeklinde kullanmamız daha doğru olacaktır.

Bunların yanında uyarıda bulunmak istediğim iki konu var. Bunlardan ilki cümleleri virgüllerle uzatmak okuma açısından yorucu oluyor. Yani cümleyi bitirip devam cümlesi şeklide yazmak daha doğru diye düşünüyorum. Evet virgül kullanımı önemli ve gerektiğinde kullanılmalı ama iki cümleyi virgülle birleştirip yazmak okuyucuda olumsuz etkiler yaratacaktır. Cümleyi bitirme cesaretine sahip olmalısın. Bir diğer husus da, özellikle yıllar önce benim de başımda olan iki nokta (..) kullanımı. Türkçe’de ne yazık ki iki nokta (..) bulunmuyor. Yani elimizde nokta (.) ve üç nokta (…) mevcut. Ama biz genellikle (..) kullanımı yapıyoruz. Bu alışkanlıktan vazgeçmelisin. Çünkü yazdığın tüm yazılara etkisi olur ve bir süre sonra vazgeçilmez bir alışkanlığa dönüşür.

Yazmaya devam, görüşmek dileğiyle…

İlginizi Çekebilir
Wish You Were Here

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir