Parçalı Panorama 2018
  1. Anasayfa
  2. Hayatın içinden

Parçalı Panorama 2018

Yazan: Amelie

0

Parçalı Panorama 2018

“Söz, göze anlatılır.” diyenlerin neslinden geliyoruz; öyle olunca dijital olan dünyada Ender’s Game’deki Enders gibi “tuhaf” kalıyoruz. Aslında insanı içinde barındıran ne varsa edebiyatta, resimde, müzikte, sanatta, matematikte… Her şey olmalı. Asıl mesele bunları birbirine bağlayabilmek.

***

Kış Uykusu’nda serbest bırakılan bir yılkı atı var. O karlı kasabadan Aydın Bey’e bakarak bir kaçışı var; sanki tüm dünyada özgürlük sadece ona verilmiş.

***

Gördüğün rüyalar, bir süre sonra anı dediklerinden uzak, soğuk odalarında üşüdüğün, iklimsiz mevsimlere dönüşüyor. Ne uzaksın, ne yakın; sanki sen hiç yaşamamışsın. Bir varmış, bir yok olmuşsun. Bir yılı daha eskitirken, eskiye ait ne varsa bir şamdanın alevinde eritiyor insan.

***

Bir tereddütle muharririni tanımadığı kitabı, buhranlarının verdiği yorgunluğuna rağmen okumaya devam eden Mualla gibi, devam ediyorum; nefes almaya, yemyeşil ovaları masmavi denizlere çevirip bulutun kanadına takılıyorum. Bir gün gerçek olanı, hakikat dediklerini bulacağıma inanarak… Oysa Rendekar’ın yanıldığını söyleyip, “Düşünüyorum, ama sadece ben var değilim. Düşündüğüm için asıl sizler varsınız; sizler ve içinde yaşadığımız dünya.” diye perişan olan Uzun İhsan Efendi’den önde değilim. Bir Atlas’ın peşine takılmış, istediğim zaman lambayı söndürdüğümde beni tanıyıp yine sevecek olanı arıyorum.

***

Bir panorama yaparsak yeni yıl öncesi…

“Bir sene içinde çok şey değişir” sözünü “her an her şey değişebilir” olarak değiştiriyorum kendi hayatımda.

En sevdiğim şarkının “Yalnızlık Ömür Boyu/MFÖ” olduğuna karar verdim.

Bir Geyiklim var artık, annesine hayran olduğum. Canım Geyiklim, seni seviyorum.

Gitar çalmak hayatımda kendim için yaptığım en güzel şeylerden ikincisiydi, birincisi tango yapmaktı. Birinciyi çok özlüyorum.

Yönetici olmaktan hep kaçtım, ama istemediğim ot başımda bitti; bunu da bir yere yazdım, gelecek sene bu zamanların anısı olsun.

Hayatımda ilk kez geldiğim yerler, mekânlar; ilk kez tanıdığım insanlar, diller, kültürler, yaşayışlar var…

En çok emek harcayıp, en çok “şunu da öğrensinler” deyip kendimi haftanın yedi günü perişan ettiğim zamanlar.

İlk kez bir sınıf, benim danışmanlığımda, 25 kişilik bir grup, “Beyaz Zambaklar Ülkesi”ni okuyup analiz etti.

İlk kez bir öğrenci grubumla birden çok güzel kitabı okuduk, tahlil ettik.

Beş tane orkidem var, canlanması için elimden geleni yapıyorum ama sanırım mevsimin uyuşukluğu hepimizi etkiledi.

Daha çok kitap okuduğum zamanlar olmuştu ama galiba en çok bu sene okuduklarımı Ahmet Hoca ile tartışmayı özledim.

Bu sene kendi açımdan Nuri Bilge Ceylan filmleri senesiydi. Mutluyum. Geç oldu, güç olmadı.

İlk defa bu sene tam iki ay her hafta sonu farklı şehirlerdeydim. Evi otel gibi kullanmak deyimini bizzat deneyimledim.

İlk defa hayatımın “dönüm noktası”ydı. Bir tercih yaptım. Ama o tercihin “vaz geçmek” değil de “kavuşmak” olacağını bir türlü anlatamadım.

Zaten kavuşmadığın zaman, kavuşamadığın kıymetli…

Arif Ergin’in yazdığı “Tekvin” kitabını çok sevdim, bence herkes okumalı.

İlk kez bu kadar çok kırgınlıklar, kızgınlıklar ve yorulmayan öfkeler var.

***

Bunca panoramanın sonu bir şarkıya bağlansın.

Diğer yazılara da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Parçalı Panorama 2018

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir