Kardeşimi Beklerken
  1. Anasayfa
  2. Öykü
Trendlerdeki Yazı

Kardeşimi Beklerken

0

Kardeşimi Beklerken

Bütün aile toplandık onu bekliyoruz. Günlerdir, aylardır, yıllardır onu bekliyoruz bıkmadan usanmadan, geleceğine dair içimizde taşıdığımız umutları yeşerterek bekliyoruz. Annem kapıyı açıyor, babamın yetmişinci doğum günü için toplandık. Tüm aile burada, abim, kardeşim, onların çocukları, dayım, halam, kuzenlerim, kuzenlerimin çocukları. Bir tek o yok, ablam. Yıllardır görmüyoruz. Hiçbir buluşmaya gelmiyor, hiçbirimizi aramıyor. Nerde, kiminle, ne yapıyor bilmiyoruz ama umutla geleceği, aramıza katılacağı günü bekliyoruz. Bu sefer gelecek diyor annem, kesin gelecek, iki gün önce aradı, sesi çok iyi geliyordu, hepimizi çok özlemiş, tek tek sordu, selam söyledi, gelecekmiş. Yemek sofrasına geçiyoruz. Annem bugün için özel olarak hazırlanmış hepsi babamın en sevdikleri. Soğuk mezeler, sıcak mezeler, ana yemek et sote yapmış. Vejetaryen olduğumu hâlâ kabullenmekte zorlanıyor sanırım, koca bir kepçe koyuyor yemekten. “Yemem bunu biliyorsun, ben et yemeyi bıraktım. Yüzüme boş bir ifadeyle bakıyor umursamıyor dediğimi. Aldırış etmeden yemeği diğer tabaklara dağıtmaya devam ediyor. Hayat akıyor, herkes neşe içinde yemeğini yiyor, mutluymuş numarası yapıyoruz. Yemek bitince sessizce yan odaya geçiyoruz. Annem onu anlatmaya başlıyor.

“Çocukken o kadar güzel bir çocuktu ki sokakta yürürken insanlar bizi durdurur onu severlerdi. O güzelliğinin altında yalnız, inatçı bir çocuk yaşardı. Çocukken de sevmezdi kimseyi, eve biri geldi mi odasına çekilir kıyamet kopsa çıkmazdı. Bir keresinde Hatice hala gelmişti, zorla odasına girip öpmüştü de nasıl kızmıştı, günlerce konuşmamıştı bizimle.”

Annem ablama dair hikâyeleri anlatmaya devam ediyor. Binlerce kere dinlediğim, artık her kelimesini ezberlediğim, annemin her buluşmada yemek sonrası aynı sırayla, aynı kelimeleri kullanarak anlattığı aynı hikâyeler… Dinliyormuş gibi yapıp camdan dışarı bakıyorum. Karşımızdaki ev yıkılmış, onun yerine henüz bir inşaat başlamamış. Şimdilik o alan çocuklara ait görünüyor. Top peşinde koşturuyorlar. Sessizce izliyorum oyunları. Aralarına karışmak, sokaklarda özgürce top peşinde koşmak istiyorum ama nafile bir istek bu, burada kalıp aile toplantılarında aynı hikâyeleri dinleyerek ablamı beklemek zorundayım…

“Bu sefer kesin gelecekti” diyor annem. Anlattığı hikâyesini bitirmiş. “Söz vermişti, babamın doğum gününü kaçırmak istemiyorum demişti. Belki işi çıkmıştır ya da son anda biri onu gelmekten alıkoymuştur. Çok yoğun çalışıyormuş bu aralar.” Annemin gözleri nemli, bizimle özellikle de benimle göz göze gelmekten çekiniyor farkındayım. Ne zaman ona baksam gözlerini başka yöne çeviriyor. “Hadi pasta keselim o vakit” diyor bir anda canlanarak. Pasta kesiyoruz, konuşmadan sessizce yiyoruz. Sonrasında herkes evine dağılıyor. Başka sefere diyor annem, üzülmeyin kesin gelecek. Çok üzülmüştür kesin gelmediğine. Belki de çok kalabalığız karşımıza çıkmaktan çekiniyordur. Söz verdiyse kesin gelir. Hepimizi teker teker öpüp yolcu ediyor. Kalıyorlar babamla baş başa. Çocukluğumuzun geçtiği o evde, hayaletlerimizle birlikte yaşamaya devam ediyorlar. Bir keresinde annemi yalnız yakaladım. O geceyi sordum.

“Anne zor olmuyor mu senin için, o evde yaşamaya devam etmek? O gece ne oldu, ablam neden kaçtı?” Cevap vermek yerine sessizce uzaklara bakıyor bir süreliğine. Gözleri nemleniyor sonra, kısık sesle “Neden zor olacakmış canım, hepinizin anıları var bu evde.” kalkıp gidiyor sonra. Hafızamı yoklamaya çalışıyorum, ne kadar zorlasam da hatırlayamıyorum. Ablam neden çekip gitmişti? “Benim hayatım, istediğim gibi yaşamak istiyorum!” Sadece bunu hatırlıyorum o geceden. Bir de kapının sert bir şekilde çarpmasını. O günden beri bekliyoruz. Kaç bahar geçti, kaç karakış geçirdik, kaç yılbaşı, kaç doğum günü bilmiyorum.

Sabah telefonun çalmasıyla uyanıyorum arayan annem. O geldi diyor sesinde bir bayram sevinci. Çok özlemiş hepimizi, son anda işi çıkmış gelememiş, çok özür diledi, bir dahaki buluşmaya kesin gelecekmiş. Seni özellikle sordu, çok özlemiş seni, çok görmek istiyormuş. Benim için öp, dedi. Pazara gidecektim bilirsin salı günleri pazar kurulur, son anda gitmekten vazgeçtim. Bir de baktım ablan kapıda. İyi ki gitmemişim yoksa göremeyecektim. Baban da çok sevindi gelmesine. Hep birlikte, dedi. Bir dahaki sefere her birlikte olalım. Annemin sevincine ortak olmaya çalışıyorum ama nafile, olamıyorum. Bir ablam var uzakta biliyorum, annemden haberini alıyorum. Sanki hayatımız durdu ve onu beklemekten başka yapacak işimiz kalmadı gibi. Gelsin artık istiyorum, bir yandan da bu zehirli sarmaşık gibi her yanımı saran aileden tek kurtulan o olduğu için seviniyorum. Kızamıyorum ona. Artık gelmesini istediğimden emin değilim. Yoruldum beklemekten. Giyinip işe gidiyorum, her zamanki yoldan yürürken aklımda tek düşünce bir dahaki buluşmaya gelecek mi?

Kardeşimi Beklerken

Yazarın (Zeyno) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

– Kardeşimi Beklerken

İlginizi Çekebilir
Öykü: Gizli Devrim

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir