Halı Saha Etkisi
  1. Anasayfa
  2. Deneme

Halı Saha Etkisi

Yazan: Onur KAYA

0

Halı Saha Etkisi

Bir insanın sabırsızlıkla beklediği anlar ne kadar çok olursa, yaşadığını da o kadar çok hisseder.

Halı saha, etrafı tel örgülerle çevrili olup özgür olunabilen yegâne yerdir. Halı saha bir özlemdir; seksenli doksanlı yılların, her mahallesinde maç yapılan boş arsaya duyulan özlemdir. Topları komşunun camını kırdığında, birlikte kaçarken hissedilen korku ve heyecana duyulan özlemdir. Halı saha maçı sadece birinci dakikada başlayıp altmışıncı dakikada biten bir hobi, bir spor değildir. Halı saha maçı öncesi ve sonrasıyla sosyal bir olaydır. Erkeklerin kendini gerçekleştirdikleri sosyal bir varoluş mücadelesidir.

Öncelikle, bir maçın yapılabilmesi için Ar-Ge, planlama ve iyi bir organizasyon yapılması gerekir. Organizasyonun başından itibaren bu unsurlardan herhangi birindeki zafiyet, daha sonraki faaliyetlerin de aksamasına sebebiyet verir. Böyle kritik bir organizasyonun başında her zaman işini bilen biri olmalıdır. Genelde uzun süre değişmeyen bu kişi aynı zamanda, piknikte de hem pikniği organize eden hem de mangalın başında olan şahsın ta kendisidir.

Genelde herkesle arası iyi olan ve o ortamdaki en sevilenlerden birisidir. Burada ortam diye tabir edilen mekân, bir şirket, iş yeri, fabrika, okul, sanayi veya mahalle olabilir. Birinci ve en önemli şart birlikte bir şeyler yapma arzusudur. Organizasyonun başında bulunan kişi gerektiğinde bir lider, bir psikolog ve iyi bir yönetici olmalıdır.

İlk defa yapılacak bir maç için ekibi toplamak, onları aynı amaçta, istenilen yer ve zamanda buluşturmak onun işidir. Maça çağıracağı insanların karakterlerini, aile yapısını, psikolojik durumlarını iyi analiz etmeli, araştırma ve geliştirme safhasındaki çalışmalarını ‘insan kaynakları’ titizliğinde yapmalıdır. Daha önce hiç halı saha maçı yapmamış, ailesi dışında sosyal bir faaliyete katılmamış birini iyi analiz etmeli ve aday oyuncuların yeni evlenmiş, bekar, boşanmış, çekingen, içine kapanık, aşırı duyarlı, duyarsız, empati yoksunu, eğlenmek için yaratılmış, kendini beğenmiş gibi farklı kişilik, karakter ve mizaçlarına göre farklı yaklaşımlarda bulunabilmelidir.

Aynı zamanda o kişinin hangi mevkide oynayabileceğini seçmesi çok önemlidir. Hayatta ne istediğini bilemeyen insanların, maçta da nerede oynamak istediğini bilememesi çok karşılaşılan bir durumdur. Sessiz, sakin ve çekingen yapıdaki biri maç içinde defansta kendisini ispatlama veya kabul ettirme hevesiyle sert çıkışlar yapabilmekte ve hatta sakatlıklara sebep olabilmektedir. Gol atamayan takım yemeye mecburdur ve golcü pozisyonu, bahane kabul edilebilen bir pozisyon değildir. Saçmalamaktan korkmayanlar, golcü mevkii için en iyi adaylardandır. Ne istediğini bilen ve çevresine pek kulak asmayan tiplerdendir. En sabırlı yapıdaki oyuncu ise kalecidir. Maç boyunca bölgesine hiç top gelmese bile, sürekli maçı takip etmeli ve konsantre olmalıdır. Hayatta olduğu gibi maçta da sadece bir kere ihtiyaç duyulduğunda bile orda olurlar ve bunu herkes bilir. İnsanlar gerek hayatlarında gerekse maçlarda böyle arkadaşlarının olmasını isterler.

Normal hayatında, işinde liderlik yapmayan, ön planda olmayan biri, o sahada bir lider veya takımını yenilgiden kurtaran gollerin sahibi olabilir. İş yerinde pek de tanımadıkları arkadaşlarının, defanstaki sağlam ve dirayetli duruşu arkadaşlarının gözünden kaçmaz ve daha önce sadece iş arkadaşı olarak gördükleri kişiye karşı dostluk ve güven duyguları beslemeye başlar.

Depo sorumlusunun takımı için gol attığında müdürle ”çak” yapması, fırıncı çırağının patronu düştüğünde elinden tutarak yerden kaldırması, tekme yediklerinde acı çektikleri an birbirlerinin suratlarındaki acıyı görmeleri ve hiç güldüğünü görmedikleri amirlerinin gol attığındaki çocuksu gülüşü, onları daha da yakınlaştırır. Son saniyede attıkları golle maçı kazandıkları an hep birlikte bir mutluluk ve coşku yumağı olurlar, terleri ve mutlulukları birbirlerine karışır ve neredeyse kardeş gibi hissederler o an.

İlginç bir şekilde kuşlar kafesin kapısından dışarı mutlulukla uçarlarken, halı saha oyuncuları ise bu halı saha kafesinin kapısından içeri mutlulukla uçar gibi girerler. İşte bu yüzden halı saha maçı sadece halı saha maçı değildir. Sabırsızlıkla bekledikleri an olur maçın başlama saati. Bir insanın sabırsızlıkla beklediği anlar ne kadar çok olursa, yaşadığını da o kadar çok hisseder. O yeşil halı saha; karakterlerini olduğu gibi yansıtabilecekleri, kim olduklarını gösterebilecekleri bir yaşam alanı olur, Hayatlarının tam ortası orası olur.

Halı saha mangalcısı ise bir sonraki maçı düşünür ve daha sonraki maçı. Herkes hayatında bir mangalcı olsun ister. Seksenli, doksanlı yılların çocukluklarının mutlu olduğu ve unutamadığı anıları genelde iki şeyden oluşur; ailece gidilen mangal keyfi ve taştan yapılmış kaleler arasında oynanan toprak ve çamur kokan maçlar. Belki de mangalcıya olan güven babalarından, halı sahaya olan sevgi ise çocukluktan geliyordur kim bilir…

Halı Saha Etkisi

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Halı Saha Etkisi

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir