bayramda gömlek almış da, giyememiş delinin biri
yahu cüzdanı düşecek arka cebinden, söylesem götüne baktığımı düşünecek ne yapacağım yahu, parasını düşürürse de vicdanın sızlar acayip, rakı da uyuşturamaz ki gece gece nerden bulunur,
ben ben ben ben içmem, içemem, dişim ağrıyınca içerim sadece ama dişim de hep ağrır durur, dişimi çektirsem alkolik olmaktan kurtulacam, ben ne olacam, pis bir küvetin içinde içilmiş yedinci sigaradan sonra, hala da aklıma bir şey gelmiyorsa, yürümeliyim diyorum da yolda insanlar çapraz yürüyor ve bir o kadar da yavaş, ben de ayağımı sürükler gibi yürüyorum ayağım kırık, tam gole giderken ayağımı kırdılar, doktora gittim röntgende de çıkmadı bir şey, senin ayağın sapasağlam dedi de ben neden ayaklarımı sürerek yürüyorum, ee o zaman metroya binelim de kardeşim içerisi 1 hafta öğle yemeğinden kesip de alınan o kaliteli parfümle karışmış bir ter kokusu mevcut,
diyorum da şiki şiki baba çalsa ya metro da, herkesin 3 dakikalığına kulaklıkları bozulsa, melike melike melike sen aynalardan başla kurşunlarını harcamaya, zeynep döneceksin biliyorum dostum, ben bekliyor olucam her yağmur sonrası ıslak banklara oturmuş, bilirim sen yağmurdan çok sonra gelen, şiirleri kucaklamış bir kadın gibisin sağanak sağanak gözlerinden… apo apo apo sen yoktun dostum, telefonun kapalıydı aradım sürekli mesajlar çıktı kapattım bilmez misin ey densiz, ben de telesekretere konuşamayanlardanım da zannedilmesin telesekreterleri aşağıladığım yok hele bir de iyi sevişiyorlarsa 🙂
ney çalma fikrini beğendim sokak müzisyeninin, insanların dini duyguları serpiliyor ortaya 10luk 20lik kağıt banknotlar, şiki şiki babayı söylesen, alırsın sen komiser babayı, hemen alırlar içeri hehe,
öztürk serengil’e sormuşlar: öztürk bey neden kefe kelaj…
hayatın bile yaptığı oyunu gördünüz değil mi, işte bu kötü espriler gibi, söyle john nerde ankara martıları, suçsuz değil mi nohut pilavcılar he john… eve mi gitsem ben, ne bileyim biraz ağlarım utanmadan sıkılmadan,
olmaz mı he çiko, tamam çiko kolayı da azaltıcam, melihle de daha az görüşücem, sen yeter ki ağlama bi dahaki seçimde de akpartiye oy vericem çiko tadımız kaçmasın sen yeter ki ağlama, tamam sezen aksu da yok, ahmet kayayı da telefonumdan silicem, bol bol demet akalın, hande yener, serdar ortaç hatta ve hatta hüzünlenmek istediğimde mustafa ceceli, zerrin özerin doğum günü kaçında, ona da bi güneş gözlüğü almak lazım şöyle nostaljik bi şey olsun,
he bu arada deniz arcak da gelirse bir dahaki saray kahvaltısına onu da çağırırsanız ona da bir eyvallah demek isterdim, hadi yoluna eyvallah, mutlu ol gülüm inşallah, sen biten günün ardından bir başına kalma inşallah belki tayyip te bana minnoşum der, şahana tombişim demiş…
yahu şimdi cüzdanı düşecek, söylesem götüne baktığımı düşünecek
to be continued…
bakalım yazarımız cüzdanın düşebileceğini nasıl anlatacak…
haftaya görüşmek üzere 😀 eğer daha saçma bi şey bulamazsanız..
Yazarın (iki öpücüklü adam) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
– bayramda gömlek almış da, giyememiş delinin biri
