Film Gibi Biraz!
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Film Gibi Biraz!

Yazan: Demet ALPER

0

Film Gibi Biraz!

Tam evden çıkmak üzereyken, pencereyi açık bıraktığımı hatırladım. Geri döndüm ve kapatmak için uzandığımda;

Yaşlı adam, oturduğu sandalyeden güçlükle doğrulup, bizim binanın kendi hizasındaki penceresine heyecanla “Hoş geldiniz, hoş geldiniz.” diye bağırdı. Kendisiyle doğalgaz macerası yüzünden husumetim olan sevgili Nebahat de balkon penceresini açıp: “Nasılsınız, David Bey?” diye seslendi. Bir deri bir kemik kalmış vücuduna sertçe vurarak: “İyi değilim, nefes darlığım var.” diye zorla söylendi ki, o sırada kalem gibi incecik parmaklarının arasında tuttuğu sigarayı fark ettim.  Nebahat, “Allah ne derse o olur.” dedi. Bay David yine, “Nefes darlığım var.” diye söylendi ve neşeli bir ton ile daracık balkon kapısından içeriye doğru: “Emel, gel bak kim var burada?” diye seslendi. O sırada Nebahat ’in sıkıldığını ve bir an önce içeri kaçmak istediğini fark ettim. Aceleyle balkon penceresini kapatmaya çalışıp “Ben sonra konuşurum Emel Hanımla.” dese de, Bay David muhtemelen bütün günü evde yatarak geçirdiği için, heyecanla “Bir dakika geliyor gitmeyin. Camı kapatmayın. Emel kahve yapıyordu, hemen geliyor.” diye çırpınarak tekrar içeriye seslendi. O sırada lafı uzatmak için “Nasılsınız?” diye yeniden sordu. “Beş çeşit hastalığım var, şu an da hiç iyi değilim grip oldum, yazlığa da gidemedim.” dedi sevgili Nebahat. Bay David’in gözü balkon kapısında, “Ben narkoz alamıyorum, o yüzden ameliyat etmiyorlar, böyle çekmek çok fena…” dedi. Bir taraftan da sigarasını yakmak için elindeki çakmağa tüm gücünü veriyordu. Sevgili Nebahat, bedeninin yarısı pencereden içeride, yarısı dışarıda sıkkın bir ses tonuyla: “Allah’ın dediği olur.’’ dedi. Bay David’in, “Yeğenleriniz ilgilenmiyor mu?” demesinden Nebahat hakkında benden daha fazla bilgi sahibi olduğunu anladım. O sırada elinde klasik bir kahve fincanı, üstündeki pazen geceliği ve kırılgan bir yüz ifadesi olan Emel hanım balkona çıktı. Geçen yıl bizim sokağın yokuşunda rastlamıştım kendisine. Bay David önden giderken Emel Hanım da elindeki ağır torbaları zorla sürükleyerek aşağı inmeye çalışıyordu. Yardım etmek için yaklaştım. Yüzüme uzun uzun baktı ve sonra elindeki torbayı verdi. Çantasını da taşıyabileceğimi söyledim ama o kadar güvenmemiş olmalı ki, zorlanmasına rağmen bana teslim etmedi. Hiç de alınmamıştım bu hareketine, içimden güldüm ve bina girişine kadar yardım ettim. Yanlarından ayrılırken arkamdan dua ediyordu.

Emel Hanım nazik bir şekilde hatır sorarken, sevgili Nebahat kısa kesip içeri girdi. Bay David’e yine çaresiz bir hüzün çökmüş gibiydi. Kahvesinden bir yudum aldı, sigarasından derin bir nefes çekti. “Bay David, yapma, içme şunu.” diye seslenmek istedim ama çok anlamsızdı! Emel Hanım çiçekli pazen geceliğinin üzerine uçan külleri nazikçe silkelerken elleri çarpıştı ve gülümseyerek el ele tutuştular. Bay David ’in incecik parmaklarında tutunmaya zorlanan parlak alyansı yine gözümü aldı.

Pencereyi kapattım.

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz. 

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Film Gibi Biraz!

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir