bira ve çay, şair ve şair
  1. Anasayfa
  2. Öykü

bira ve çay, şair ve şair

0

bira ve çay, şair ve şair

kekemelerin şarkı söylerken kekelemedikleri bilinir. (bunu tıp dilinde anlatmak istemiyorum ama böyle…)

bu iki şiirci de bu olayın farklı bir tarafındalar. normal konuşurken kekeliyorlar ama şiir şeklinde konuştuklarında kekeleme olmuyordu. (bilimsel değildi, bu biraz kurgusaldı…)

iki şiirci, adı lusnika olan bir mekanda oturdular. biri içki, diğeri ise çay içiyordu. hangisi daha felsefik bilemem :D.

çay içen sürekli kekeliyordu. bira içen suskundu ve hızlıca bitirdi ilk şişeyi. biraz yumuşamıştı.

biracı─ bizim yazdığımız şiirler de resim gibidir görebilene.

biracı─benim burada şuan sadece yüreğim çalışıyor. beynim, “lusnika”nın da atmosferin de dışında.

biracı─konuşacağım da sesimin pek rızası yok.

çay içen de bıraktı artık kekeleme olayını.

çaycı─biradan çektiğin sözleri akıt.

biracı─acil bana ayaktaki dostumu çağırın. bir bira, ezanın fonuyla beraber acıklı konuşacağım.

biracı─ ben bir sokak kedisiyim, dokuz canımı da sana vermişim.

çaycı─sigaramın sesine saklanıyorum.

biracı─ben bir şey duymuyorum. pasif içici olmama rağmen.

insanlar sürekli masalarda resim çekiniyorlar ve bunu görevmiş gibi internet sayfalarına atıyorlar. her ne yaparlarsa yapsınlar… her şeylerini…

biracı─resmi çekilemiyor dostluğun, belki yazılır.

biracı─bir yudum daha hooppppppp… (dikti kafaya şişeyi) ama bu söylediğini herkes duymuştu.

herkes onların masaya doğru baktı. biracı sinirlendi ve çekti silahını. havaya bir kaç el şiir sıktı. herkes dondu kaldı.

biracı─ :

ille de roman olsun.

“fyodor dostoyevski” olsun

o da “Allah’ın rus”u

okumamak suç ve cahillik ceza olsun.

biracı aslında herkesin gülümsemesini bekledi ama herkes korkmuştu. garson dostu, herkesi sakinleştirdi. ama daha önceki her zaman yaptıkları o boş muhabbetleri kesilmişti. içlerinden bir tanesi sadece gülümsedi. biracı da içinden “bu da bizden” deyip gülümsedi.

çaycı─hep yaralarımıza yarıyor çektiğimiz her yudum. olsun: yaralarımız “yar”dır dostum.

çaycı─şiirden olma hayaller bırakıyoruz masaya.

biracı─şimdilik öyle.

çaycı─biliyorum bir gün doğarız! bizi anlamayan bu yeryüzüne.

biracı─geri zekalı yeryüzüne tükürdüm. bir daha ki sefere kağıda tüküreceğim.

çaycı─kağıtlar sevinir senin sesin dokunduğunda.

biracı─çığlıkları duyunca kaçan kağıtlara güvenemem.

çaycı─sığındığımız tek mekan onlar ama.

biracı─ayyy ayyy ayy ayy ayy ay a aa a !!! . (herkes duymuştu bu sesi ama kimse dönüp bakmadı)

çaycı─buradaki zaman doğaçlama dostum 😀 😀 😀

çaycı─sarhoş oldu sigara ve masada yangın var.

biracı─yangın var yangın var ben yanıyorum, yetişin a dostlar, aaa dostum burada.

bu sefer de herkes güldü bu olaya. onun içkiyi fazla kaçırıp sapıttığını düşündüler. Bir tek o kız gülümsemedi. demin herkes korkarken gülümseyen o kız hüzünlendi sadece…

biracı─ölüyorum dostum ölüyorum. şimdi burada, arada, şimdi burada ölüyorum. bardağım kırılmasın. ağzımı dayamalıyım. ihtimaller. bira bizden değerli. insanlar önemsiz. ya siz bizden habersiz bir hiç. biz hiç. hiç olmak bize çok yakışıyor. “bira” bir ara ağlarım. yeter ki bardak kırılmasın. bardak benim hislerimden ayrı takılsın. kırılmasın yoksa ondan da özür dilerim.

çaycı─ biraz da pervasız olalım yüreğimizi kıranlara ne olur?

biracı─ben dinlemem seni. sadece ağlarım sana.

çaycı─severim gözyaşlarını yağmur gibi.

biracı─yağmurun güldüğünü hesaba katmaz gibi.

çaycı─bir tek çocukken görmüştüm yağmurun güldüğünü.

biracı─çocuk olduğuna şükretmelisin, büyümen dışında.

çaycı─izin vermiyor hayat çocuk kalmaya.

biracı─rica ederim anlat bana? teşekkürler lütfen.

çaycı─pul biber döktüler şiirin arasına.

biracı─kibrit kutusu büyüklüğünde bir lamba.

biracı lavaboya gitti (tuvalet. yüz numara. ayak yolu :D) çaycı bir sigara yaktı.

biracı devam etti sözlerine klozetin üstünden. ama şöyle bir sıkıntı vardı ki çaycı olmadan söylediği bu şiirler herkes tarafından duyuluyordu.

biracı─karanlığıma sıçrayan diyete girmiş ışıklar , beni ne kadar görüyorsun bu sabah?

tuvalet kapısında kuyruk olmuştu.

kapıyı yumruklayan şahıs(lavuk) ─ karanlığa sıçrayanmış, hadisene lan! ben sıçaçağım karanlığına da aydınlığına da…

kapı sürekli yumruk yemekte idi bu lavuk yüzünden. biracı hem ilham perisi kaçtığı için hem de tuvaletini yapamadığı için öfkelenmişti. ama gene de kapıdaki lavuğa bir şans vermeye karar verdi. bir hışımla açtı kapıyı.

kekelemesi gelmesin diye melodik bir şekilde konuştu.

biracı─ne vuruyorsun lan kapının sapına salına salına, sokacağım kafanı klozetin kapağına, eğer vermez isen sorumun cevabını..

öyle kararlı ve sert, bir o kadar da komik olmuştu. o melankolik görünen ruhunun bedeni bir hayli kuvvetli ve sertti.

biracı soruyu sordu:─ bana bu aralar ne dinlediğini söyle.

lavuk─ anlamadım abi?

biracı─ hangi şarkıyı ve şarkıcıyı dinliyorsun(bir hayli kekelemişti)?

lavuk─ abi sinan akçıl’dan “mucize”

biracı─ bu mu lan?

lavuk─ sözleri güzel abi…

biracı─ ulan insanın ilk aklına o mu gelir. ne biliyim bir insana bu soru sorulduğunda en sevdiği sanatçıyı söyler. sezen aksu der, ahmet kaya, teoman, şebnem ferah, hayko, haluk levent, edip akbayram, tarkan, neşet ertaş, musa eroğlu, selda bağcan, ferdi tayfur ile müslüm baba da olur, hatta yabancılardan zaz, riff cohen, eric satie, yann tiersen, …

hiç yoktan 90’lar pop dinleseydin. mucize ne? sözlerini oku bakalım.

lavuk─ ne biliyim abi, kulağıma ne denk gelirse. sözleri: Mucize, dedikleri 3 hece, Ben sana aitim her gece, Ölsem de söylemem ki kimseye, Gel hadi evlen benle…

biracı─ arkadaşlar hepinizden özür dilerim…

tuttu lavuğun kafasını klozete soktu ve sifonu çekti. lavuk tuvaleti tıkamadan bok gibi delikten geçmişti. herkes kocaman adamın klozetin içinden sifon çekimi ile nasıl gözden kaybolduğuna şaşırdı.

biracı─ sanatsız ve kaba haşereler zaten hiçtir. o yüzden hiç gitmemiştir. siz hayal gördünüz az önce 😀

herkes gülümsedi bunu duyunca. ama çaycı aşağıda merak içinde idi.

çaycı─ dostum, sen yokken kelimeler olmasa ne yapardım, sen ne yapardın, biz ne yapardık?

biracı─bira içerdik.

çaycı─ yasakları çiğnemeliyim o zaman, midem azarlasa da beni.

biracı─ben düz bir insanım. ya işe ya çişe.

çaycı─kalbim bağırıyor avazı çıktığı kadar duyarsın belki masaya döndüğünde.

çaycı─ hadi acele et, sigaram bayıldı kül tablasında 😀

biracı─harflere elim kalkmaz, ben ayağa kalkarım, düşmez isem ayağa.

çaycı─biliyorum kelimeleri ne kadar çok sevdiğini, onlarsız olmaz 😀 😀

biracı─beni tanı diye,
yaramaz bir çocuk hınzırlığında
bayan tuvaletinin kapılarına yazdım şiirleri,
gördüm ki kadınların çantaları çok ağırmış
yürekleri gibi..

çaycı─hadi gidelim, o da lafın gelişi..:)

 

(çaycı) hüsniye ablaya  sevgiler

dipnot: tamamen gerçek diyaloglardan kurgulanmıştır.

lusnikaya da sevgiler…

 

Yazarın (iki öpücüklü adam) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz. bira ve çay, şair ve şair

bira ve çay, şair ve şair

İlginizi Çekebilir
Öykü: Düş Armağanı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir