Yanıma gel, benim yanıma…
  1. Anasayfa
  2. Mektup

Yanıma gel, benim yanıma…

0

Yanıma gel, benim yanıma…

Trenler geçiyor kimi şehirlerin merkezinden. Kimisinin limanlarından gemiler kalkıyor. Yollar uzayıp gidiyor. Yollar bağlıyor ya da ayırıyor bizi birbirimizden. Bu hep böyleydi. Bu hep böyle olacak! Bir sürü hayalin kıyısında geçiriyorum günlerimi. Ayların farkında bile değilim, eylül gelmiş. Bir şey ifade etmiyor ki benim için. Ben kaldırımın bile üzerinde yürüyemiyorum. Kalabalığın içinde ayaklarım birbirine dolanıyor. Herkes her şeyin iyi olacağına inanıyor. Her gün, aynı sohbetlerin içinde uzanıyorum yatağıma. Dilini bilmediğim ülkeleri düşünüyorum. Dilini bilmediğim ülkelerin insanlarını… Acaba diğer ülkelerde de bu kadar yoğun mu yaşanıyor her şey? Acılar bu kadar içten mi? Sokakları kaplayan çöpler aynı çoklukta mı? Bilmiyorum, bilmeyeceğim de sanırım. Ama içine düştüğüm derdin bir çözümü yok. Anlatmak istesem de anlatamıyorum. Anlamayacaklar çünkü. Anlamak için benim gözlerime sahip olmaları gerekiyor. Biliyorum. Sen beni anlayacaksın. Hatta ağzımı açtığımda bileceksin derdimi. Susacağız birlikte… Birbirimize sımsıkı sarılırken bir bankın üzerinde, sen hiç görmediğim bir anını anlatacaksın. Ben gerçekten güleceğim seni dinlerken. Şimdilerde yüzüme takılan uydurma gülüşlerden eser kalmayacak senin yanında. Daha tatlı gelecek soluk alıp verişim.

Biliyorum anlamayacaklar bizi. Biz birbirimizi anladıkça da kızacaklar bize. Oysa ben seninle kahve sohbetlerinde; mucizevî olaylara tanıklık edeceğim. Gözlerinin içinde kâinatın eşsizliği olacak. Biliyorum kokun, dünyanın merkezinden bir yerden gelecek. Biliyorum, ses tellerini serçeler dizmiş olacak boğazına. Kıvrımlarına baktıkça vücudunun, ellerinin; mutlu olacağım. Mesela, bir ben olacak boynunun bir köşesinde. O ben, benim olacak bir ömür. Kimseye bırakmam ki! Koşturacağız, olur olmadık zamanlarda. Durduğumuzda öksüreceğim ben. Sen sigarayı bırakmadığım için kızacaksın. Ben sen kızınca daha çok seveceğim seni. Bir yolunu bulup kandıracağım. Unutacaksın sigara mevzusunu.

Bazen hiç olmadık günlerde, rakı masasını kuracağız. Balıklarımızı tavada kızartacağız. Çay bardağında yudumlayacağız rakılarımızı. İnce belli olacak bardaklarımız. Bazen çok fazla içeceğiz. Ama çok güleceğiz. Sabah evin bir köşesinde sarmaş dolaş uyanacağız. Ve yine birbirimize bakıp kahkahalar atacağız. Dünyanın en mükemmel kahvaltılarını hazırlayacağım sana. Sen ekmekleri kızartacaksın. Ekmekler önemli! Sımsıcak ekmeklere tereyağını sürdüğümüzde mis gibi kokacak kahvaltı soframız. Demli çaylarımızı yudumlarken, gözlerimiz birbirine dokunacak. Ve ben uzanıp senin o güzel burnuna küçücük bir öpücük bırakacağım. Gözlerinin içinde mutluluğu bulacağım…

O günler geldiğinde, bir şehrin içinden kara bir tren geçecek. Bir limandan bir gemi kalkacak. Yollara çıkacak gezginler. El ele tutuşup, bir günü birlikte batıracağız kimsesiz bir koyda. Yeniden doğuracağız sonra güneşi. Sen bana sarılacaksın, ben senin bileklerinde huzuru bulacağım. Saçların yüzümü kaplayacak. Bir saç nasıl bu kadar güzel olabilir diye soracağım kendi kendime. Ve bembeyaz olana kadar da çıkmayacak bu soru aklımdan. Bir ömrü bölüşeceğiz seninle, koca bir sevgiyi sırtlayacağız. Gökçe, nefessiz kalıyorum. Düşüyorum, üşüyorum, saçlarım dökülüyor ve beyazlıyor usul usul. Yanıma gel, benim yanıma…

23.05 01.09.15

aha

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

Yanıma gel, benim yanıma…

İlginizi Çekebilir
Mektup: Zamanı Taşıyamazken

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir