Tekerleklerim
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Tekerleklerim

Yazan: Y.Ç.

0

Tekerleklerim

  • Bir bisiklet hikâyesi yazın.

Küçükken bisikletlerle pek aram yoktu. Sık sık dengemi kaybeder bu araçtan daha da soğurdum. Bir gün büyük bir acı çektiğimi hatırlıyorum, yokuş aşağı bisikletten düşüp kafamı gözümü yarmıştım. O günden sonra bisikletle temasım pek olmadı…

Aradan seneler geçti. Bisikletlere her baktığımda bu acı veren anı gözümün önüne gelir. Bu anıyla birlikte bir şeyin farkına vardım: Yaşanan sayesinde o gün bisiklete binmeye başladığımı, sürmeyi öğrendiğimi anlamıştım.

Çocuktum tabi o zamanlar dünyayla mantığım arasındaki zayıf köprü beni masum düşürüyor, kalbimle insanlar arası güçlü bağ masumluğuma masumluk katıyordu.

Ta ki bisikletin selesine oturana kadar…

Yıllar boyu kimi zaman gri şehrin karanlık sokaklarında,kimi zaman da insanların kalplerinin en hassas,en karanlık kapılarına doğru pedalları yavaş yavaş çevirerek,tekerlekleri ağır ağır döndürerek seyahat ettim.Eğer beni kalplerine kabul ederlerse pedalları daha hızlı çevirmeye başlardım ta ki dengemi kaybedip düşene kadar.

Bir süre sonra seyahat ettiğim bazı insanlar bisikletimin tekerleklerine,jantlarına oklar atmaya çalışıp beni müteessir ettiler fakat ben asla bisikletle olan bağımı kesmedim.Şehrin dipsiz sokaklarında,insan çukuru olan,eski güzelliğini yitirmiş caddelerinde tekerleklerimi ağır ağır döndürmeye devam ettim.İnsanları tanıdıkça önlemler almaya başladım:kask taktım,daha yavaş kullandım.Gerekse onların gereksiz egolarından kurtulmak için gerekse bu kargaşanın,herkesin birbirinden nefret ettiği bu dönemde kendi içimdeki vakur yollarda seyahat edip sükun bulmak için,beklentilerimi karşılamayıp gözlerindeki değerimi düşürdüklerinden,yapay tavırlarla kendilerinden uzaklaştıklarından…

Bu bisikletin selesine oturduğumdan beri,o yokuşta kaza yaptığımdan beri,ne kadar yol aldıysam hayatımdan da o kadar zaman geçtiğini;ne kadar düştüysem de o kadar tecrübe kazandığımı anladım.Aslında ilk edinilen tecrübe ilk yapılan kazadan yahut hatadan geçer.

Her zaman bisikletimi yavaş yavaş kullanmadım.İçimdeki çocuk kaydıraklardan kaymak salıncaklarda sallanmak istedi,tebessüm ettim,yalnız kendime inkar edip bisikletimi alıp huzur veren yerlere gittim.Hoşgörülü ağaçların altında,iyimser Arnavut kaldırımlarının üstünde içime temiz hava doldurarak tüm kötümserliği tekerleklerim ağır ağır döndükçe içimden atmaya çalıştım.Bir mavi sema,bin derde devadır,derlerdi.Mavi semanın altında geçirdiğim her an benim için bir zevkti.

Gri şehirde,hava ne kadar kötü olsa da sistemin verdiği stres ne kadar dehşetlik içerse de bu riyakarlıklar,çelişmeler içinde pedal çevirmeye devam ettik ve ediyoruz.

Uzun geceler boyu bisikletimin üstünde düşlerken,insanların çıkar ilişkisi sonucu nasıl birbirleriyle çarpıştıklarını düşünüp kahkahalar atar,kendi temkinliliğime ise gururla sırıtırdım.

Yolumuz sonsuz olsa da engeller karşısında frene basıp,durup düşünme yetimizi kullanmazsak;kaza yapar,bisikletimizi parçalarız.İnsanlar için de öyledir bu kural:Bir mesafede bulunmayıp “sır ve güven topu” atarsak bisikletimizin parçalanmasına sebebiyet verir,bizi sonsuz yolda ilerleten tekerleklerimizi ezeriz

Bisiklete binmek insanın duyduğu ilk acıdan başlar ve son nefesine kadar devam eder.Acılar bize tecrübe katar ve bunun doğrultusunda büyür,yeni bir bisiklet satın alırız.Sürmeye devam etmeliyiz.Başı gözü yara yara…Yokuşlardan düşe düşe…                                 tecrübe edine edine…bir ömür boyu…

————————————Editör Notları——————————————–

Daha önce de pek çok gönderide belirttim. İnsan önce yazmaya başlar. Zamanla yazmaya tutkun bir hale gelir ve yazamadan edemez. Bundan sonraki süreç, yazdıklarını başkalarının beğenisine sunmaktır. Bu çoğunluğun cesaret edemediği bir eylemdir. Bu sürecin ardından da olumlu eleştirileri bir kenara itmek ve olumsuz eleştirilere tutunma dönemi başlar. Başlamak zorundadır. Ancak çoğunlukla yaptığımız; olumlu eleştirilere sarılıp olumsuzları kenara itmek yanlışıdır. Yazdıklarını paylaşma aşamasına geçtin. Şimdi ise az önce belirttiğim eleştirel bakışla karşı karşıyasın. Umarım genel olarak yapılan yanlışa düşmeden, olumsuz eleştirilere odaklanır ve yazma serüvenini çok daha iyi bir şekilde yönetirsin.

Gelelim metne…

Bu yazın bana; senin yaşlarındayken yazdığım hayata dair yazıları hatırlattı. Yaşıtlarıma göre daha çok kitap okuduğumdan, çevremdeki insanlara göre daha çok yer gördüğümden ve çokça yaptığım gözlemlerimden dolayı; sanki bu hayata dair pek çok şeyi çözdüğüm havasına kapılıp yazılarımı “Siz napıyorsunuz ya? Hayat böyledir!” havasında yazıyordum. Tabii daha sonra yaşım ilerledikçe ve deneyimlediğim hayattan öğrendiklerimle; o dönemlerde yazdığım yazıları yeni baştan okuduğumda çokça güldüğümü hatırlıyorum. Bu durumun yanlış olduğunu söylemiyorum. Sadece yazılarının derin anlamlar içermesine gerek olmadığını, daha basit bir öykü formunda yazmanı öneriyorum. İnan bu şekilde öykü yazımında daha başarılı olursun. Mesela bu yazın bisiklet sürmeyi öğreniş öykün olabilirdi. Hiçbir ders vermesine, başka boyutlara geçmesine gerek kalmadan; sadece bisiklet sürmeyi öğrenmeye çalışan bir çocuğu anlatabilirdin.

Yazındaki gözlemlediğim hatalara geçmek istiyorum. Öncelikle bize ulaşan metinlerin çoğunda noktalama işaretlerinden hemen sonra başlayan cümleler, kelimeler gözümüze çarpıyor. Bu durum hem sitede hem de diğer mecralarda yayınlamak açısından sıkıntı yaratıyor. Örnek vermek gerekirse;

Metnin aslı: “Küçükken bisikletlerle pek aram yoktu.Sık sık dengemi kaybeder bu araçtan daha da soğurdum.Bir gün büyük bir acı çektiğimi hatırlıyorum,yokuş…”

Olması gereken: “Küçükken bisikletlerle pek aram yoktu. Sık sık dengemi kaybeder bu araçtan daha da soğurdum. Bir gün büyük bir acı çektiğimi hatırlıyorum, yokuş …”

Yani noktalama işaretinden sonra bir boşluk verip diğer kelimeye başlamak daha doğru. Bu hususa dikkat etmeni öneririm.

“Küçükken bisikletlerle pek aram yoktu.Sık sık dengemi kaybeder bu araçtan daha da soğurdum.Bir gün büyük bir acı çektiğimi hatırlıyorum,yokuş aşağı bisikletten düşüp kafamı gözümü yarmıştım.O günden sonra bisikletle temasım pek olmadı…” Bu paragraftaki “Sık sık dengemi kaybeder bu araçtan daha da soğurdum.” cümlesi “Sık sık dengemi kaybettiğimden dolayı daha da soğurdum.” şeklinde ve “Bir gün büyük bir acı çektiğimi hatırlıyorum,yokuş aşağı bisikletten düşüp kafamı gözümü yarmıştım.O günden sonra bisikletle temasım pek olmadı…” kısmı ise “Bir gün büyük bir acı çektiğimi hatırlıyorum. Yokuş aşağı bisikletten düşüp kafamı yarmıştım. O günden sonra bisikletle temasım pek olmadı…” şeklinde olsa daha güzel olurdu. “Kafamı gözümü yardım” kullanımı yanlış bir kullanım olmuş. Bu kullanım daha çok “kafamı gözümü dağıttılar” gibi bir yapıda kullanılabilir. Ancak bisikletten düştüğün o gün muhtemelen kafanı yarmışsındır…

“Yaşanan sayesinde o gün bisiklete binmeye başladığımı,sürmeyi öğrendiğimi anlamıştım.” burada ise “Yaşadığım bu olay sayesinde, aslında o gün bisiklete binmeye başladığımı, onu sürmeyi öğrendiğimi anlamıştım.” gibi bir kullanım olsa iyi olurdu.

“kalbimle insanlar arası güçlü bağ masumluğuma masumluk katıyordu.” kısmında ise “kalbimle insanlar arasında kurduğum güçlü bağ, masumluğuma masumluk katıyordu.” şeklinde yazılarak daha net bir anlam ortaya konulabilirdi.

“Eğer beni kalplerine kabul ederlerse pedalları daha hızlı çevirmeye başlardım ta ki dengemi kaybedip düşene kadar.” cümlesi ise “Eğer beni kalplerine kabul ederlerse pedalları daha hızlı çevirmeye başlardım. Ta ki dengemi kaybedip düşene kadar!” şeklinde iki cümleyle yazılarak okuyucu açısından daha basit bir okuma deneyimi sunabilirdi.

“Bir süre sonra seyahat ettiğim bazı insanlar bisikletimin tekerleklerine,jantlarına oklar atmaya çalışıp beni müteessir ettiler fakat ben asla bisikletle olan bağımı kesmedim.” bu kısım da aynı şekilde “Bir süre sonra seyahat ettiğim bazı insanlar bisikletimin tekerleklerine, jantlarına oklar atmaya çalışıp beni müteessir ettiler. Fakat ben asla bisikletle olan bağımı kesmedim.” şeklinde olmalı ve “müteessir ettiler” kullanımı, üst kısımdaki masum tabloya karşın daha yaşlı bir söylem olduğundan dolayı “üzdüler” tercih edilmeli. Özellikle yazarlığın başındaki pek çok arkadaşımızın yaptığı bir hatadır bu. Yani bilinmeyen ya da eski kelimeler kullandığımızda daha iyi yazdığımızı düşünürüz. Ama okuyucu genele bakar. Eğer bu tarz kullanımlar genele hâkim bir şekilde değilse, o metinde sırıtır. Emin ol kısa ve öz yazmak; uzun ve ağdalı bir dilden çok daha iyidir.

“İnsanları tanıdıkça önlemler almaya başladım:kask taktım,daha yavaş kullandım.Gerekse onların gereksiz egolarından kurtulmak için gerekse bu kargaşanın,herkesin birbirinden nefret ettiği bu dönemde kendi içimdeki vakur yollarda seyahat edip sükun bulmak için,beklentilerimi karşılamayıp gözlerindeki değerimi düşürdüklerinden,yapay tavırlarla kendilerinden uzaklaştıklarından…” Metnin kaos bölümü olarak belirtebileceğim kısmı… Bir şey anlatmak istiyor. Ancak o bir şeyi öyle eğip büküyorsun ki okuyucu biraz anlar gibi oluyor. Kafası karışık bir şekilde diğer bölüme geçiyor. Aslında çok güzel düşünülmüş bir bölüm. Ama sıralama yanlış. Betimlemeler uzun ve karmaşık… Burasını sana ödev olarak veriyorum. Tekrar kurgula bu kısmı ve gönder. Daha iyi bir sonuç çıkaracağına eminim.

“Bu bisikletin selesine oturduğumdan beri,o yokuşta kaza yaptığımdan beri,ne kadar yol aldıysam hayatımdan da o kadar zaman geçtiğini;ne kadar düştüysem de o kadar tecrübe kazandığımı anladım.Aslında ilk edinilen tecrübe ilk yapılan kazadan yahut hatadan geçer.” bu kısımda, ilk göze çarpan şey “beri, beri”ler. İki kere kullanım hatalı olmuş. “Bu bisikletin selesine oturup o yokuşta kaza yaptığımdan beri” şeklinde bir kullanım daha doğru olacaktır. Devamında ise “ kaza yaptığımdan beri ne kadar yol aldıysam, hayatımdan da o kadar zaman geçtiğini; ne kadar düştüysem de o kadar tecrübe kazandığımı anladım. Aslında ilk edinilen tecrübe, ilk yapılan kazadan yahut hatadan geçermiş…” şeklinde olmalıydı.

Her zaman bisikletimi yavaş yavaş kullanmadım.İçimdeki çocuk kaydıraklardan kaymak salıncaklarda sallanmak istedi,tebessüm ettim,yalnız kendime inkar edip bisikletimi alıp huzur veren yerlere gittim.Hoşgörülü ağaçların altında,iyimser Arnavut kaldırımlarının üstünde içime temiz hava doldurarak tüm kötümserliği tekerleklerim ağır ağır döndükçe içimden atmaya çalıştım.Bir mavi sema,bin derde devadır,derlerdi.Mavi semanın altında geçirdiğim her an benim için bir zevkti.” Bu paragrafta da pek çok cümleyi virgülle birleştirip anlamı zorlamışsın. “yalnız kendime inkar edip bisikletimi alıp huzur veren yerlere gittim.” burada da inkar etmek zaten kişinin kendisinin yaptığı bir eylemdir. “kendime inkar edip” şeklinde bir kullanım doğru değil. “Bir mavi sema,bin derde devadır,derlerdi.” Burada da kullanım şu şekilde olmalı: “Bir mavi sema, bin derde devadır.” derlerdi.

“Gri şehirde,hava ne kadar kötü olsa da sistemin verdiği stres ne kadar dehşetlik içerse de bu riyakarlıklar,çelişmeler içinde pedal çevirmeye devam ettik ve ediyoruz.” bu paragraf ise “Gri şehirde, hava ne kadar kötü ve sistemin verdiği stres ne kadar dehşet dolu olsa da bu riyakarlıklar ve çelişmeler içinde pedal çevirmeye devam ettik ve ediyoruz.” şeklinde olmalı. Ayrıca bu yere kadar hep tek kişi varken bir anda çoğul bir yapıya dönüştü metin…

“Uzun geceler boyu bisikletimin üstünde düşlerken,insanların çıkar ilişkisi sonucu nasıl birbirleriyle çarpıştıklarını düşünüp kahkahalar atar,kendi temkinliliğime ise gururla sırıtırdım.” kısmında “kendi temkinliliğimle ise gurur duyardım.” cümlesi “ temkinliliğimle ise gurur duyardım.” olmalı.

“Yolumuz sonsuz olsa da engeller karşısında frene basıp,durup düşünme yetimizi kullanmazsak;kaza yapar, bisikletimizi parçalarız. İnsanlar için de öyledir bu kural:Bir mesafede bulunmayıp “sır ve güven topu” atarsak bisikletimizin parçalanmasına sebebiyet verir,bizi sonsuz yolda ilerleten tekerleklerimizi ezeriz.” bu paragrafta ise “Yolumuz sonsuz olsa da engeller karşısında yavaşlayıp düşünme yetimizi kullanmazsak; kaza yapar ve bisikletimizi parçalarız.” şeklinde kurulmalı ve “İnsanlar için de öyledir bu kural: Bir mesafede bulunmayıp “sır ve güven topu” atarsak bisikletimizin parçalanmasına sebebiyet verir,bizi sonsuz yolda ilerleten tekerleklerimizi ezeriz.” kısmındaki “sır ve güven topu” kullanımı ne yazık ki okuyucu olan bana ne anlatmak istediğini anlamadım. Kullandığımız her yapının okuyucu tarafından anlaşılır olması bu yüzden çok önemli…

“Başı gözü yara yara…Yokuşlardan düşe düşe…                                 tecrübe edine edine…bir ömür boyu…” Bu tarz kullanımlara sık sık rastlıyorum. Türkçe’nin kurallarında olmayan bir kullanım. Rüştünü ispatlamış yazarların bu tarz denemelerde bulunmasını saygıyla karşılarım. Ancak yolun başında olan senin gibi genç yazar adaylarının kuralına uygun bir şekilde yazmasından yanayım.

Uzun uzun tüm metni inceledim. Heyecanını çok iyi anlıyorum. Buna çok saygı duyuyorum. Ancak yazımda da belirttiğim gibi daha net metinler yazmalısın. Uzun yazılar, uzun betimlemeler, uzun cümleler hem seni hem de okuyucuyu zorlar. Elbette uzun yazılar yazacaksın. Ama bizler genellikle emeklemeden koşmak istiyoruz. Bu pek mümkün olmuyor. Yazma tutkun, seni çok iyi yerlere getirecektir buna inanıyorum. Yeni egzersizlerde, yazdığım bu uyarılara dikkat edersen çok daha iyi bir seviyeye geçeceğini düşünüyorum. Yazmaya devam… Görüşmek dileğiyle…

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. 

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Tekerleklerim

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir