İyi Ki Doğdun Hadisesi
Ben seni hüzünlerimle, korkularımla, hatalarımla, hayal kırıklıklarımla hatta pişmanlıklarımla büyütmeyi tercih ettim en başından beri.
Şimdi önce neden böyle bir şey yapmaya karar verdiğimi açıklayayım. Düşündüm ki âşık olmak, ayrılık, hasret, insanlar, hayat neden böyle diye sorgulamalardan ibaret bir dünyam olduğu izlenimini verdiğim yazılarım var burada. Sonra dedim ki hayatımın tek gerçeği var! Ve o artık benim en iyi arkadaşım, dostum, ayaklarımın üstünde durmaya çalışmamın, hatta şu içinde bulunduğumuz dünyada kötü giden her şeye yine de iyi bir noktası vardır diye anlam yükleme sebebim, mutluluğum, sürekli öğrenmek, savaşmak ve asla pes etmeme sebebim, kötü hissettiğim zamanlar sarıldığımda her şeyi anında unutturan, iyi ki varsın diyerek bana çok çok çok şey anlatan biri olarak neden ona buradan seslenmeyim ki?
Ayrıca Mart ayı yazı konularımız arasında bu ay yaşanılan bir hadiseden bahsedilmesi olması da çok şanslı bir durum oldu. Açıkçası bundan iyi hadise mi olur diye düşündüm iyi düşündüm bence J
Ani ve şok edici bir şekilde hayatıma dâhil oluşun yaşamım boyunca yaptığım eylemlerin en güzeliydi ve sanırım bu yaşamımın üstüne kaç yıl eklenirse eklensin hep en güzeli olacaksın. Her doğum gününde gözümde canlanıyor, seni öğrendiğim ilk gün, yavaş yavaş karnımda büyüdüğün ve sen büyürken benim de büyüdüğüm hatta devasa bir hâl alışım ile en nihayetinde sadece 2 kilo doğan sen. Durup düşününce avokado ve çekirdeği bile daha uyumlu görünüyor bize göre. Sonuç olarak benim gençlik “rüya”m olarak dünyaya geliverişinin yıl dönümünü kutlayacağız. Hey! Annelik unvanı alışımın da tabii ve bence gayet iyi idare ediyorum. Ara ara bana yönelttiğin düşüncelerinden bunu çıkarıyorum.
Normalde 23 Nisan tarihinde, “Tanrım! Beni neden bu dünyaya, bu zamanda yarattın?” diye isyan ettiğin (bu isyanı bana yöneltmediğin için minnettarım. Zira ben bu dünyanın bu hale geleceğini bilmiyordum) dünyaya geleceğin hesaplanmıştı fakat gel gör ki sen Mart ayında dünyaya geldin. Çocuk bayramı yerine dünya üzerinde kadın olmanın savaşlarının en çok gerçekleştirildiği ayda doğdun ve şimdi bakıyorum da bu savaşı vermeye şimdiden başladın bile. Şimdiden çocuktan ziyade akıllı bir birey oldun. <<Burada bir gurur var>> Bu doğum tarihlerine göre anlamlar yüklemek bana da hep ilginç gelmiştir lakin artık ben de orta yaşlara doğru mecburi istikamette ilerleyen bir anneyim oluyor işte böyle şaşmalar 😀
Biz kadınlar ve de erkekler pek tabii hepimiz her şeyden önce “çocuğuz”. 100 yaşında da olsak içimizde hep 1 yaşındaki çocukluğumuz da var ve en çok çocukluğumuz hissettirir kendini yıllar da geçse. Ben de annenim ama aynı zamanda bir kız çocuğuyum tıpkı senin gibi. Ben seninle büyüdüm, büyümeye de devam ediyorum. Ebeveynler çocuklarını büyütürken kendi hırsları ile büyütürlermiş. (Olamadıkları, yapamadıkları şeylerin hırsları ile) Ben seni hüzünlerimle, korkularımla, hatalarımla, hayal kırıklıklarımla hatta pişmanlıklarımla büyütmeyi tercih ettim en başından beri. Ve bunun doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda kesin görüşüm doğru olduğu fakat biliyorum ki sen bir yetişkin olduğunda alacağım en net cevabı. Sen ilk adımını attığın zamandan itibaren düştüğünde koşmadım mesela. Hep izledim, canının acımadığına kanaat getirip kendiliğinden kalkmanı bekledim. İlk zamanlar bana dönüp bakardın sonraları alıştın. İnsanlarla iletişim kurarken altın kurallar öğrettim (kendimce), hakkını aramayı, sessiz kalmamayı, insanlara, olaylara kayıtsız kalmamakla birlikte her zaman önce kendini düşünmeyi, kendini sevmeyi öğretmeye çalıştım. Okumayı bilip bilmemeni önemsemeden ne anlayacak demeden eline oyuncaktan önce kitap verdim (okumayı ve yazmayı seviyor oluşunu çok seviyorum.) Ne olursa olsun kendine inanan, güvenen, şikâyet etmek yerine ne yapabilirim diyen, aklını ve vicdanını, kıyafetten ve fiziki görünüşünden önde kılmanı anlattım ve görüyorum ki başarılı oldum. <<Burada da bir gurur var>>
İstiyorum ki kalbi kırık, ruhu yaralı büyüme, ne olursa olsun yaralı ruhunu ve kırık kalbini onarmak için gücümün yeteceğini biliyorum. Yani koskoca bir birey olduğun halde içinde zaman zaman aktığında gözlerini bile yakan o bir iki damla gözyaşın olmasın diye, için olur olmadık yerde/ zamanda en ufak bir şeyden cız etmesin diye, bir kokuyla, bir sesle sana yaralı ruha sahip çocukluğunu hatırlatan ortamdan saçma sapan bir sebeple uzaklaşmaya çalışma diye elimden geleni ardıma koymayacağımdan eminim.
Sana gelecekle ilgili kendiliğinden oluşan pembe ve aydınlık tablolar çizmek ister miydim? İstemem çünkü buna sen de inanmazsın biliyorum. Ellerin hâlâ minicik benim gözümde, sen hâlâ ve her zaman minicik olacaksın gözümde ama daha şimdiden nasıl da çabalıyorsun geleceğinin pembeliğini, aydınlığını ve güzelliğini yaratmak için. Dilerim ki bunu başarabilirsin.
Bir gün klasik atışmalarımızdan birinde ben seni 8 ay taşıdım, üstüne 1,5 yıl besledim diye sitem ettiğim sırada annelik görevlerini yerine getirdin yani demiştin hani… Çok haklısın çünkü bu dünyaya gelmeniz konusunu sizin tercihlerinize sunamıyoruz ve seni bu dünya düzeninde yaşamak zorunda olan bir birey olarak dünyaya getirdim. Bu sebeple sana karşı görevlerimi en doğru şekilde yerine getirmekten başka yolum yok. Unutmamanı isterim ki bu sebeple senin bana karşı hiçbir yükümlülüğün olmamakla birlikte başarısızlığın, kötü giden hayatın ya da olmayan, yolunda gitmeyen durumların yüzünden beni üzme, hayal kırıklığına uğratma ya da emeklerimi boşa çıkarma gibi bir durumun da yok olmayacak asla. Senin üzülmen dışında beni üzen hiçbir şey olmaz.
Dünya üzerinde her bir insan, ayrı bir dünyadır. Kendi dünyanı yaratacağın, o dünya için savaşacağın, idealist, akılcı, gerçekçi, vicdanlı, ön yargısız, mücadeleci, adil, kimseye ve hiçbir fikre esir olmadığın, her şeye rağmen sevgi dolu bir birey olduğun nice sağlıklı yaşlarını kutlaman dileklerimle.
Ne olursa olsun, kaç yaşında olursan ol ben hep seninle olacağım. Sen yaşamaya devam et!
Yazarın (Venüsyalı Biri) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz. İyi Ki Doğdun Hadisesi
İyi Ki Doğdun Hadisesi
