İyi ki doğdum!
  1. Anasayfa
  2. Deneme

İyi ki doğdum!

Yazan: Nazende

0

İyi ki doğdum!

Feridun Düzağaç’ın bir şarkısını dinliyordu annem; aynı zamanda mırıldanıyordu da “Onuncu ayın onuncu günü saat on buçukta yanmış mumum…” Bu şarkıyı dinlediğimden beri doğum günü kavramını bilirim.

Doğum günleri önemlidir. İlk hediyemi 2. Sınıfta Kemal öğretmenimden almıştım. “Deniz Çocuğu” adında bir kitaptı. O gün demiştim ki; ne güzel şeymiş doğmak, sen doğdun diye insanlar sana hediye veriyor. Demek ki çok özel bir şey bu…

Çocukluğuma dair birkaç doğum günü anım var. Bazen öğretmenlerimin katıldığı bazen de altın günü tadında geçen doğum günlerim… Uzaktan bakardım ve ben doğdum diye neden bu kadınlar kısır yiyor ya hu diye düşünürdüm. Sıkılırdım orda. Odama çekilirdim, oyuncak tahtamın önüne dizilmiş yağmur sonrası çıkan o güzel gökkuşağı renklerinde tebeşirlerim beni beklerdi. Hemen oyuncak bebekleri dizerdim, ders anlatırdım. Yani öğretmencilik oynardım. Hem gizlice annemin topuklu ayakkabılarını da giyerdim, zaten kısır servisi yapmaktan beni göremezdi ki. Saatlerce tahtanın başındaydım, bazen oyuncak bebekler konuşurdu ve topuğumla yere vurarak sessiz olmalarını ima ederdim. Ödev bile veriyordum. Güzeldi. Çocuktum!

Sonra büyüdük işte, önemsizleşti doğum günleri biraz. O kadar önemsizleşmişti ki artık kısır bile yapılmıyordu. Hatta eve gelmeden telefon açılıp pasta almaya gerek var mı sorusu bile sorulurdu. Ben surat asardım, hâlâ çocuktum çünkü. Boyum büyümüştü, sınıfı geçmiştim, çocuk değildim güya artık. Hayır hayır! Ben hâlâ çocuktum. Sadece surat asabilirdim. Hem ne yapacaktım ki başka? Çıkıp biraz hava mı almak istiyorum diyecektim! Aman ha sakın! Kız çocuğuyum ben!

Sonra liseyi yatılı okumaya başladım. O zamanlar işte hangi gün doğduğumu bile unutur olmuştum. Arkadaşlarımıza doğum günü yapardık ve tek derdimiz erkenden aldığımız pastanın saat on iki olmadan erimemesiydi. Bu heyecan bile hoşuma gidiyordu. Birileri düşünülüyordu, güzeldi.

Ocak ayı geldi sonra. Öylece kaldım ben. Sonra annemle plan yaptık, annem yakın bir erkek arkadaşıma para gönderecekti, o da benim için pasta alacaktı. Ama ben çok şaşıracaktım. Aslında her şeyden haberim vardı. Bile bile güzel giyinmiştim. Ama kapıdan girerken öyle şaşkın ve mutluydum ki! İnsan neye şaşıracağını bile planlıyormuş bazen. O gün olduğu gibi. Annemle planlamıştık işte. Kendime doğum günü yapmıştım, güzeldi. O yüzden çok önemlidir doğum günleri.

Yıllarca Feridun Düzağaç’ın “FD” şarkısındaki o yeri kendi doğum günüme uyarlamaya çalıştım. Şarkı bütünüyle öyle güzel ki doyamıyorum dinlemeye. Çünkü benim de “ihtiyar bir çocuktur güzel ruhum”.

Doğum günü kutlanmamış, daha doğuşunun mucizesini bile keşfedememiş tüm çocuklar: İyi ki doğdular!

İyi ki doğdum!

Sitemizdeki diğer denemelere de göz atabilirsiniz. 

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

– İyi ki doğdum!

İlginizi Çekebilir
Plastik Estetik

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir