İyi Başlangıçlar ve İyi Sonuçlar
  1. Anasayfa
  2. Yazı Atölyesi

İyi Başlangıçlar ve İyi Sonuçlar

Yazma Deneyimlerim - 2

0

İyi Başlangıçlar ve İyi Sonuçlar

“Başlamak bitirmenin yarısıdır.” diye bir söz var. Kime aittir bilmiyorum. Biraz internet üzerinden araştırdım; ama kesin bir sonuca ulaşamadım. Aslına bakarsanız bu çok da önemli değil. Sözün içeriğinde, ciddi manada teşvik bulunmakta. Bundan dolayı ben önem veriyorum bu cümleye ve cümlenin bendeki hissiyatına. Yazmak hususunda da kendime temel prensip olarak edindiğim bir kavramdır; başlamak bitirmenin yarısı eder…

En önemli sorunlardan biridir, nasıl başlamak gerektiği konusu. Evet, temel bir konu belirli bile olsa, hemen yazıya başlamak çok kolay olmayabilir. Hakan GÜNDAY bir söyleşisinde ilk yazmaya başlayışını hemen hemen şu şekilde anlatıyor: “Bir sabah kalktım ve okula gittim. Okulun kapısından girmektense, okulun karşısındaki kaldırıma geçtim ve o kaldırımda bir kırtasiyeye girdim. O kırtasiyede 6 ortalı bir defter satın aldım. Bir de kalem. Kırtasiyeden çıktım. Yandaki kıraathaneye girdim ve ilk cümleyi kurdum: “Asansör dördüncü katta durdu.” diye. Her şey asansörün durmasıyla başladı.”

İyi bir başlangıç ve iyi bir son, yazmakta olduğunuz metnin genel karakteristik özelliğini yansıtacaktır. Bunu ben misafirliğe benzetiyorum. Misafiri karşılamada ve uğurlamada ne kadar titiz olunursa, o ikisi arasındaki süreçte oluşabilecek aksaklıklar bir nebze görmezden gelinecektir. Ama misafiri karşılarken ki huzursuzluk ya da uğurlamadaki aceleci tavırlar ve çeşitli aksaklıklar, bir çuval inciri berbat edecektir. Bu yüzden bir metin oluştururken yazarın belki de en yoğun çalışması gereken bölümlerdir, giriş ve sonuç bölümleri. Tabi bunlarda titiz davranıp, gelişmeyi basite indirgemek de büyük bir yanılgı olacaktır. Zira gelişme, sonuca giderken eşlik eden bölümdür. Onun da yabana atılmaması gerekir.

Başlamak ve bitirmenin sıkıntılı sürecini aşmanın da elbette bir yolu var. O da devamlı yazmaktan geçiyor. Şu an ismini anımsayamadığım ve anımsayamadığım için de kendisinden affımı istediğim usta yazarlarımızdan birisinin önerisine kulak vermemiz gerekli diye düşünüyorum. Zira kendisi her gün yazmak gerekliliğini savunmuştur. Bu öneriyi ben bizzat uygulamaktayım. Ve ciddi manada olumlu etkiler aldığımı da sizlere belirtmek isterim. Usta yazarımız: “Her gün en az bir sayfa yazmalı yazar dediğimiz kişi. Hiçbir şey bulamıyorsa yazacak; ben yazacak bir şey bulamıyorum. Niçin yazamıyorum? Yoksa ben yazar değil miyim? Gibisinden cümlelerle de olsa en az bir sayfayı doldurmalı. Oturduğu koltuğu betimlemeli mesela bir sayfa, iki sayfa, on sayfa… Belki o on sayfayı atacak ama içinden bir cümleyi başka bir zaman güzel bir hikâyede kullanacaktır elbet.” gibisinden bir konuşma yapmıştı. Evet, aslına bakarsanız; bu bakış açısı benim için çok önemli bir tutum haline geldi. Her gün yazan bir kimsenin, yazar olarak anlatacak epey şeyi birikiyor ve nihayetinde bir yerlerde bu yazdıklarımızı kullanıyoruz.

Yazdığımız metinleri eleştirebiliyorsak ve eksikliklerimizi tespit edebiliyorsak; bu konuda pişmeye başladığımız hissiyatına kapılabiliriz. Ama asla yazar oldum dememeliyiz. Ben sadece öğrenciyim. Belki uzun yıllar sonra yazar olabileceğim. Gelişmek ve yeni şeyler deneyerek, neleri başarabileceğimizi görmeliyiz. Kısa vadeli beğeniler ya da olumsuz eleştiriler ne yükseltmeli ne de alçaltmalı bu konuya emek vermiş tüm dostlarımızı. Çalışmak her iş için olduğu gibi yazarlık hususunda da çok önemli bir yere sahip. Çalışmadan başarı elde edebileceğini sanmak çoğunlukla bizim halkımızın temel problemleri arasında yer alıyor. Umarım sizler de bu sıkıntılı bakıştan uzak durup iyi metinler oluşturmak için çabalarsınız.

İkinci ders: İyi başlangıçlar ve iyi sonuçlar, iyi bir metin için ön koşuldur; ama her şeyi karşılamaz…

İyi Başlangıçlar ve İyi Sonuçlar

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

İyi Başlangıçlar ve İyi Sonuçlar

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir