Çiçek Etkisi
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Çiçek Etkisi

Yazan: Onur KAYA

0

Çiçek Etkisi

Soğuk beni değiştirmediğine göre, soğuk iyi bir şey olmalıydı. Artık olmuştum. Ben plastik bir yoğurt kabıyım.

Küçücük parçalardan meydana geldiğimi fark ettiğimde henüz yeni yaratılmıştım. Binlerce, yüz binlerceydim ama hepsi bendim. Kendimi bilmeye başladığımda çok ama çok yüksek bir sıcaklıkta oluştuğumu ve yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımı fark ettim. O kadar çok sıcaktı ki, her parçam bir araya gelmeye başlamış, sımsıkı birbirimize bağlanarak önce biz sonra ben olmuştum, var olmuştum; serttim ama demir gibi de değildim, eğilip bükülebiliyordum.

Parçalardan oluştuğumdan, geçmişimle ilgili bazı şeyleri parça parça anımsıyordum. Sanki daha önce de bu aşamalardan geçmiş gibiydim. Her parçadan ben oluşsam da, her parçam başka bir yerden başka bir geçmişten gelmiş gibiydi. Ya dejavu yaşıyordum ya da hatırlıyordum; her parçam ayrı bir hayattan ayrı bir dönüşümle geri geldiğinden binlerce ayrı dejavu yaşıyor gibiydim.

Sonra çok gürültülü, yağ kokan, etrafımızda insanların olduğu sürekli hareket eden şeylerin kimi zaman altında kimi zaman üzerinde bir yerden bir yere gidip duruyorduk. Kimi zaman insanlar bizi alıp başka bir yere götürüyordu. Sonlara doğru çok sıcak bir yere geldiğimizde şeklimin değiştiğini fark ettim. Köşelerim kaybolmuş gibi hissediyordum. Uzun süre binlerce kez dönüşüme uğramış olduğumdan, insanı oluşturan atomların beni oluşturan atomlara karışması sonucu ben de bazı duyguları hissetmeye başladım. İnsanlar yaşayarak hissediyor bizse yaşamadan hissedebiliyorduk. Sonuçta evrende her şey atomlardan oluşmuştu. Hissetmemeyi tercih ederdim çünkü hissedip de kendinle ilgili bir karar veremedikten sonra bunun pek de bir anlamı yoktu. Hissetmenin, kaderine boyun eğenler için iyi bir şey olduğunu söyleyemem. Yaşanacaksa insan gibi yaşamak gerek.

Artık yuvarlak bir hâl almış olmalıyım ki kendi mi görmeye başladım. Bembeyaz bir rengim, pürüzsüz bir yüzeyim vardı ve çok güzeldim. Sonra karanlık ve sarsıntılı uzun bir yolculuktan sonra kendim gibi beyazların çok olduğu bir yerde bitti yolculuğumuz. Biz diyorum iç içe geçmiş benim gibi binlerceydik.

Her tarafın ve çalışan insanın da beyaz olduğu bu yerde, tekrar hareket eden şeylerin üzerinde hızlı hızlı ilerlerken birden ilk defa hissettiğim o hisle aslında yeniden başlamıştı hayatım. Soğuk, ilk defa soğuğu hissetmiştim ve buna rağmen bende bir değişim olmaması beni rahatlamıştı. Çünkü sıcağı ne zaman hissetsem sanki tüm atomlarım yer değiştiriyor ve şeklim değişmiş oluyordu. Her şekil değişikliği rahatsız ediciydi. Soğuk beni değiştirmediğine göre, soğuk iyi bir şey olmalıydı. Artık olmuştum. Ben plastik bir yoğurt kabıyım.

Hem de kocaman plastik bir yoğurt kabı. Büyük olmak iyiydi, hemen kullanılıp bir kenara atılmıyordum. Daha dün bir işe yaramayan binlerce parça iken bugün kocaman bir yoğurt kabı olmuştum.

Kısa bir soğuk yolculuktan sonra, parlak ışıkların altındaki soğuk yerimde beklemeye başlamış, bana bakmaya gelen insanların beni almasını bekliyordum. Burayı hatırlıyorum sanırım, yine bir dejavu olmalıydı.

Her şey kararıp tekrar aydınlandı ve insanların tekrar geldiğini gördüğüm gün bu serin ve ışıklı evimden alınıp başka bir yere götürüldüm. Zamanla insanların içimi her açtıklarında içimdeki ağırlığın azaldığını hissediyordum.

Merak etmeye başlamıştım artık, tamamen içimdekiler bittiğinde bana ne olacaktı? Sonum yaklaşıyor muydu?

Bizi ısıttıkları yağ kokan, hızlı hızlı dolaştığımız yerde bize benzeyen ama sağı solu kırılmış, kesilmiş, kopmuş ve kırık dökük yoğurt kaplarını hatırlıyorum ve acaba ben de aynı şekilde yine oraya geri dönüp dönmeyeceğini merak ediyordum. Kendimi öyle kötü bir halde, düşünmek bile istemiyordum.

İçimdekiler bittiğinde sonumun geleceğinden emindim. Şimdi daha net hatırlıyorum, işim bitince bir çöp poşetine oradan geri dönüşüme ve her şeyin sonu… Genelde böyle oluyordu ve en beklenilen ve normal son bu idi. Aslında buna razıydım. Sonların en kötüsü bu değildi, bir keresinde bir şişe kapağı olmuş, bir martının gagası içime girmiş, bir türlü kurtulamamış ve benim yüzümden geri dönüşüme girmişti o da. Atomlarının zamanla yok olduğunu hissetmek ve bu da hatırlamak hissettiğim en kötü şeydi.

Her şey yine kararmış ve ben korku ve endişe içinde bir daha aydınlık olmayacağını düşünerek aydınlığı beklemiştim. Aydınlık olduğunda şaşırmıştım çünkü hiç hissetmediğim şeyler hissediyordum. Soğuk, ıslak ve iç gıdıklayıcı şeyler yapıyordu insan bana. Sonra daha aydınlığa çıktım, bu parlak içimi ısıtan ama beni değiştirmeyen çok güzel bir parlaklıktı. Ne olduğunu bilmediğim ama beni iyi hissettiren şeye minnet duydum ve içime yine bir şey dolduruluyordu ama bu sefer farklıydı. Önce sert küçük şeylerden konuldu sonra biraz daha yumuşak benim renginden olmayan bir şeyler, sonra üzerine başka şeyler konulup en tepeme kadar dolduruldum ve bitti. Ne olduğunu anlayamadığım bir şekilde o içimi ısıtan parlak şeyin tam altındaydım ve iyi hissediyordum kendimi. Bu hayatın kaynağı, hayatın ışığı olmalıydı.

Birkaç hafta sonra içime doldurulan koyu renkli şeylerin içinden, başka şeyler çıkmaya başlamıştı. Yeşil yeşil şeyler. Yaşayan çok güzel görünen şeyler. Benden içimden çıkıyorlardı, inanılmazdı. Birkaç kere karanlık ve aydınlık olduktan sonra artık bana gelen sıcaklığı kesecek kadar büyüyen şeyler olmuşlardı. İyi de gelmişti. Bazen o kadar sıcak oluyordu ki atomlarımın yer değiştirdiği ve yumuşamaya başladığımı hissediyordum. Değişim iyi gelmiyordu bana.

Birkaç kereden fazla karanlık ve aydınlık olduktan sonra o yeşil şeylerden farklı farklı renklerde şeyler çıkmaya başladı. Çok güzellerdi. Benden güzelerdi eminim. Her renk vardı içimden çıkan. Ben artık yoğurt kabı mıydım yoksa değişmiş miydim? Bilemedim, ısınmadan kesilmeden değişebilir miydim? Kendimi çok iyi hissediyordum. İlk defa bana çok kibar davranılıyordu. Daha önce oradan oraya atılan, sertçe bir yerlere konulan ve sarsıntı ve panik içinde geçen hayatım, buraya geldiğimden beri değişmiş ve hiç sarsılmamış hiç itilip kakılmamıştım.

İnsan gelip konuşmaya başlamıştı bizimle. Şaşırdım. Kala kaldım. Güzel çiçek deyip sevmeye başladı. O zaman öğrendim içimden çıkanların çiçek olduğunu. Kendimi çok daha iyi hissediyorum ve artık eminim ben değiştim; ben artık plastik yoğurt kabı değilim.

Ben artık çiçek saksısıyım. Mutlu, sıcak ve huzurlu bir çiçek saksısı… İlk defa hissedebildiğim için pişman değilim. Geçmişlerimi hatırladığımda diyebilirim ki;

Her plastiğin hayali yoğurt kabı, her yoğurt kabının hayali bu olmalı;

Çiçekli yoğurt saksısı…

 

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. (Çiçek Etkisi)

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz. (Öykü: Çiçek Etkisi)

Öykü: Çiçek Etkisi

-Çiçek Etkisi Öyküsü

İlginizi Çekebilir
16621849951725626034

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir