1. Anasayfa
  2. Öykü

Bizim Kız

Yazan: Rüveyda Sare YILDIRIM


0

Bizim Kız

Öykü: Bizim Kız

“Kâğıttan gemini başucuna koyduysan ‘Yelkenler fora!’ diyemezsin… Perdeler yarı açık, yarı kapalıysa, içeriye ışığın tam dolmasını bekleyemezsin… Ve eğer bir şeyleri ümit ediyorsan, ışığı ve yelkenleri şansa bırakamazsın…” diye geçirdi içinden. Bir gözünü araladı, meskenini yokladı ve “Bu sabah da dünyadayım, endişeye mahal yok” dedi. Sonra diğer gözüne de fırsat verdi açılması için… -Bu gözler buna teşekkür mü etmeliydi, yoksa gördükleri ve görmek istedikleri arasındaki zilyon farka mı takılsaydı, bilemedi…-  Ve nihayet hiçbir şeye tam olarak kânî olamayan bu fâni, yeni bir nehâra daha merhaba dedi. –‘Merhaba’ demediğine adım kadar eminim aslında, yine de biraz ümit etmekte üzerime yoktur…-

‘Günler’ dedi, ‘Aslında birer kahraman gibi… Güneş ve Ay, aksamadan devam eden bir raksa eşlik ediyor sanki… Gökyüzündeki ritim aynı olsa da yeryüzünde bin bir çeşit ritim farklılık gösterebilir elbette… Güneş’i sevebilirim, Ay’ı da tabii ki… Ama ikisine de güven olmaz zannımca, hâl ve hareketleri benim menfaatlerime hiç mi hiç uymuyor.’ -Bütün bunlar, güneş ve ayın asla umurunda değildi ama sen bunu nereden bilecektin, bilsen de kabul etmemeyi seçerdin zaten…-

13. kitap bitmek üzereydi, 24. kitaba gelene kadar kim bilir neler yaşanırdı, kimlerle karşılaşılır, hangi duygularla muhatap olunurdu… Şüphesiz gelecek, asla kaçınılamaz ve bir o kadar da umulamazdı… Hep beklenilen, daima varsayımlara mevzu olan, saygın aristokratlara benzeyen bir kavramdı… -Bizim kız, varsa yoksa geçmişle ilgilenirdi… Önünde hep bir soru bankası, görülen geçmiş zaman ve duyulan geçmiş zaman arasında mekik dokur, cevaplarını da asla bulamazdı… Bulamamak ne kelime, kendi kendine gayblar oluşturur, gâib ve gâibeler diyarında dolanır dururdu… Allah akıl fikir versindi… Verse, kabul eder miydi? Sanmıyorum, tanısanız siz de sanamazdınız…-

‘Kış geliyor, çatı katında donacağım bir gün… İnsan hep yükseklerde olmak ister de yalıtım önemli, yalıtım şart değil mi?’ -diye düşünürken bile, içindeki duyguların çatı katından inmeye asla niyeti yoktu… Hâlbuki bazı ânlara ve bazı duygulara yalıtım şart değildi, insan bağışıklık da kazanabilirdi… Eh işte, bizim kız biraz garanticiydi… Bu gidişle, içindeki kışın ayazında yalnızlıktan ölecekti…-

‘Bu hafta hangi etkinlikleri uygulasam, nasıl materyaller hazırlasam acaba? Makas izi denen bir şey var kesinlikle ve bunu benim gibiler dışındakiler asla fark edemezler… Aman kurşun kalem izleri görülmesin, aman yamuk kesmeyeyim, sakın ha sakın yırtılmasın, şu karton beyazını görmekten nefret ediyorum… -E canım sen de abartma, diyeceğim de duymaz bizimki… ‘Bizimki’ olsun mu, ben tek başıma uğraşmaktan çok yoruluyorum bazen… Bir de böyle ahım şahım işleri yok mu? Her şey mükemmel olsun havaları… Sanki münezzeh olabilecekmiş gibi tüm noksanlıklardan… Bazı şeyler kusurluyken de güzel olabilir hâlbuki yarım bir gülüş, yarım bir bakış, tamamlanamayan içine gark olmuş cümleler, uzatılamayan çiçekler, fazla olur diye yerlere serpiştirilen kahkahalar… O, anlamaz işte ama… O, dünyaya bir daha gelse kusursuz ve herkesin imrendiği bir sanat abidesi olmayı isterdi bence…-

“Ay bu havalarda bir kahve olacak, bir de yanında havuçlu, tarçınlı, cevizli kekler, kurabiyeler… En bi sevdiğim doğrusu… Ben de epey güzel yaparım. Ay ikinciyi yarım mı bıraksam, yesem mi, dayanamayacağım sanırım, ay ama yok dayanmalıyım…” -Kurabiyenin, tatlının diyeti mi olurmuş a canım… Bir şeyin de mutluluğuna tam var işte, ‘ne güzel’ de ‘Oh iyi ki de yapmışım, yemişim, bir daha olsa yine yerim!’ de… Her şeyden kısma, her şeye kızma… Ona da pek bir şey diyemiyorum aslında, bu kadar çok söyleniyorum arkasından ama yüzüne mümkün değil… Neyin tadına varmış ki şimdiye kadar… Yürümüş, çok yürümüş, aşırı yürümüş… Tam koşmak istediğinde ise ayaklarının altından tüm hevesleri çekmişler… Zaten çoğu zaman da bir şeyler mümkün olmasın diye hepten mükemmel takılıyor bence… Kusursuz hayaller kurmalıydı ki kimseciklere fırsat veremesin, kimsecikler yanından geçemesin, bir söz dahi edemesinler… Kimseciklerin de çok umurunda olduğunu söyleyemeyeceğim ama bahsi gelmişken şunu da ekleyelim: Kim bilir günün birinde bir fânî, bir fânîyî kânî de edebilirdi… Biz, vaktimiz oldukça bizim kıza biraz dua edelim en iyisi…-

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz. (Bizim Kız)

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir