Bir serçe narinliğindeki yaşamlar…
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Bir serçe narinliğindeki yaşamlar…

0

Bir serçe narinliğindeki yaşamlar…

Gece, öylece bilinmezlikleriyle ilerliyordu ve soğuk,  nöbet kulübelerindeki askerlerin içine işlemişti. Çaresiz elleri tetikte bekliyorlardı. Ki bu çaresizlik, işin içinden çıkılmaz bir hale sokuyordu her saniyeyi… Kış ağır ağır gelirken, çehreler daha bir sertleşiyordu. Yüz hatlarının belirginleştiği bu tuzaklı topraklarda, bir gece daha gündüze teslim ediliyordu…

Kuşlar bu dönemde mi göç ediyordu bilinmez. Ama büyük gözetleme kulesi birçoğu için son durak oluyordu ne yazık ki. Bu yıllar geçse de değişmiyordu. Değişmeyecek bir döngüye, yıllar yılı eşlik etmek de benim kederime düğümlenmişti. Yıllar geçiyordu, yaşlanıyordum, kuşlar göçüyordu ve her göç ölümler oluyordu bu kulede… Her devir bu topraklarda güzel insanlar katlediliyordu!

O gece yine türlü aldanmışlıklarla soluksuz kalmıştım odada. Güç bela attım kendimi dışarıya. Gökyüzünde tek tük yıldız vardı ve hava epey soğuktu. Gece tepede bir yerdeyseniz ve şehir boylu boyunca uzanıyorsa aşağıda bir yerde, şehrin ışıklarına dalıp gidersiniz genellikle. Ve bu birçok duyguyu ortaya çıkartır. Bu duygu karmaşası, adeta bir gökkuşağı gibi renkten renge girer. Ama genellikle koyudur renkler. Gece hiç aydınlık olmayacak hayallerin canlandığı ve var olmuş olan hayal kırıklıklarının kıymıklarının battığı bir düzlem üzerine kurulmuştur nedense!

İçeriye girmek için döndüğümde, kapının hemen önünde iki adet kuş olduğunu fark ettim. İki küçük serçe boylu boyunca uzanıyordu yerde! Biri oracıkta ölmüştü. Muhtemelen kuleye çarptığı anda yitip gitmişti küçük bedenindeki ruhu… Ötekisi ise hareketsiz, ama canlıydı. Hemen elime alıp içeriye girdim. Oda sıcaktı. Elimde tutarak kendisine gelmesini bekledim bir süre. Gece ilerliyordu. Gece güne çalıyordu. Ve bu saatler; düşmanın pustuğu yerden çıktığı, uykunun da en güçlü bastırdığı saatlere denk geliyordu. Uykuya meydan okumak güçtü. Ki genellikle galip çıkan uyku ve nihayetinde pusuda duran düşmanın ta kendisiydi. Uyku bizi av, onları ise avcı yapıyordu…

Avucumda yaralı bir kuş, yüreğimde anlamsız bir telaş ve göz kapaklarımda bilinmez bir ağırlıkla; çoğu insanın hiç bilmediği bu hissizliği bedenim morfin yemiş gibi algıladı. Ve ardından uykunun huzuruna daldım. Üç dakika, beş dakika, on dakika; henüz kestiremediğim kaç dakika geçtiyse, avucumdaki serçenin çırpınışına uyandım. Bir an göz göze geldik. Kuşun kalp atışlarını hissediyordum. O telaşlı kalp atışlarına benim kalbim de eşlik ediyordu… Korkmuştuk. Korku bilinmezlikten gelir aslında. Bundandır insanların karanlıkta korkmasının temel nedeni…

Islığı andıran bir ses işittim önce. Avucumun içindeki serçeyle tekrar göz göze geldik.  Ardından büyük bir gürültü duyuldu. Serçe avuçlarımda dışarıya doğru koştum. Gördüğüm manzara dehşet vericiydi! Büyük gözetleme kulesi bir füzeyle vurulmuştu. Silahımı almak için hemen odaya geri döndüm. Dışarıdaki nöbetçiler çatışmaya başlamışlardı bile. Serçe bir süre ne olduğunu anlamaya çalışmıştı. Ama seslerden ürkmüş olacak ki avucumdan inmek istemedi. O an silah sesleri bir anda kesildi. Ve nöbetçileri kaybettiğimi hemen anladım. Bir başımızaydık. Yaralı serçe ile birlikte bir köşeye sindim. Bir elimde otomatik tüfeğim, diğerinde ise yaralı serçe vardı. Sesleri işitiliyordu saldırıyı gerçekleştirenlerin. Biraz sonra, bulunduğumuz odaya gireceklerdi. Ve her şey son bulacaktı. Koca bir keder bırakacaktım ardımda! Ve derken kapı açıldı…

Son Dakika- Güzel ülkemizin, harika kentindeki askeri karakola yapılan saldırıda, 15 güzel insan hayatını kaybetti. Karakolun içinde cesedi bulunan astsubayın avucunda, yaralı bir serçenin kurtulduğu bilgisi yetkililer tarafından açıklandı. Serçe veteriner tarafından tedaviye alındı, durumu iyi. Saldırıyı gerçekleştirenlerin, yakalanması için çalışmalar yürütülüyor…

04.30 14.11.2014

Öykü: Bir serçe narinliğindeki yaşamlar...

Yazarın (KorsanKalem) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
İnstagram hesabımızı da takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir