Geçmiş Olsun Güzel Ülkem
Yazacak çok şey var… Bu yazıyı ekip üyelerimizin de katkıda bulunduğu bir derleme şeklinde sizlerle paylaşmayı düşünüyordum. Arkadaşlarımızın gönderdikleri yazıların henüz ilk cümlelerini okuyup bilgisayarı kapattım. Bir şeyleri bir araya getirmeye, okumaya, yazmaya ve diğer hayat meşgaleleriyle uğraşmaya gücümüzün olmadığını; yaşamanın, soluk almanın, uyumanın, konuşmanın güç olduğu 20 günü devirdik ya da topyekûn devrildik bilmiyorum…
Acıyı yazmak, acıyla yazmak, acıdan yazmak… Bir felaketin içinde kalınca, bir çaresizlikle kuşanınca anlıyor insan dünyadaki yerini ve düşünüyor elbet, bir hiçliğin tam merkezi olduğunu. Orada hiçbir makamın, hiçbir paranın, hiçbir kibrin bir anlamı kalmıyor. Yanına kâr kalacağını sandığı her şey bir bir diziliyor etrafına… İşte o zaman ne yaş kalıyor ne de kuru, yakıp geçiyor. Acısı kalıyor geride… Acısı da yakıyor ama…
Yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybeden tüm canlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Geride kırık dökük kalan tüm vatandaşlarımıza da sabır diliyorum…
Herkesi; yaralarımızı sarmak için çaba sarf etmeye, unuttuğumuz toplumsal dayanışmayı yeniden hatırlamaya ve yaşanan bu acılardan ders almaya davet ediyorum. Bu acıları ancak dayanışma ruhu dindirebilir… Bir daha benzerlerinin yaşanmamasını sağlayacak olan da yine toplumsal dayanışmadır. Aynı hataların, aynı sorumsuzlukların, aynı acıların yaşanmadığı bir Türkiye dileğiyle…
Geçmiş olsun güzel ülkem, geçmiş olsun güzel halkım, geçmiş olsun…
*Arkadaşlarımızın bu yazıda yer alması için gönderdiği yazılar kendi istekleri doğrultusunda sitede yayınlanacaktır. Bu yazıda yer veremediğim için her birinden özür dilerim…
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
– Geçmiş Olsun Güzel Ülkem
