Babaannem Bana Ne Bıraksa?
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Babaannem Bana Ne Bıraksa?

Yazan: Özlem D. P.

0

Babaannem Bana Ne Bıraksa?

Şimdi size cümlelerimin içine serpiştirilmiş birkaç sayı söyleyeceğim. Önemli… Ben 23 yaşındayım. Üniversiteyi bitirmiş, iş aramaktayım. Gencim. Yüzüne bakılmayacak kız değilim. Az biraz da makyaj yapsam hiç de fena değilim aslında. Bakın çok güzelim demiyorum. Ama iyiyim yani. Saat 2. Gece 2 yani. Hatta 2’yi yirmi geçiyor. Ben 2 buçuk demektense 2 demeyi tercih ediyorum. Lehime çünkü. 2 gibiydi geldim. Ama 2 buçuk desen, o üçe evrilir, 5’e devrilir emin olun.

Babam 48 yaşında. 25 yaşında almış kucağına beni. 35 yıldır da hem çalışmış hem okumuş. 1 yıl olmuş emekli olalı. Varın siz düşünün, düştüğü boşluğu. Gece 1, kumanda elinde. 2’de elinden düşmüş, halının çiçeğine saplanmış bir. İkisi de sere serpe. İkisi de fazla yorgun. Yılların yorgunluğu. Uykudan önceki son cümlesi “sabah oldu, gelmedi” olmuştur eminim.

Babaannem 70. Ama işi bitmemişlerden. Belli ki alacağı çok şey var buradan. Kazığına dayanmış, hesabını yarına bırakmamaya niyetli. Gece 11’de mutfakta. Mutfak 5 derece soğuktur diğer odalardan. Serindir diyeyim ya da. Oturup dua etmekte. Hırkası, örtüsü, eteği… Ekmek sepetinin yanındaki leğenin içinde, yerde. En çok da kendine istemekte. Daha çok almak için. Başkalarına ne verdi, veriyor bilemem. Ama ben en çok onun örtüsünün altındaki beyazlarından isterim bir tutam. 11 buçuk, o amin deyip uykuda. Nerelere uçmakta, bana sır?

Gece 2. 2’yi 20 geçiyor aslında. Bir gölge gibi süzülüyorum mutfağa. Ah be dede, çok seviyorum seni rahmetlim. İyi ki de iliştirmiş mutfağı, kapının girişine. Bir bardak soğuk su, nefes üflüyor ciğerime. İçerde yine kıyameti koparıyor vekiller. Ne anlıyor acaba babam? Anlıyorsa da başkalarına ne anlatıyor? Öyle dinliyor sadece. Babasından miras kalan huyunu kime devretmeye niyetli acaba? Tırnağımdaki kadınlığım kırmızıya çalmış bu gece, 55 kiloyu taşımakta. Benim kavgam en çok saklanmakla. Süzüldüğüm mutfakta beni kim kurtaracak Ya Rab, diyorum ellerim semada. Babaanne sen çok yaşa. Örtün, hırkan ve eteğin. Çiçeklerini tepemden döküp beni babamdan kurtarmakta. Şiirimi beğendiniz mi?

Babamın çıtırtıları, vekillerin aniden susması, karanlığın suratıma çarpacak olması. Bir an yerdeki o pembe leğenle göz göze gelmem. Beni nasıl da bürüdü örtüsüne babaannemin. Tıpkı onun gibi dizlerimin üzerinde Rabbim’den bu gecenin hasarsız, vukuatsız geçmesini diledim. Saat tam 2’yi 20 geçiyordu ve secdedeydim. Tövbe estağfurullah, sesi düştü taş gibi çiçeğimin boynuna. Gölge gibi süzülüp uzandı yatağına babam.

Şimdi söyleyin bana, ben nasıl şükretmeyeyim varlığına babaannemin. 70 az gelir ona, bir 70 yıl daha o secdeye kapansa. Gidecekse de bana düşecek tek şey o örtüsü olsa.

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir
Manken

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir