Aşkımın Süt Hali
  1. Anasayfa
  2. Eski Yazarlardan

Aşkımın Süt Hali

Yazan: Özlem D. P.

0

Aşkımın Süt Hali

  • İlk âşık olduğunuz anı hatırlayın, size hissettirdiklerini yazın.

İlkokul dördüncü sınıftayım. Karnımda hep bir ağrı. Onu görünce başlıyor. Ağlamak hissi hiç gitmiyor okula gidince. Aniden onu görüşüm, saçımı savurmak isteyip de kulak memesinde kesilişinin ince makas içi kalbimde. Sınıflarımız yan yana. Dışarıda İstiklal Marşı okurken de sınıflarımız yan yana diziliyor sıraya. Omuz omuza okuyoruz bir kez marşı. Sesim çatallaşıyor, o gülüyor. Denizler dolusu ağlıyorum içime. Dudaklarımı kıpırdatıyorum duymasın cılız, hışırtılı sesimi diye. Müdür, mikrofonu alıp olmadı diye fırça çekiyor bütün okula. Küfür bilmeyi çok isterdim o zaman. Müdüre etmek için… Aşktan anlamayan göbeklinin tekiydi o. Düğmesinin altından göbeği fışkırırdı ve bilmezdi o şişko! Bir daha söyledik marşı ve ben hâlâ cızırtılı bir radyoydum. O daha da güldü. “Salak” dedim ona da. “Salaksın.” Bilse onu sevdiğimi yine böyle davranır mıydı acaba?

Andımızı okuduk ardından. Allah’ım hayat ne kadar zor ve tören ne kadar uzun diyordum içimden. O elindeki topu sektire sektire giderken benim taklidimi yapıyor ve Cihan’a gösteriyordu. Burnum kiraz gibi kızarana kadar ağlamıştım o gün. Sırf o bana güldü diye… Sevdiğinden gülseydi de ağlar mıydım? Ne bileyim âşık olanlar hep bir hüzünlüydü sanki. Annem konuşurken duymuştum, “Kara sevda oldu” demişti bir arkadaşı için. Kız öyle kendi kendine ağlıyor, kimseyle konuşmuyormuş. “Babası sevdiğine vermediği için olmuş” diye devam etmişti annem. Çok sevdiği için, sevebildiği biri olduğu için hep mutlu olmasını beklerdim ben de ama yanlışmış. Baksana ben de hep ağlıyorum!

Bizimkilerle onların sınıf, maç yapacaktı bugün. Bedenciden izin almışlar. Kızlar da tezahürat edecek. Şimdi ben kimin tarafı olsam? Bir yanımda dört yıllık arkadaşlarım, bir yanımda da o. O işte… Ne desem ki adına, bilemediğim. Uzun uzun arkasından baktığım. Sonra onların cazgır kızları bağırmaya başladı: “4 C buraya yumruk havaya, 4 C buraya yumruk havaya!”. Bizimkiler de başladı: “Yayaya şaşaşa 4 B 4 B çok yaşa!” Ama ben onun da yaşamasını istiyordum. Herkesten çok yaşamalıydı. Benden bile hatta. Sonra devam etti bizimkiler “Galata galata, köpeklere salata, köpek salata yemez, aslan 4 B gol yemez.” O köpek değil diye bağırmak geldi içimden. Sonra burnum yine yanmaya başladı, gözlerimde yaş. Goller atılıyor, kalbim ağları yırtılmış kale gibiydi. Kaleci olup bütün topları yakalamak istedim. Sonra huysuz, yaşlı bir kadına dönüşüp karnına sokuvermek bıçağı topun! Bu oyun bitmeli, bu maçın kazananı olmamalıydı. Ama oldu. 4 B, yani biz 7-4 yendik. Hayatımın en kötü günü. Bütün gece ağlayıp hayal kuracağım bir günü planladım kalbimde.

Sonra o geçti yanımdan. Cızırtılı sesiyle İstiklal Marşı’nı okudu. “Salak” dedim ben yine. Hem de sesli. “Golleri yediniz tabi, sütünüzü için de gelin!” diye bağırdım suratına. Kıpkırmızı oldu. Topunu yere vura vura gitti yanımdan. Bilmiyordu ki kalbimi deliyordu her vuruşunda yere. Kalbimde bir acı… Hissediyordum. Şimdi bunu Halime’ye söylesem gülerdi. Güler miydi gerçekten? Kesin! Peki ya Aslı? O belki anlardı. Ama o olduğunu bilse, kızardı bana. “Salağın teki” demişti geçen gün onun için. Of âşık olmak için çok mu erken? Anneme söylesem, “Başlarım aşkına!” der, küfrederdi. Arkasından bir sigara yakıp “Kül tablasını getir!” diye bağırırdı kesin. O an ben de bir tane içmek isterdim. İçip içip onu düşünmek… Salak olmadığını ve onu çok sevdiğimi bağıra bağıra söylemek isterdim.

Ama söylemedim. Yıllar geçti üzerinden. Okulu biten kızın köyüne dönmesi gibi döndüm mahalleye birkaç aylığına. Otobüsten inince onu gördüm. Sıfır kollu bir atlet giymiş. Nefret ederim o atletlerden. Boynunda bir parmak kalınlığında zincir… Hiç sevmem! Kollarında, dirseklerine kadar dövme. Adı Bilal olanın kolunda dövme mi olur dedim içimden. İçimde atamadığım hep çatıştığım yobazlık ve ötekileştirme! Kulağında küpe, elinde basketbol topu… “Salak şey!” dedim yanından geçerken. Bir şey mi dediniz, dedi. Evet, çok önceden, çok şeyler demiştim demeyi çok isterdim. Demedim. “Hayır.” dedim sadece. “Peki.” dedi ve gittik. İşte o gün ağlamadım bir tek.

————————————Editör Notları——————————————–

Kendine has hikâyelerini her okuduğumda beni bir yerlere götürüyorsun. Çocukluğumuzun ilk telaşlarının o ince ayrıntılarını çok güzel yansıtmışsın. Kelime ve imla hatalarında düzeltmeler yaptım. Ayrıca birkaç devrik cümlede de değişiklik yaptım. Anlamın daha net olması açısından önemli hususlar olduğunu unutma. Kendi metninle kıyaslarsan değişiklikleri göreceksin. Ellerine sağlık…

 

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz. 

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Aşkımın Süt Hali

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir