Kudret İnsanların yanması için küçük bir kıvılcımın yettiği gündeydim. Aralık’ı bekleyen yoktu sönmek için, zaten Temmuz da günahsızdı. Ellerim cebimde, sıcaklığıyla kendini avutuyordu o vakit. O vakit ki, ceplerim yanmaya…
Son Yazılar
Tozdumangrisi ‘yol’a inanmayan iz sürmez ‘ölüm’ü evetlemek kaçınılmazdır gün düşleri gece kabûslarından kara hangi kaygıyı kayırmış şimdiye kadar ‘hiçlik’ yalnızlığa katlanmak kederli kader kesik anı kesin an gibi yalan zarâfeti…
Soran Olursa İnsanlarla yüz göz olamazdım; yüzüme kâfiye, gözüme şiir çizmem bundan. Kalabalık caddeleri değil de ara sokakları seçip yolumu ve yorgunluğumu uzatmam da öyle. Hayır, yabani değilim, olgun olamayacak…
Sel Yayınları'ndan Ölümünün 50. Yılında John Steinbeck ’e Saygı Duruşu Dünya edebiyatının köşe taşlarından John Steinbeck’e ölümünün 50. yılında bir saygı duruşu: Mektuplarda Bir Yaşam 20 Aralık 2018 dünya edebiyatına…
13 Biri beni on üç yaşıma götürsün Kaldırım taşlarını saymayı unutmuşum Toprağı kucaklayan kara uzanıp Çelimsiz vücudumla çırpınarak O yarım yamalak kelebeği çizmeliyim Bakın rica ediyorum Beni on üç yaşıma…
Sıradan Günün Güncesi - 2 Dolaba kaldırmıştım zaten bamyayı. Ohh, dedim arabayı çalıştırırken. Şimdi bağırtı, çağırtı istemiyorum ya eve gidince. Kızıma ve kocama sarılıp minik, çekirdek ailemle alakasız balık ve…
Yola Çık Kendimi tanımak için yola çıktığım zamanlarda, bana yol arkadaşlığı yapan bir yazar oldu. Oruç Aruoba. İlk okuduğum kitabı ise “Hani”. Hadi bir yer paylaşayım kitaptan: “Kendin olmayı yeniden…
Günlük Kırıntıları; Cennet, Araf, Cehennem 13 Ekim 1984 Son bir aydır süren mide bulantıları ve halsizlik şikayetiyle bugün Ruth Anderson’ın kliniğine gittim. Bana hastalığımın ilerlemiş verem olduğunu, kemoterapi tedavisi görmem…
Sıradan Günün Güncesi - 1 Evin işi bitmiyor derdi de annem inanmazdım. Çünkü o yapsa da yapmasa da o ev bana hep aynı gelirdi. Televizyon sehpası kapının girişinde solda. Üstünde…
Ölmedim Reis Hep suçluyuz. Gürültüden başka bir şey değil artık adımlarımız. Senin adımların aniden gelen ve birden sönen sesler verir kulağa... Çınlar buram buram. Kanmaya hazırmış yürek. Hazırmış. Sabah oluyor.…
Gittim Gittim çoktan, aza geldim. Herkesten kaçarcasına, kendi koynuma sarıldım. alamazsın buradan. Döndüm sağıma, fakat solum. Çoktan ateşler yandı, ateşler çoktan. Azda boğulmak mı? Bazen gitmek gerek, kalabilmek için “şiir”…
Sıcak Göç Sığmaz bu koridora gülüşler Duvarlar da emeklemeyi öğrendiyse Vay haline huzurun Dik durmaya başladım artık Takındığım bu tavır Omurgamın harcı değil Daha sağlam dayanağım var dik durmaya…