Sis ve Biz
Ben sana gelirken ürkek ve zarif
Sen benden giderken mağrur ve koşar adım…
İşte ben, o yolu bilmiyorum
Neresi ezel, neden ebed?
Âh nasıl yamalı nasıl muazzam
Bir gidiş ancak bu kadar güzel işlenir…
Ben yürüyemiyorum…
Zaman yırtık bir tavan,
Ardında ulaşamazsınız, yıldızdan dağlar
Dertten mürekkepler, tepelerinde akçalar
Âh nasıl gece nasıl ayaz
Ben üşüyorum…
Sessiz olun, yorganın altında çakralar
Ellerinizi birleştirin, yanacak ruhlar
Parlıyor ışıklar, yanılsamalar, işaretler
Âh nasıl gri nasıl delik deşik
Ben yok oluyorum…
Ayrılık,
Kâğıttan gemi
Bir ucundan tutun da
İşte su birikintisi
Akıntı taze, akıntı sıcak
Âh nasıl gözden ıraksın nasıl da gözyaşım
Bağırın hadi, çalsın kornalar, dizilin sayın konvoylar
Uzaklaştı kıtalar, serildi okyanus
Ben ağlayamıyorum…
Hey!
Sis ve biz…
Nasıl lirik nasıl nakarat
Ortasında fay hattının,
Bir nankör ve tek peri
Uyanacak gibiyim
Âh! Bu bir diyalog
Ben susuyorum…
Sizin hiç unutulmuşluğunuz oldu mu?
Nasıl coşkulu nasıl keyfe keder
Ben hatırlıyor gibiyim
Âh! Hayır!
Durun! İstemiyorum..!
Sitemizdeki diğer şiirlere de göz atabilirsiniz.
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
– Sis ve Biz
l k l m n h y t r e f v c d e s ı ı i t y n