Küçük Yalancı -1-
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Küçük Yalancı -1-

Yazan: Yağmur

0

Küçük Yalancı -1-

Daha çocukluğunda başlamıştı yalan söylemeye. Kısa bir süre sonra kendine huy edinmişti.

İlk yalanı masum, basit bir yalandı. Altıncı yaş gününde annesinin ona aldığı eteği çok beğendiğini söylemişti. Siyah, dizlerine kadar inen bu etekten nefret etmişti. izlediği çizgi filmlerdeki  dışlanan, sorunlu kızlara benziyordu. Ama annesinin  hastalıklı ruh hali ona yalan söylemeyi öğretiyordu.

Okula başladığı günlerde ise öğretmenlerine yalan söylemeye başladı. Çoğunlukla geç kaldığında  yalan söylüyordu ve bu yalanlar inandırıcı taklitler oluyordu. Bir keresinde merdivenlerde uyuyan yavru kediler gördüğünü ve onları uyanana kadar beklediğini söylemişti. Bunu söylerken surat ifadesi o kadar acıklı ve masumdu ki sınıftaki herkes buna inandı.

İlk büyük yalanı, on yaşındayken yine annesini söylediği bir yalandı. Babası eve sık sık geç geliyordu. Çoğu zaman iş seyahatlerine çıkacağını söyleyip eve üç-dört gün uğramıyordu. İlaç tedavisi gören annesi bu günlerde iyice fenalaştı. O, okul için evden çıktığında annesi uyuyor oluyordu. Eve geldiğinde ise hala annesinin uykuda buluyordu. Dahası yiyecek bir şey bulamıyordu. Üstelik evde fazlasıyla dağınıktı.

Annesi, babası yüzünden böyleydi, çünkü ağlamayla inleme arasında babasının adını işitiyordu.

Babası annesini üzecek kadar ne yapmış olabilir diye düşünüyordu.

Babasının evde olmadığı bir gün çalışma odasını kurcaladı. çekmecenin içindeki kitapların altında bir sürü mektupla karşılaştı. En üstte duran mektubu aldı ve okumaya başladı.

Sevgili Tamer,

Köpeğimiz bu sabah çok daha iyi, doğrusu bu mektuplaşma işi ikimize de iyi geldi. Senden gelen mektupları ona okuyorum. Ve inanılmaz keyifleniyor. Sana yazdığım son şiiri dergi kabul etti. Artık sonsuza kadar yaşayacaksın. Bunu anlayabiliyor musun?

Seni her zamankinden daha çok arzuluyorum bu aralar. Kızın için suçluluk duymana gerek yok. Anlattığına göre zeki bir kız. Üstesinden gelecektir.

Sevgiler,  Nihal.

Mektubu düzgün yerine koydu. Annesinin yanına gitti. Ona sarıldı ve uyandırdı. ”Babam seni çok seviyor, bunu hissedebiliyorum.” dedi. Kızının bu güzelim yalanı bu kadar masum söylemesine dayanamadığı için gerçekten kocasının onu sevdiğine inandı. Ve gün bitene kadar da öyle kaldı.

Bir hafta sonra Türkçe dersinde şiir okumuşlardı. Parmak  kaldırıp öğretmenine şiirin nasıl yazıldığını sordu. Öğretmen, ”içten gelen duygular yoluyla” dedi. Genç bir öğretmen olduğu için heyecanını bastıramadığı belliydi.  Yaşı geçkin biri olsaydı ”kesinlikle uyak ve rediflerden oluşur.” derdi. Çünkü lisede aynı soruyu sorduğunda edebiyat öğretmeni ona böyle diyecekti.

Öğretmenine bir sorusu daha vardı, ”bir insanın diğerine şiir yazabilmesi için güçlü duygulara sahip olması gerekir mi?” diye sordu. Öğretmeni evet dedi ve büyük bir iştahla, mükemmel şiirin gerçek, güçlü duygular sayesinde olacağını söyledi.

Öğretmeninin abarttığını  ve  kendisinin de şiir yazabileceğini düşündü.

Bir aşk şiiri yazacaktı. Ne de olsa en iyi yaptığı şey yalan söylemek değil miydi?

Bir kaç dakika uğraştıktan sonra, kısa da olsa hatırı sayılır bir şiir yazmıştı. Sonunda onu ilk önce edebiyat öğretmenine okuttu. Öğretmeni şiiri okur okumaz kime bu kadar güçlü duygular duyduğunu sordu. O ise üst sınıflardan birinin adını söyledi. Eğer yalan söylemeseydi, çok iyi bir yalancı olduğu ortaya çıkacaktı.

Eve geldiğinde -annesi hala uyuyordu- babasını bekledi.

Planı basitti. Babasına şiiri annesinin yazdığını söyleyecekti ve babası eskisi gibi annesini sevecekti. Ama aklından gerçeği söylemekte geçmiyor değildi. Şiiri kendisinin yazdığını söylese belki babası onu da severdi.

Babası eve geldi. Her zamanki gibi çok yorgundu. Salona geçti. Kız şiiri ona verdi. Babası şiiri okudu ve bunu kimin yazdığını sordu.

”Annem yazdı, çok güzel değil mi?” Dedi.

Babası tebessüm etti, kızına baktı. ”Annen yazmayı bilmez ki!” dedi.” Sadece okur, yazı yazamaz o.”

Bu onun yalanının ortaya çıkışıydı. İlk defa böyle bir şey olmuştu ve belki de bunu başka bir yalanla örtebilirdi. Şiiri annesinin söylediğini ve onun yazıya geçirdiğini söyledi.

Babası kızının başını okşadı ve onu ilk kez alnından öptü.

***

Devam edecek…

Sitemizdeki diğer öykülere de göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Küçük Yalancı

İlginizi Çekebilir
Şiir ve Sevgili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir