Limon Kokulu Şekerler
  1. Anasayfa
  2. Öykü

Limon Kokulu Şekerler

0

Limon Kokulu Şekerler

  • Sevdiğiniz bir kitabın, bir cümlesini alıntılayıp bu cümleyi temel alan bir öykü yazın.

Babam bir haftalık sakal bırakmış. Bembeyaz. Gözü de kör. İyice ihtiyar. İyice huysuz. Kendisiyle birlikte bütün dünya ölsün istiyor. Huysuz. Çirkin. Ölesiye kadar hepimizin burnundan getirecek. Özellikle onunla evlendiği için ömür boyu idam cezasına çarptırılan annemin. (Tezer Özlü, Kalanlar)

İşten çıkıp Bayraktar’daki sahile kadar uzanayım dedim yürüyerek. Çınarlı Caddesi’nden geçerken bir dükkânın vitrininde duran, sarı renkteki bayram şekerlerine ilişti gözüm. “Limon kokulu şekerler”, öyle yazıyordu etiketinin üzerinde. Ağır adımlarla dükkâna girip bir kutu dolusu bayram şekeri satın aldım. Eve vardığımda da salonun ortasındaki masada duran şekerliğe koydum birazını. Geri kalanını da mutfaktaki dolaba yerleştirdim kutusuyla beraber.

Akşam yemeğinden sonra kuzenim Aslı geldi ziyarete. Gelir gelmez de salondaki kırmızı koltuğa yerleşip “Hadi bir kahve yap da içelim,” dedi. Bir hışımla mutfağa gidip orta şekerli bir Türk Kahvesi yaptım. Kahvenin yanına da limon kokulu şekerlerden koydum. Kahveleri elimize alır almaz muhabbete koyulduk. İş yerindeki patronundan dert yandı sık sık. Kitaplardan, filmlerden bahsetti biraz. Saat 20.30’u gösterdiğinde de Üsküdar’daki arkadaşına gitmek için ayrıldı evden. Aslı’nın ayrılışından kısa bir süre sonra kapı çaldı. Gelen annemmiş. Teyzeme ziyarete gitmiş. Hastaymış teyzem…

Saat 22.00’a yaklaştığında mutfaktaki kahve fincanlarını yıkayıp odama çekildim. Bir müddet sonra da annem geldi odaya. Elindeki şeker kutusunu gösterip “Zeynep, sen mi aldın bu şekeri?” diye sordu. “Evet,” diye cevap verdim umarsızca. “Baban görmesin bunları! Şekeri var adamın, ben bilirim onun huyunu, görürse kendini tutamaz yer bu şekerlerden,” diye sitem etti bana. “Anne telaşlanma bu kadar,” diyecek oldum iyice payladı beni. Annem odadan ayrılır ayrılmaz uyuyup kalmışım kanepenin üzerinde.

Gecenin bir yarısı ablam gelmiş odama. Geldiğini duymamışım. Uykum hafiftir oysaki… Omuzumdan dürtüp “Zeynep kalk, babam rahatsızlandı,” diyerek uyandırdı beni. Bir hışımla kalktım yataktan. Zor yetiştirdik babamı hastaneye. Şekeri yükselmiş. Annem hastane odasında “Yine mi şeker yedin sen?” diye sitem etti babama. En çok da bana kızdı annem. Haklı tabi kadın… Neyse ki babamın o kadar da büyütülecek bir şeyi yokmuş. Bir daha şeker yemesin diye sıkı sıkıya tembih etti doktor.

Ertesi gün babam hastaneden taburcu olduktan sonra evdeki tüm şekerleri mahalledeki çocuklara dağıttım. Bir tanesini de kendime ayırdım; hani şu limon kokulu olanlardan…

Yazarın (Mustafa Aslan) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

1990 Manisa doğumlu. Adnan Menderes Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Yiyecek İçecek İşletmeciliği Bölümü lisans mezunu.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Öykü: Hiroşima

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir