Hanımlar beyler; tadını çıkartın, süzülüyoruz.
Sağ tarafınızdaki pencereden bakarsanız, ölmekte olan birini göreceksiniz.
Ne kadar sinematik, ne kadar da şiirsel…
Ölmeden önce son sözlerini söyledi, son kez sevdiği insan tarafından öpüldü ve süzüldü, tıpkı bizler gibi.
Süzüldü ve ışıklar kapandı,
Şov devam ediyor ancak izleyemeyecek.
Onun için bir devam filmi yok,
Bina boşaltıldı, salon kapatılıyor.
Görüyorsunuz ya, ölümün böyle acı bir tarafı var,
Ölüm sinemada izlenildiği gibi şiirsel değildir.
Beyaz perdede ölen karakter, hele bir de kendini feda etmişse, ölümünün tadını çıkartır.
Sahneler gözünüzün önüne gelmiştir,
Gururlu bir ruh,
Hâlâ sıcak bir ceset,
Ölümünden sonra olan biteni izleyebilen bir hayalet,
Sona rağmen devam edebilen bir hayat…
Hayat böyle değil, biliyorsunuz.
Genellikle cesetler hızla soğur,
Çabucak katılaşır,
Hızla çürür ve bütün bunların ötesinde,
Son nefesinizden evvel size yakın olan her şeye sonsuza dek yabancılaşır,
Sonsuza dek uzaklaşırsınız:
Ardınızdan anlatılan hikayelere,
Kaldırılan kadehlere,
Anıldığınız güzel akşamlara…
Hanımlar beyler; tadını çıkartın, süzülüyoruz.
Sol tarafınızdaki pencereden bakarsanız hayatın anlamını arayan insanlar göreceksiniz…
İki ihtimal var:
Ya hayatın anlamını ararken bir gün kendilerini daracık bir tabutta bulacaklar,
Ya da milyarlarca hayatı tek bir anlama, tek bir doğruluğa, tek bir yönteme bağlamaktan vazgeçip mutlu bir hayata sahip olacaklar.
Hayatın anlamı diye bir şey yoktur,
Tanımladığımız her şeyi inşa eden insandır:
Kalem sözcüğü, biz o sözcükle bir nesneye gönderme yaptığımız için anlamlıdır,
Tarihin hiçbir safhasında kalemlerden oluşan çeteler insanları döverek “Bize kalem diyeceksiniz!” dememiştir.
Hayatın anlamını mı arıyorsunuz?
Aramayın, çünkü her hayat için geçerli bir kod,
Bir mutluluk örüntüsü,
Bir haz havuzu yok.
Tembellik etmeyin ve unutmayın,
Hayat matematik değildir.
Benzer sorular aynı formüllerle çözülür ancak,
Milyarlarca hayat tek bir formülle anlam kazanamaz.
Hanımlar beyler, kemerlerinizi açabilirsiniz, yaklaşıyoruz.
Kaptanınız konuşuyor:
“Sevgili yolcularımız, seyahatinizde bizleri tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Keyifle kalın, Martı Jonathan Livingston gibi süzüldüğümüz bu güzel yolculuğu unutmayın ve en önemlisi, hoşça kalın.”.
