Haftanın Sonu
  1. Anasayfa
  2. Hayatın içinden

Haftanın Sonu

Yazan: Amelie

2

Haftanın Sonu

Sabahın köründe kafasında şarkı çalanların dışı ne haldedir diye düşünürüm. Zeki Müren’in  Rast Makamında okuduğu, bestesi İrfan Özbakır, güftesi Mehmet Erbulan’a ait dört mısralık bir eser var, sabahın 6’sından bu yana esir aldı beni. Biraz son dönem, biraz iç yolculuk, biraz da dört gün sonraki tez sunumumdu galiba bu eseri çağıran. Derler ki; diline pelesenk olan şarkıda, söyleyemediklerinin tamamı vardır. Sadece söyleyemediklerin mi? Hissetmeye korktukların, hayal etmekten kaçtıkların, gerçekleşmez diye düşünmemeye çalıştıkların… Ne kadar sakladığın varsa dökülür kelimelere, notalarla harman olur; gelir çarpar yüreğine. Yürek dediğin çok başka bir mefhum. Tam bir karşılığı yok başka dillerde. Hani diyor ya “Ben kalbimden başka yerde, inan seni bulamadım” diye, bu da öyle.

***

Don Quijote’nin cesaretine imreniyorum bu ara. Belki kitabı tekrar elime almış olmamın sebebi şu ara kendimi onunla eş gördüğüm içindir. Yel değirmenleri ile olan savaşı öyle basit değilmiş aslında, çocuk aklımla okuduğumdaki Don Quijote ile şu anki Don Quijote öyle farklı ki. Galiba zamanın esaretinin yansıması bu durum. Şan ve şöhret peşinde koşmanın da bir adabı varmış mesela. Önce bütün şövalyelerin hikâyelerini bilecek, sonra onların yaptığı her şeyi yapıp zırhını kuşanıp serüven peşinde koşacakmışsın.  Haksızlıkları düzeltecek, tehlikeleri göğüsleyecekmişsin. Don Quijote böyle bir şan ve şöhret arayışında.  En çok da on dördüncü bölümde rahmetli çobanın insanı perişan eden cümlelerini okuyunca hissediyor insan bunu, ki şöyle diyor o mısralar:

“Aynı anda hem umut edip

hem korkabilir mi acaba insan,

ne zaman başlamalı umut etmeye,

belki en iyi zaman

neden korktuğundan emin olduğun an.”

***

Emin olunamayanların oluşturduğu girdaplar, korku nöbetlerinin başlangıcı. Umut, uzak ülkeler diyarı. Günün birinde Sancho gibi düşünmek kurtarır mı, yoksa Cyrano’nun onuru mu insanı insan yapan?

Haftanın Sonu

Diğer yazılara da okuyabilirsiniz.

Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (2)

  1. Ben çocukken ailecek seyahat ederken,fonda usul usul TSM çalardı arabanın teybi…Genelde Müzeyyen Senar’lı şarkılarla biterdi kavuşulacak yakınlara uzayan yollar.İçimizden şarkı tutup,dışımızdan sevdiklerimize armağan ederdik ‘Bundan sonraki senin olsun!’ diye de bir tür fal bakılırdı…Laf aramızda hala bakılıyor!!!
    Taaa o günlere yolladın beni sabah sabah Amelie…
    Seni okumayı seviyorum.
    Ve…Her ne kadar geçer akçe Sancho gibi düşünmek olsa da,Cyrano’nun onuru insanı insan yapar!

    • Ne kadar geç kalmışım bu güzel yoruma cevap vermekte… Affet güzel yürekli Aycadısı…”İçimizden şarkı tutup, dışımızdan sevdiklerimize armağan etmek”… Ne güzel bir anlatımdır… Ben de senin tabirlerine, tasvirlerine, özetle yazdıklarına hayranım… Cyrano forever! 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir