Ruhumdaki faça
Uykusu kaçtı sesimin
şu ayağı çamurlu dünya
kör bakan bir kuyu!
neyi gezdiriyorum böyle içimde?
bütün avluları soğuk!
gövdemdeki sahil kurak
hep bir yalnızlık;
benimle birlikte üşüyen
hadi bu da yarım kalsın
pulsuz, zarfsız, kağıtsız!
oysa bahçenin rivayetiydi çiçekler
sürülmeseydi pazarlara
yarısı kül!
gölgesine bile çekilemiyor insan
psikopat
psikiyatri
psikolog
nerde kaldı elem doktorum?
kabahat; üstlendiğimiz acıda
Aşk kime kaldı?
göresim geldi yağmuru
dürtüleriyle sevişiyor bir kadın
adı; bipolar
sefere çıkardım aklımı benimle kalsın diye
bi git başımdan içi yoksun!
Aynada kendini çizer yara
aşkı atın boşluğa
ay boşlukta!
bütün imlalar su aldı bu gemide!
kibirli bir ev tanıyorum
çarpık bir iz
kalmasa sınıfta bari
az daha ümitleniyordum
hayaller Paris!
çok eski bir gürültü bu
Mızıka çalardı Dostum;
gülüşlerim akardı ağzımdan
düşümü çağırın yanıma
kaç kez denedik sylvia?
akşamın karanlığını sökmeye
sana her dokunduğumda yatağından sıçrıyor harfler
bu aralar çok sıklıkla
cinnet havası var televizyonda
hiç de sevmem bu lanet kutuyu
kimse bilmesin diye toprağa döktüm ayağımdaki kederi
sesimde yabani bir çığlık
yerli yersiz
kırsal bir boşluk
yorgun bir ağaç
kime yedirdim gül yüzlü konuşmalarımı
Ah benim canımın kırığı;
“Ahlar ağacım”
kanatlarımı nerde bıraktım
hiçbir yer değilim!
Ruhumdaki façaya dikiş atıyorum
insan dediğin;
ayrılığı çoğaltan bir mahlukat
içi dışına vurmaz
dışı içinde yaşamaz
bir depremi daha bağışladım
sonsuz sevgi, sonsuz bağlılık
beni içine al hey melodi!
topal bir çiçek yürüdü içimde
bir yanı beyaz
bir yanı kör
bir yanı zehir
iyi bilirim tükendiğim yerleri!
küller de öğrenir mi?
Çizim: Luvima
Yazarın (luvima) diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.
Korsan Edebiyat’ı instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.
Haftalık bültenimize ücretsiz abone olup gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
– Ruhumdaki faça