Müzik, Müzisyen ve Türkiye
  1. Anasayfa
  2. Müzik

Müzik, Müzisyen ve Türkiye

Yazan: yigitcanvai

0

Müzik, Müzisyen ve Türkiye

Merhaba,

Başlıktan da anlayacağınız gibi benim için ilahi bir konu olan müziğin ülkemizdeki icracıları ve icracıları gibi gözükenler tarafından piyasa durumundaki duygu ve düşüncelerimi paylaşacağım. Müziğin her çeşidini dinliyorum (pop, arabesk, caz çeşitleri, klasik müzik, rock çeşitleri vs.) çünkü ben bir müzik insanıyım onlardan kendime dersler, ilhamlar çıkartmam gerekli. Konservatuvarda okurken klasik müzik dışında bir müzik çeşidi dinlemek ve çalmak “günah” sayılıyordu neredeyse. Haluk Levent ile 2000 yılında Bursa Atatürk Stadyumunda konser yaptığımızda okuldan atılacaktım. Bunun tabi ki de haklı ve haksız nedenleri mevcut. Öncelikle haklı nedenlerine gelirseniz küçük yaştaki öğrencilerin beyin ve kulaklarını kalitesiz şeylerle doldurup onları olumsuz yönde etkilememek için. Haksızlığa gelirsek (bence bu daha büyük bir problem), insanlara ayrımcılığı, kendini beğenmişliği, bakış açısını kısıtlamayı öğretiyor! Onun yerine öğrencinin dinlemek istediği müziği bil, araştır ona pozitif örnekler sun ve kendisini olumlu yönde geliştirsin.

Dünya çapında ismi hiç bilinmeyen, az bilinen ama sayıları hiçte yabana atılmayacak kadar sanatçımız mevcut çok şükür. Benim sanatçı anlayışım çok üst düzeyde icra eden kişi değil, alanında uzmanlığının yanı sıra kişiliği ile de topluma yol gösterecek örnek birisidir. Bunlardan tanıdığım Bayazıt Akhundov, Aydın Esen, Genco Arı, Utar Artun, Emir Cerman, Asım Can Gündüz, Mehmet Ali Sanlıkol, Pelin Halkacı Akın, Cihat Aşkın, İslam Manafov, İlteriş Sun ve şu an aklıma gelmeyen çok kişiyi sayabilirim. Yeni gelen genç arkadaşlarımızdan da çok önemli isimler gözlere çarpmakta ve bu bana mutluluk, gurur veriyor.

Onun dışında televizyon, tablet, internette gördüğümüz tıklanma, izlenme sayıları binler hatta milyonları bulan kişiler de mevcut. Sadece satış politikasından ötürü milletin duygu ve akıl sağlığıyla oynayıp, paraları götürenler maalesef çoğunlukta.

Müzik dinlerde dahi kullanılan bir araçtır. Müzik resim sergilerinde, tiyatro oyunlarında, filmlerde araba kornalarında, kapı zillerinde, dünyanın dönüşünde, kuşların cıvıltısında, rüzgârın esişi ve yaprağın düşüşünde bile mevcuttur. Müzik, matematik, sosyal bilimler, tarih, coğrafya, astronomi, astroloji gibi pek çok bilim dalını da içinde barındırırken nasıl oluyor da bu kadar ayaklar altına alınabiliyor!

Ama suçun bir kısmı da bizlerde. Kendimizi yıllarca büyük görmek, ego yapmak, kibir, müzisyen olmayanları aşağılama yaparak bu seviyeye geldi. İnsan önce kendisinden sorumludur ve yaptığın, dinlediğin müzik ise senin iç dünyanı gösterir.

Bir master classta İdil Biret’e sorumun üzerine; “beynimi ikiye bölüyorum. Bir kısmını gündelik işlerim için kullanırken diğer kısmını hiç durmadan müzik için kullanıyorum. Mesela şu an seninle konuşurken kafamın içinde Adnan Saygun çalıyor.” demişti.

Gilles Appap ile bir çalışmamda çok heyecanlandığım için bana; “heyecanlanacak bir şey yok, sen de insansın ben de. İkimiz de etten, kemikten yapılmayız” demişti.

Berklee College Of Music sınavına girerken Pearly Lee sınav öncesi toplantıda; “biz öğrencileri değerlendirirken, onları nasıl daha rahat ve içindekileri ortaya çıkartabilecekleri bir ortam sunabiliriz, onlara nasıl daha fazla burs verebiliriz diye düşünüyoruz. Bugün 3 kişinin önünde heyecandan çalamayan kişiyi yarın öbür gün binlerce, milyonlarca kişinin önüne nasıl çıkartabiliriz ki!?” demişti.

Sevgilerimle.

Konuklarımızın diğer yazılarına da göz atabilirsiniz.

Bizleri instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

Müzik, Müzisyen ve Türkiye

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir